13

2.3K 279 38
                                    

Keyifli okumalaar. :)

13. Bölüm

Restorana geldiğimizde Kaan'ın dediğim gibi dışarıdan görünen bir masa rezerve etmiş olduğunu gördüm. Melis ve Arda Bey çoktan gelmişti. Bizi gördüklerinde ikisi de her ne konuşuyorsa bir son verip ayağa kalktılar.

Melis'in Kaan'a elini uzatırken son derecede gergin olduğunu görebiliyordum. Ama tabii ki bunu ancak ben anlardım. Kaan ve Arda ikilisi Melis'in hâlâ ilk toplantının etkisinde olduğunu bilmiyordu.

"Bize katıldığınız için teşekkürler," diye selamladı Kaan Melis'i. İkisinin de resmiyeti elden bırakmayacağı belliydi.

"Eğlenceli bir yemek olacağa benziyor," dedi Melis gülerek. Hepimiz bir şekilde haber olacağımızın farkındaydık. Arda Bey ve Kaan buna alışıklardı zaten. Ben de baş ettiğimi düşünüyordum ama Melis bu konuda alenen heyecanlıydı.

Kaan'ın sandalyemi çekmesiyle arkadaşımı incelemeye bir son verip yerime oturdum. Kaan'ın bu abartılı nezaketi karşısında Melis bana bakıp kaşlarını oynattı. Dudaklarımı birbirine bastırırken ona sonra der gibi baktım. Bir şeyler demek istediği o kadar belliydi ki.

"Yorucu bir gün geçirmiş olmalısınız." Tabii ki konuya doğrudan girdi. Kaan kare masada yanımda oturuyordu. Karşımızda da Melis'le Arda Bey vardı. O yüzden Kaan'ın tepkisini görebilmek için ona bakmam gerekti.

"Öyle oldu," dedi pek bir şey belli etmeyen bir sesle. "Sanırım açıklama yapmanız için sizin şirkete de gelmişler. Bir sorun çıkmadığını umuyorum."

Bundan haberim yoktu. Gözlerim irileşirken Melis'e baktım. Neden bana bir şey söylememişti? Ve Kaan'ın haberi varsa bütün gün niye hiç bundan bahsetmemişti?

"Biraz ısrarcılar," dedi Melis omuz silkerek. "Onlara Alkım'la çalıştığınız dışında pek bir şey söylemedim."

Kaan bundan memnun olmuştu. Tam o sırada garson menüleri getirdiği için konu da orada kapanmış oldu.

Ardından menüler incelendi. Bütün gün yorgunluktan bitap düştüğüm için kendimi oldukça aç hissediyordum. Tercihlerimi bu yüzden et üzerinde yoğunlaştırdım.

Biraz fazla şey sipariş etmiş olmam herkesi şaşırttı. Ama beni şaşırtan Kaan'ın "Ben de aynılarını istiyorum," deyişi oldu. Göz göze geldiğimiz an sadece ikimizin anlayacağı bir an yaşadık. Kaan'ın yüzündeki çarpık gülümseme az kalsın içtiğim suyu püskürmeme neden olacaktı. Bir kaza çıkmadan elimdeki bardağı masaya bıraktım ve derin bir nefes aldım.

Karnımın guruldamaya başladığı sıralarda sonunda yemeklerimiz geldi. Bir garson yemeklerimizi servis ederken diğeri de içkilerimizi dolduruyordu. Dışarıdan bakıldığında bir kutlama yemeğinde olduğumuz bile söylenebilirdi. Haber başlığının ne olacağını düşünürken Kaan kadehini, "Yeni başlangıçlara," diyerek kaldırdı.

Arda Bey gülerken, "Buna eskisi kadar karşı olmadığını görmek rahatlatıcı," diye takıldı ona. Melis'in buna katıldığını görmemek için kör olmak lazımdı.

Nitekim arkadaşım kendini daha fazla tutamadı. "Şirkete geldiğinizde bir an beni öldüreceksiniz sanmıştım."

Kaan buna içten bir şekilde güldü. "Doğru," diye onayladığında ise arkadaşım daha da şaşırdı. "İkinizi gerçekten de öldürmek istemiştim."

Bize dediğini sandığımdan yemek az kalsın boğazımda kalıyordu. Ama Arda Bey'i kast ettiğini anladığımda rahatladım.

"Peki, şu an memnun musunuz?" diye sordu Melis. Ses tonunda acayip bir merak vardı. Bana yandan bir bakış attığında amacının göründüğü gibi olmadığını anlamıştım. "Şirketimize çok fazla güvenmiyordunuz ve bir danışmanla sürekli birlikte olacak olmanın sizi rahatsız edeceğini söylemiştiniz."

GÖKKUŞAĞI (KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin