BÖLÜM 3

443 50 2
                                    

Kris (bizim dünyamızda)

"Çok güzelsin de ondan." Dikkatle yüzüne bakıyordum ama hiçbir değişiklik yoktu. Sıfır etkilenme. Kuzeniz ya ondan herhalde yoksa bana karşı koyabilecek bir kız yok; hem bu dünyada hem de benim dünyamda.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" Küçümseyen bir havayla mı sordu o? Kim beni küçümsemeye cesaret edebilir? Yarı cadı olmasa göstermiştim gününü.

"Sadece arkadaş olmaya çalışıyorum." Biz konuşurken Kai de dikkatle bizi izliyordu. "Ne bakıyorsun lan?" Gözlerini kocaman açarak bana baktı.

"Burada arkadaşlıklar böyle mi başlıyor?" Ne diyor ya bu çocuk? İçmiş de mi gelmiş, ne yapmış? Bir dakika ya! Dikkatle Kai'nin yüzüne baktım. Sonra duruşuna ve son olarak da ellerine. Parmağındaki yüzük dikkatimi çekti. Daha önce o yüzüğü bir yerde görmüş olabilir miyim? Yüzüğüne baktığımı görünce hemen elini çekti. Nerede gördüm, nerede gördüm? Tabi ya! KRALİYET YÜZÜĞÜ!!! Benim dünyamda saraya girip çıkabilmen için o yüzüğe sahip olman şart. Bu demek ki Kai saray çalışanı. Bu dünyada işi ne peki? Benden şüphelenmemesi için bakışlarımı yeniden kuzene çevirdim. Dik dik bana bakıyordu.

"Gözlerini benden alamıyorsun değil mi? Biliyorum çok yakışıklıyım." Başını sağa sola sallayıp önüne döndü. Kai ise hala bana bakıyordu.

"Dön önüne!" Sözümü dinleyip hemen önüne döndü. Kıl oldum bu çocuğa ya! Neden bu dünyaya gelmiş olabilir ki? Topla kafanı Kris. Tabi ya! Benim bu dünyaya gelmemin nedeni prenses. Prensesi götürmeyi düşündüğümden yıldızı kaymış olmalı. Bu durumda prensesin hemen bizim dünyamıza geçiş yapması gerekir. Demek ki Kai yıldızın koruyucusuydu. Yani artık prensesin koruyucusu. OFF!!! Şimdi durum değişti. Artık prensesin peşinde iki kişiyiz.

Ben bunları düşünürken bir çocuk gelip Kainin ve kuzenimin sırasının önünde durdu.

"Selam Hera." Demek kuzenimin adı Hera'ymış.

"Ne istiyorsun?" Bu kız sadece yenilere değil herkese soğuk herhalde.

"Akşam evinde parti varmış. Panoda gördüm tüm okul davetlidir diyor."

"Bizim evde mi? Kardeşim Naeun düzenlemiş olmalı, benim haberim yoktu Luhan." Adının Luhan olduğunu öğrendiğim çocuk tek eliyle ensesini kaşıdı. Ne o Luhan efendi, yoksa benim kuzenden mi hoşlanıyorsun?

"Şey, saat kaçta merak etmiştim de o yüzden sordum."

"Dokuzda başlar sabaha kadar sürer herhalde."

"Partide sen de olacak mısın peki?" Hera Luhan'a cevap vermeden başını sıraya koydu ve gözlerini kapadı. Yazık lan çocuğa. İnsanlardan nefret etmeme rağmen ben bile sinir oldum Hera'nın davranışlarına. Luhan'ın yüzüne bakmaya devam ediyordum. Suratı asıldı ve seslice yutkundu.

"Peki o zaman." Deyip sırasına geri döndü. Ben de kuzenimi arkadan dürtmeye başladım.

"Ne var?"

"Neden bu kadar sinirlisin ya? Biz de gelebiliyor muyuz partiye?"

"Bana ne?" Sorularıma başını sıradan kaldırmadan cevap vermişti. Hera'yla uğraşmaktan vazgeçip sırama biraz daha yayıldım ve öğrendiklerimi gözden geçirmeye başladım. Hera prenses Lisa ve amcamın kızı. Yani yarı insan yarı cadı. Prenses Lisa bu dünyaya geldiğinde hamileymiş ve doğum yaptıktan sonra bu dünyadan biriyle evlenmiş. Bir çocuğu daha olmuş; adı Naeun, sabah çarpıştığım atarlı kız. Kai prensesi bulmak için bu dünyaya gelmiş ama iki prenses olduğunu bilmesi imkansız. Ahhh! İşler ilk günden ne kadar da karışmış. Her neyse bakalım ne olacak?

GÖKYÜZÜWhere stories live. Discover now