32 •Bulletproof:X•

Comincia dall'inizio
                                    

Ama Jaehyun benden önce konuştu "Ben... Tek başıma bunu yapamam. Lütfen gel." sesindeki çaresiz tınıyı reddedebilecek gücüm yoktu. Bu yüzden kabul ettim. Yoongi ve Jimin'in yanına geri döndüm.

"Jaehyun onunla eve gitmemi istiyor." 

Jimin anlayışla başını salladı "Yoongi'de evlerine gidecekti, değil mi?" 

Yoongi başını evet anlamında salladı.

"O zaman ben kalabalık etmeyeyim. Siz gidin, geç kalma ama." Jimin'i geçirdikten sonra Yoongi yanıma geldi.

"İyi misin?" 

Kafamı sağa sola salladım. Kısa sürede Taeyong'a alışmıştım. O mektup meselesine rağmen kötü biri olduğunu düşünmüyordum ama son günlerde ona soğuk davranmıştım. Aptal gibi hiçbir şey öğrenmeden onu yargılamıştım.

"YeonHa, gidiyor muyuz?" Jaehyun yanımıza gelip Yoongi'ye kısa bir selam verdi.

"Ben de geleceğim, götürebilirim?" Jaehyun'a ısrar edip bizimle gelmesini sağladım. Şuan yalnız kalması daha çok üzülmesine sebep olacaktı. Yol boyunca camdan dışarıyı izledi, gözünden tek tek akan yaşları görmek içimi mahvetti. 

Evin içi sessizdi. İnsanlar taziyelerini sunmak için geliyor, fısıldaşıp gidiyordu. Jaehyun okuldan gelen çocuklarla ilgilenmekten yorulmuştu. Ben ise bir kenarda sessizce oturuyordum. Her şey şaka gibiydi. Daha dün görüşmüştük, konuşmuştuk. Daha dün kanlı canlıydı ama şimdi...

İlk defa ölümü bu kadar yakından görmenin verdiği bir burukluk vardı. 

İçeri giren kadına kaydı gözlerim. Herkesten farklı bir duruşu vardı. Bol paça, kumaş siyah pantolonu, siyah gömleği, siyah küçük el çantası, siyah eldivenleri ve gözlüğü ile baştan aşağı farklı duruyordu. Siyah olduğu için değil, siyahı böylesine güzel taşıdığı için. Yavaş adımlarla Taeyong'un annesinin yanına gitti. Birbirlerine kısaca sarıldılar ve siyahlı kadın bir şeyler söyledi. Sanırım motive etmeye çalışıyordu. 

Ama o sırada başka bir şey oldu. Yoongi diğer odadan geldi ve siyahlı kadının kolunu tuttu. Sinirli ve gergin duruyordu. Kadın ile birlikte lavabonun olduğu koridora gittiler. Merakıma engel olamayıp ben de peşlerinden gittim. Ses çıkarmamaya özen göstererek lavabonun o tarafına geldiğimde sesleri geliyordu.

"Burada olacağını tahmin ettiğim için geldim." dedi kadın sakin bir sesle. 

Gerçekten tanışıyorlardı demek.

"Sence bunu konuşmanın yeri burası mı?" dedi Yoongi son derece soğuk sesiyle. 

Mesele her ne ise Yoongi'yi bir hayli sinirlendirdiği belliydi.

"Telefonlarımı açmıyorsun, açınca dinlemiyorsun bile." 

Yoongi sinirli bir nefes bıraktı "Sen de pes et o zaman. Düşün yakamdan." 

Koridordan gelen bir başka sesle kendimi hemen ortaya attım. Bunu tamamen panikle yapmıştım. İki kişinin bakışları bana dönünce ben de şaşırmış numarası yaptım "Ben lavaboya girecektim." 

Gözüm Yoongi'deydi. Ama beklemediğim bir şey oldu.

Dönüp kadına "Bunu sonra konuşacağız." dedi ve yanımdan geçip gitti. Öylece. Hiçbir şey demeden ya da dönüp bakmadan. Sanki... tanımıyormuş gibi çekip gitti. Bu garip anı bozmamak için ben de lavaboya girdim. Çıktığımda kadın yoktu, Yoongi'de yoktu. Sadece elimi yıkamıştım. 

Dışarı çıkıp Yoongi'ye bakındım. Evin kenarında yerdeki taşları iteklerken buldum onu.

"Yoongi?"

Bulletproof: X [BTS+Yoongi] ✔️Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora