part twelve; all for forgive

6.1K 569 669
                                    

Akuamarin378 'e ithafen

"Ji- Jimin, sakin olur musun biraz, eminim-"

"Hayır, hyung, hayır! Olamam! Olamam, gitti! Gitti ve bir daha gelmeyecek!" bağıra çağıra ağlarken söyledikleriyle Taehyung hafifçe suratını buruşturdu.

"Gidecek pek bir yeri yok. Malum, bizi unuttuğu gibi tüm çocukluğunun geçtiği sokakları da unutmuştur. En kötü o gerizekalı karıya gitmiştir."

Jimin gözlerini büyüterek yastığı yumruklamayı kesti. "Yun mı?" dedi korkuyla.

"Çiçek götlü. Ne demek benim kardeşime kardeşim demek?"

Jimin tuttuğu nefesini verirken yumruğunu tekrar yastığa geçirdi.

Daha önce olsaydı o yastığa sarılarak ağlardı. Şimdiyse sanki tüm sinirini ondan çıkaracakmışçasına yumrukluyordu. "İstemiyorum! Terk edilmek istemiyorum artık!" var gücüyle bağırıp yatakta tepinirken konuşmaya devam etti. "Benim suçumdu! Hepsi benim suçumdu! Ama pişmanım, yemin ederim çok pişmanım!" sonunda kendini yatağa bırakıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Bitmek bilmeden, yetmek bilmeden aktı gözyaşları gözünden.

Taehyung odadan sessizce çıkıp Jimin'i yastığıyla yalnız bıraktığında Jimin biraz sakinleşmişti. "Geri dön Jungkook, lütfen geri dön." sessizce mırıldanarak yastığına sımsıkı sarıldı.

***

"S-son kere Jungkook, daha fazla yok. Affetmeden önce son kere." evden çıkarken mırıldanıp duruyordu.

Tam 3 gün geçmişti evden ayrıldığından beri. Taehyung bir iki kere nasıl olduğunu sormak için aramıştı.

"Bu işin bahanesi Yoongi değil Jungkook, bu sefer Jimin'e cezasını vereceksin. Hem de hafızanı kaybetmeden."

Hızlıca abisinin evine doğru yürürken kendini, yapacağınım Jimin'e sadece ceza vermek amaçlı olacağı hakkında ikna etmeye çalışıyordu.

Ama ne kadar sinirli olursa olsun deli gibi atan kalbini dizginleyemiyordu. Bunu da sinirli olmasına bağlayarak yürümeye devam etti.

Sonunda yetiştiğinde kapıyı hızlıca çaldı.

Bu sırada Jimin'in kapıyı açmasını umuyordu.

Umduğu gibi kapıyı Jimin'in açtığını gördüğü gibi hiç vakit kaybetmeden dudaklarını dudaklarına bastırdı.

***

3 gün. Tam 3 gün olmuştu ve Jungkook eve gelmemişti bile.

Jimin ağlamaktan perişan olmuş halde her kapı çaldığında Jungkook geldi umuduyla kapıya koşuyordu.

Gözleri ağlamaktan şişmişti ve yanıyordu. Uyumak için ona yalvarsalar da Jimin gözünü bile kırpmıyordu.

Bugün 3. kez çalan kapıya bir umutla tekrar koştu fakat bu sefer gerçekten oydu.

Ağzını açıp özür ve pişmanlık cümleleri sıralamaya başlamak üzereyken aniden dudaklarının üstünde hissettiği dudaklar ile şoka uğramış şekilde kaldı.

Jungkook onu belinden tutarak karşılarındaki duvara doğru iterken kendisi de karşılık vermeye başlamıştı.

Elini saçlarına götürerek çekiştirdiğinde Jungkook içinden kendine küfürler ediyordu.

Yoongi'nin yaptığı gibi onu bacaklarından tutarak kucağına aldı. Küçüğün sırtını duvara yaslayarak elini sweatshirtten içeri geçirdi ve elini gezdirdi.

spring day +jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin