19

211 28 4
                                    

Gözlerini fotoğraftan çekmeden silinen gülüşünü izledim. Başı öne eğik olduğundan gözlerine net bir şekilde bakamıyordum. Ardından elinde tuttuğu fotoğrafa bir damla yaş düştü. Sonra ikinci. Daha sonra üçüncü.

Ağzından bir hıçkırık çıktığında bu ani duygu değişimine şaşırmamışım gibi yapmaya çalıştım.

Şu an ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Onu sakinleştirmeli miydim yoksa kapıdan çıkıp onu yalnız mı bırakmalıydım?

Kafasını geriye atıp ağlamasına daha büyük bir şiddetle devam ettiğinde endişelenmeye başlıyordum. İki dakika önce gülerken şimdi niye boğulacak kadar ağlıyordu ki?

Omuzları sarsılıyordu ve ben sadece onu izleyebiliyordum. Yıllardır içimde insanlara karşı biriken kin sanki bedene bürünmüştü ve beni kıpırdamamam için sabit tutuyordu.

İçimden küfürler ediyorken o bir kez daha hıçkırdığında sol kolumun zincirini kırıp yavaşça omzuna doğru sardım. O da sanki bunu bekliyormuş gibi kafasını göğsüme gömdüğünde, temasıyla bütün zincirlerimi kırmış ve kinden adamı öldürmüştü.

İki elimle onun ince bedenini sardığımda her şeyin geçeceğini, hep burada olacağımı söylemek istedim ama yapmadım. Bu kadar yıpranmış bir kıza yalan söylemeyecektim.

a reason to try// hoodOnde as histórias ganham vida. Descobre agora