5. parça "Nefesin"

1.2K 68 6
                                    

Jaleen uyandığında, sabah olup olmadığından emin olamıyordu. Odaya girmeye çalışan güneş ışığı evin önündeki ağaçlardan dolayı kesiliyordu. Doğrulup belini tuttu. 

Kai kapıyı ayağıyla açınca çarpmasına neden olmuştu. Odaya girdiğinde Jaleen'i görünce kısa sürelik bir şaşkınlık yaşayıp başını çevirdi.

"Hala yatıyor musun?" Kai kapıyı kapatıp elindeki poşedi masaya bırakırken Jaleen ayaklanmıştı bile.

"Hayır..." Jaleen yürüyüp yatağa oturduğunda rahat bir zeminin varlığını hatırlamıştı. Kai'nin ne yaptığını dikkatlice incelediğindeyse bir kap içinde soslu, salata benzeri birşey yediğini görüp ayağa kalktı. 

"Buuu... hardallı bir sos mu? Yoksa zerdeçal gibi birşey mi?" Yemeğe iyice yaklaşıp kokladı ve yanındaki ekmek parçasıyla bir parça alıp ağzına atıverdi. Kai ise ağzında kalan yemekle ona bakakalmıştı... Onun yemeği çiğneyişini izlerken ağzını parçaladığını hayal ediyordu... Çatalı masaya fırlattığı gibi düşmesine neden olmuştu. Aniden ayağa kalkıp kendinden 15 santim aşağıdaki Jaleen'e tepeden baktı. 

"Canımı sıkıyorsun... Gerçekten..." Kai gidip banyoya girdiğinde Jaleen arkasından bakmakla yetindi.

"Napabilirim ki..." Salataya tekrar bir bakış attığında karnından gurultu sesleri geliyordu. Oturup bir güzel yemeye başlamıştı bile....

Öğlene doğru dışarı çıkan Kai, eve geldiğinde akşam olmak üzereydi. Jaleen bütün bir günü uyuyarak geçirmişti. Kai eve geldiğinde onu sarsarak uyandırmış, herşeyini anlatmasını istemişti. Jaleen ise kendisi hakkında söyleyecek şeyleri zar zor bulan biriydi.. Şimdi bu sessizlik içinde, bu ahşap kulübede başbaşalardı...

"İşte böyle bir çocukluktu... Annemle babam beni gerçekten sever, ama işlerini de önemli tuttukları zaman çok fazla. Şimdi, ben burdayken.. muhtemelen bi yerlerde tek başıma vakit geçirdiğimi düşünüp fazla endişelenmemişlerdir.. Benim için endişelenen tek varlık Prens... Minik köpeğim. Öyle, herkes gibiyim işte."

"Değilsin." Kai farkında olmadan söylediği bu cümleyle aniden ona baktı. "Başka birşey düşünüyordum... Erkek arkadaşın var mı peki?"

Jaleen şok olmuş gözlerle ona baktı ve ellerini sıkmaya başladı. "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum." 

"Neyse ne. Öğrendiğim kadar bir de öğrenmediğim şey olduğunu düşünüyorum..."

"Neden benim hayatımı merak ediyosun? Seri katillerin kurbanlarını bir sıraya göre seçtiklerini okumuştum... Bütün kurbanlarının hayatlarını didikleyip ona göre mi ayırıyosun yoksa?"

Bu soru Kai'nin kısa da olsa gülmesine sebep olmuştu. Hem de onun karşısında ilk kez... "Benim öyle salakça şeylerle uğraşcak vaktim yok." Ayağa kalkıp banyoya yönelirken aniden dönüp Jaleen'e baktı. "Bir daha o lafı ağzına alma. Sonuçlarını görmek istemezsin." Hafifçe göz kırpması, Jaleen'in zaten karışık olan aklını iyice bulandırmıştı. Kai gerçekten hayatı keşfedilmesi gereken kişiydi, ama buna pek istekli hissetmiyordu. 

Dışardan gelen ani sesle Kai Jaleen'in üstüne atlayıp yatağa oturmuş, koluyla onun boynunu sarmış, kafasını sıkıştırmıştı. Ya Jaleen?!?! Hiç bir harekette bulunamadan kasılıp kalmıştı!  Kai pencereden gizlice dışarıyı izliyordu. Gelen sesin MR'a ait olduğuna emin olunca başını çevirmesiyle Jaleen'le burun buruna geldiler... 

"Sesini... çıkarma..."

"... Ha...?"

Dışarıdan gelen kurt seslerinin haricinde tek duyabildikleri otların çıkardığı ayak sesleriydi. Kai'nin acilen birşeyler düşünmesi gerekiyordu. MR'ın bile bilmediği bu minik ev, 2 gündür hiç olmadığı kadar tehlikeli olmuştu! Kai tekrar Jaleen'e baktı ve onun hızlı nefes alıp verişlerini tam olarak çenesinde hissediyordu.

