8

4.3K 401 44
                                    

Wattpad hesabıma teknik sorunlar yüzünden giremedim, ancak ulaşabildim hesabıma. Keyifli okumalar. :) <3

8. Bölüm

Akşam yemeği için gözlerden uzak bir restorana arka kapıdan giriş yapmıştık. Bize Kaan'ın isteğiyle yine ön kapıdan oldukça uzak bir masa tahsis edilmişti.

Kaan'la böyle bir gizlilik sergileyerek yemek yemek garipti. Alışık olmadığım bir şeydi ama artık bununla sık sık karşılaşacağımı biliyordum.

Yemek seçimlerini Kaan'a bırakarak onu biraz rahatlatmaya çalıştım. Her ne kadar yemekte bunları konuşmak istemediğini bilsem de uygun zamanı kolluyordum.

Başta oldukça sıradan şeylerden konuşarak ilerledik. Birbirimizi daha yakından tanımaya çalışıyorduk. Tehlikeli olmayan şeylerden konuşurken Kaan oldukça rahattı. En sevdiğimiz filmleri tartıştık. Müzik zevklerimizi öğrenmeye çalıştık. Eve gidince bana en sevdiği parçayı açacağına dair söz vermişti ayrıca. İşin tuhaf yanı Kaan bunları paylaşmak için oldukça hevesliydi. Kendi hakkında bir şeyler söylüyorsa beni daha fazla şey söylemem için biraz zorladığı bile söylenebilirdi.

"Ailen hakkında konuşmaktan hoşlanmıyorsun," dedi en sonunda.

Elimle boynumu ovalarken "İkimiz de bu konuda yaralıyız," dedim. "Sen de bundan hoşlanmıyorsun."

Normal bir zamanda Kaan beni detay vermeye zorlardı. Ama zorladığında benim de aynısını ona yapacağıma dair verdiğim mesajı anlayarak anında konuyu değiştirdi.

"Yemek tercihim nasıl? Umarım beğenmişsindir."

Çatalımla eti keserken "Gerçekten beğendim," dedim gülerek. "Normalde asla böyle bir şey sipariş etmezdim." Ardından ona olabilecek en tatlı bakışımı yolladım. "Bazen asla düşünmediğimiz şeyler bizim için en doğru şeyler olabiliyor, değil mi?"

Kaan bu tatlı girişimime sırıtarak karşılık verdi. "Hiç boş durmuyorsun değil mi?" dedi bana dikkatle bakarken. Onun tarafından böyle detaylı inceleniyor olmak ne yalan söyleyeyim beni gerdi.

Sandalyemde kıpırdanırken "Ama öyle değil mi?" diye sordum.

"Bu kadar soslu bir et yemeği sipariş etmek benim için doğru bir karar sayılmazdı. Ama senin tavsiyene uyup yediğimde hiç de kötü bir şey olmadığını fark ettim."

Kaan'ın gülümsemesi daha da genişlerken konuyu ciddiye alıp almadığını anlayamadım.

"Ama berbat bir yemek de çıkabilirdi," diye karşılık verdi bana. "Damak zevkine uymayabilir, sevmeyebilirdin." Bakışları daha ciddi bir hal alırken "Hayal kırıklığına uğrayabilirdin. Daha önceden deneyimlediğin şeyler seni hayal kırıklığına uğratmaz," diye devam etti.

Çok inatçıydı. Tam güzel bir yerden girdim derken beni bozguna uğratmayı başarıyordu. Yine de ifademi koruyarak etten bir parça alıp yavaşça tadını çıkara çıkara yemeye koyuldum.

"Ama" dedim lokmam bittiğinde. "Diğer seçeneği hiç denemeseydim, bu lezzetin asla farkına varamazdım."

İlk defa ciddiye alarak bunu geçekten düşündüğü andı. Gözleri hafifçe kısılarak söylediklerimi gözden geçirdiğini fark ettim. Farklı bir şekilde baktığını hissettim. Ama saniyeler sonra yine eski haline geri dönmüştü. Yine bana açılmıyordu. Sinirlendim. Doğru olduğunu bile bile söylediklerimi inkar etmesi hoş bir şey değildi.

O an, Kaan'ın sorunun değişimle ilgili olduğunu anladım. Olduğu şeyden memnundu. Değişmek istemiyordu. Haklı olduğum konular olsa da beni reddetmeye devam edecekti.

GÖKKUŞAĞI (KİTAP)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon