Umut ile Aysu hoca arasında yaşanan kısa süreli bakışlar sonunda bittiğinde, Aysu hoca okuduğu kağıdı diğerlerinin üzerine koyup sıradakine geçti. Evet son iki...

"Ece 48." ah Ece'm ah, benim yanımda dura dura sen de bu laneti üzerine çektin. Üzgünüm be Reis!

Umut'la olduğu gibi Ece ile de kısa süreli bakışma yaşandığında, Aysu hoca okuduğu kağıdı diğerlerinin yanına koyarken yandan Ece'ye bakış attım. Notunun okunmasıyla az önceki stresi gitmiş aman koy göte gitsin modu yine geri gelmişti anlayacağınız. Gözlerimiz kesiştiğinde gevşekçe gülümsediğinde onun bu ani değişimlerime gözlerimi devirsemde gülmeden de edemedim.

Ve o an...

Evet gençler, tüm sınıf okunmuş ve ben de itinayla son ana kalmıştım. Görüyorsunuz anlatmaya gerek yok! Derin bir nefes alıp dışarı üfledim. Sonucu pek tabi biliyordum ama yine de bir umut belki bu sefer farklı olur düşüncesiyle gerilmeden edemedim. Bir koca nefes daha alıp verdim. Ne olur bu sefer farklı olsundu! Ne olur...

Bir kere de şu sınırı geçeyim dişimi kıracaktım ya, bakın valla söz! Kıracağım. Yeter ki geçeyim! Lütfe---

"Mavi, aferin kızım. Her zaman ki gibi yine nokta atışı yapmışsın, tebrikler canım. 49."

Neyse zaten şaka yapmıştım, dişimi de kırmayacaktım. Saçmalamayın, o kadar da deli değildim!

Beklediğim ama içten içe olmamasını istediğim notumu duymamla eski moduma geri büründüm. Zaten bir kerede elli olsaydım şaşardım da neyse... Aysu hoca son kağıdı da okumasıyla hepsini toplayıp düzgünce çantasına yerleştirirken bir anda hışımla ayağa kalktım. Hadi ama itiraz etmeyeceğimi kimse söylememişti, değil mi?

"Ama hocam---"

Aysu hoca itiraz edeceğimi anlamış olmalı ki sözümü kesti.

"Hayır Mavi, yanlış hesaplamadım puanını."

"Ama hocam---"

"Hayır Mavi, bilerek seni kırk dokuzda bırakmadım canım."

"Ama hocam---"

"Evet Mavi adına, soyadına da puan verdim. Zaten en çok puan oradan geldi." dediğinde bir daha ağzımı açamadım ve el mecbur kalktığım yerime geri oturdum. Bu kadın gizliden gizliye müneccim olabilir miydi, arkadaşlar? Nasıl bilmişti sorularımı?

Kadına her defasında bunları sorduğun için olabilir mi seni geri zekalı! diyen iç sesime gözlerimi devirdim. Sen hala yaşıyor musun aq bir sus!

Kendi kendimle dalaşa girdiğim vakit, Aysu hocanın "evet çocuklar zil birazdan çalar. Serbestsiniz." diyerek kapıya doğru yönelmesiyle, öğle yemeğine girdiğimizi belirten zil sesinin yani benim deyimimle kurtarıcımızın sesi tüm okulda yayıldığında oturduğum yerden hızla kalıp kapıya doğru ilerledim.

Aysu hocanın peşinden hızla kapıdan çıkmamla çok geçmemişti ki Ece'de yanımda bitti.

Evet, şimdi açlıktan can çekişen midemi doyurma vaktiydi! Okul zamanları içinde en mutlu olduğum an bu andır, biliyor muydunuz?

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin