BÖLÜM 11

253 42 2
                                    

"Bugün cadılar buradan alışveriş yaptı. Yanlarında bir insan vardı, şu boylarda genç bir kız."

"Nasıl birisiydi? Adını söyledi mi?" Tezgahtar kadın merakla bakışlarını kendine soru soran genç kıza çevirdi.

"Adını söylemedi, çok konuşkan bir kızdı. Ama yanındaki cadının adını duydum. Kristi galiba." Hera heyecanla Kainin koluna yapıştı.

"Duydun mu? Yeniden kız kardeşimi görebileceğim."

"Peki ne zaman buradaydılar?" Kai bir yandan kadından bilgi almaya bir yandan da Herayı sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Uzun zaman oldu, herhalde okullarına geri dönmüşlerdir."

"Kai, biz de hemen o okula gitmeliy-"

"Cadıların okuluna gidemeyiz Hera. Yanımızda bir cadı olmadan o bölgeye giriş hakkımız yok." Hera yavaşça ellerini Kainin kollarından çekti.

"Merak etme Hera, Kris Naeuna zarar vermez."

"Zarar vermek mi?" Hera ve Kai aynı anda tezgahtar kadına döndüler. "O ikisi çok iyi anlaşıyorlardı. Hatta cadı çocuk insan kıza bu tezgahtan bir hediye bile aldı."

"NEE?" Hera ellerini beline dayayıp devam etti. "Ben bu çocuğu döverim."

"Saçmalama! Kardeşin en azından güvende." Hera Kaiye yan bir bakış attı. "Tamam, hiçbir şey söylemedim say."

***

Chen

Bu yeni kızı çok sevmiştim. Oldukça içten ve samimiydi. Dönüş yolunda atımı sürmesi için ona verdim. Başlangıçta çok yavaş ve dikkatli gidiyorduk fakat sonra birden hızlandı. Birden hızlanınca düşmemek için telaşla Naeunun beline sarıldım. O an içimde bir şeylerin hareketlendiğini hissettim. Böyle hissetmiş olmam doğru mu? Miayla uzun bir süredir partneriz ve son zamanlarda neredeyse sevgili gibi olduk. El ele tutuşuyoruz ve bazen birbirimize sarılarak uyuyoruz. Hissettiğim şey bir anlık bile olsa kendimi suçlu hissediyordum. Gece bir türlü uyuyamadım, yatakta döndüm durdum. Evet, kendimi suçlu hissediyordum fakat Naeundan uzaklaşmak da istemiyordum. Aksine, istediğim şey onunla daha da yakınlaşmak ve onu daha iyi tanımak. Yatağımdan doğruldum ve hızlı adımlarla odadan çıktım. Krisle konuşmalıydım ve bu kızın kim olduğunu neyin nesi olduğunu öğrenmeliydim. Karanlık koridorda hızla yürürken bahçedeki ışık dikkatimi çekti. Gözlerimi kısarak baktığımda Krisin bahçede tek başına oturduğunu gördüm. Gecenin bir yarısında ne yapıyordu bu çocuk? Bahçeye çıkmak için merdivenlere yöneldiğimde bir an karar değiştirip yeniden Krisin odasına doğru yürümeye başladım. Kristen bir şey öğrenebileceğimi sanmıyordum, direkt Naeunun kendisine sormak daha mantıklıydı. Kapıyı çaldıktan sonra birkaç dakika bekledim. Kapıyı açan olmamıştı. Naeunun uyuduğunu düşünüp arkamı döndüğüm sırada kapı birden açıldı.

"Ah Chen! Kusura bakma, beklettim." Naeunun başında sarılı bir havlu vardı, sanırım banyo yapmış. Demek ki Kris bu yüzden dışarıda.

"Beni uyku tutmadı da biraz sohbet ederiz diye düşünmüştüm."

"Ah, tabi gel." Naeun kapıdan çekilince içeriye girdim. Naeunla sohbet etmek için ona doğru döndüğümde gördüğüm manzara yutkunmama sebep oldu. Naeunun üzerinde tek omzunu açıkta bırakan bir tişört vardı. Sağ omzu açıktaydı. Bu durum kalbimin hızlanmasına sebep olmuştu ama bir şey dikkatimi daha çok çekmişti. NAEUNUN SAĞ OMZUNDA OLMASI GEREKEN CADILIK MÜHRÜ YOK! Bu ne demek?

***

Kai

Eve döndüğümüzde tüm öğrendiklerimizi neneme anlattık. O da çok sevinmişti ve Naeunla tanışmak için can atıyordu. Yapılacak bir şey olmadığını ve sabırlı olmamızı söyledi. Üçümüz biraz sohbet ettikten sonra Hera dinlenmek istediğini söyleyerek odasına geçti. Sonunda nenemle baş başa idik. Ona sormak istediğim şeyler vardı ve Heranın yanında sormaya çekiniyordum.

GÖKYÜZÜWhere stories live. Discover now