"Boynun kollarımın arasındayken bir hareket yapmamanı tavsiye ederim, ucube!"

Jaleen o kadar sinirliydi ki fısıldarken bile sesini yükseltmişti. "Bunun farkındayım, sürekli yüzüme vurmak zorunda mısın?!! Benim adım ucube değil, Jaleen! Ja-leen!"

Kai'nin ona bakışları tekrar şaşkınlıkla kaplandı. "Bu gerizekalı sınırlarını fazla zorluyor." diye düşünse de durumun tehlikesinden dolayı hiç birşey söylemeden dışarıyı gözledi. Bu davranış Jaleen'i fazlasıyla şaşırtmıştı ama birkaç saniye içinde şaşkınlığını atıp gözlerini kapamıştı. Kafasını farketmeden gömdüğü için Kai'nin koluyla kaplanmış ağzı ve burnundan zorlukla nefes alıyordu.

Kai ara sıra göz ucuyla ona bakıyordu. Yaklaşık 10 dakikanın ardından Jaleen başını biraz geri çekip nefes almaya başladı. 

"Kimse yok... Yeter artık.. Lüt..fen..." 

"Şşşş!!" Kai başını çevirdiği anda MR'ın tam karşıda olduğunu gördü ve hemen Jaleen'le birlikte kendini aşağı çekti. 

"Kokunu alabiliyorum, Kai." Yıllardır yanında olduğu dostunun kokusunu bir izci köpeği gibi takip ediyordu MR ve bu durum Kai'nin hoşuna gitmiyordu.

"Gidip banyoya gir ve ben gelene kadar asla, asla çıkma. Ne olursa olsun. Anladın mı?" Jaleen'i serbest bırakan Kai yataktan kalktığında Jaleen banyoya girmişti. Kai biraz saçını dağıtıp kapıyı açtığında MR kapıya yürüyordu.

"Ha? Uyandırdım mı yoksa?" MR evin dışına göz gezdiriyordu. "Bu oyuncağı yeni mi sahiplendin? Hadi ama Kai, sana bundan daha iyisini sağlayabilirim.." MR kurnaz kurnaz gülüyordu.

"İhtiyacım olmayan hiç birşeyi istemiyorum. Senin burda ne işin var MR?" Kai yavaşça kapıyı kapatıp dışarıda kalmış ve ona yürümeye başlamıştı.

"Dün beni durdurduğunda, polislerin geldiğini söylemiştin. Bütün gece beklediğim halde kimse gelmedi dostum. Bak, güneş batıyor... Tam 1 gün oldu bile."

"MR... Sana dürüst davranıcam. Çünkü bu olaydan fazlasıyla sıkıldım. O kızın ne seni, ne de senin oyununu gördüğünü sanmıyorum. Hatta eminim. O bunun haberini bile sonradan almış biri."

"Buna... nasıl bu kadar eminsin Kai?"

"Eminim işte. Bana yeterince güvenmiyor musun?" Başını eğip saçlarını düzelttikten sonra tekrar ona baktı Kai. "Ona ne yapmak istiyorsan, yapmana gerek kalmadı."

"Bu işi sana vermiştim hatırlıyorsundur belki? Şimdi ona karşı neden korumacı davranıyosun? Bu piliçlerle uğraşmayı sevdiğin için günlerdir sana izin veriyorum Kai!!!!"

Kai yumruğunu sıkıp MR'ın üstüne yürümeye başladı. "Senden herhangi bir konuda izin almadım yaşlı adam. Şimdi bağırmayı kes yoksa......" Kai kendini zorlukla frenliyordu...

"YOKSA?? NE YAPARSIN?!" MR Kai'yi omuzlarından geriye itmişti.

"Canımın.... İSTEDİĞİNİ!" Kai MR'ın üstüne gidip ona çarptığında onu öldüremeyeceğini farketmişti. Yüzüne tamamen yaklaşıp kıpkırmızı suratıyla söyleniyordu. "Siktir git burdan."

MR Kai'nin bu yüzünü tamamen hissettiği için, geri adımlarla gitmeye başladı... MR gösterdiğinin çok daha fazlasıydı ama Kai'ye karşı... asla öyle davranmazdı...

Kai onun gittiğine emin oldu. Eve girip banyonun kapısını bir hışımla açtı. "Danger... is out." Alnındaki teri silerken duvara yaslanmış olan Jaleen'in ona aniden sarılmasıyla nerde olduğunu, kim olduğunu unutmaya başlamıştı...

Bir seri katilin aşk defteriWhere stories live. Discover now