4

415 37 5
                                    

Birkaç saattir bilincim tamamen açık bir şekilde sırt üstü uzanıyordum. Arada birkaç önlüklü insan yanıma gelip bir şeyleri kontrol ediyorlardı. Yaptıklarının bir sikime yaramadığına emindim, sadece dolu gözükmeye çalışıyorlardı.

Daha sonra kapı açıldığında endişeli annemi ve Mali'yi görmemle göz devirmem arasında yemin ederim ki bir saniye ya vardı yoktu.

Annem yine büyük bir drama içinde ağlıyordu ve onları çok korkuttuğumu ve onun gibi birkaç şeyi daha zırvalıyordu. Aslında dinlemediğim için pek bir önemi yoktu.

"Biz senin mutluluğun için her şeyi yapıyoruz ama sen yine de buna kalkışıyorsun." Annem hıçkırıkları arasında konuştuğunda göz devirmemek için kendimi nasıl tuttuğuma Tanrı şahitti.

"Anne öncelikle dibine kadar mutsuz bir insan olduğumu bilmeni istiyorum."

Sesimi olabildiğince alaysız tutmaya çalışıyordum ama elimde değildi. Cidden bu ağlamalarıyla sinirlerimi bozuyordu.

"Ve ikincisi de, Tanrı aşkına neden ölmeme izin vermiyorsunuz?"

Annem korkuyla elimi bırakıp elleriyle yüzünü kapattığında mümkünmüş gibi yatağa daha da gömülmeye çalıştım.

Mali gözleri dolu dolu bana bakıyordu ve ağzı da hayal kırıklığından olsa gerek, açık duruyordu.

"Calum, bizi üzdüğünün farkındasın değil mi? Kendi canını alırsan sadece ölen kişi sadece sen olmayacaksın, bizi de öldüreceksin."

Mali kısık sesle, neredeyse fısıldayarak konuştuğunda nerdeyse etkilenecektim. Ama neredeyse.

"Tabii Mali, özür dilerim kendi bedenimi öldürmek istediğim için. Sonuçta sadece benim sayılmaz, bu beden hepimizin!"

a reason to try// hoodWhere stories live. Discover now