spring day +jikook

part five; who am i

@suzmina 'ya ithafen

"Ah, Jimin. İnsan efendisini unutur mu hiç?"

Jimin gözlerini büyüterek sessiz bir küfür savurdu ve ardından ağzını bir süre aralık tutarak kadına baktı.

"E-efendim..."

"Yaa, çok sevgili efendin. Özlemişsindir, değil mi?"

xxxxx

"Gidersek bizi bu sefer kıçımızı tekmeleyerek gönderir. Ben bir yere gelmiyorum."

"Bana bak, ya geleceksin, ya da geleceksin başka şansın yok."

"Ama şimdi gidersek bir daha gitmeye yüzümüz olmayacak."

"Belki senin olmayacak. Ama benim yüzüm olacak. Hem de sonuna kadar. O bizim ailemiz ve bunu bilmeli, öyle değil mi?"

Taehyung bakışlarını kaçırarak omuz silkti. "Hatırlamıyor bile. Öğrense ne değişecek?" ağzında gevelediği şeylerle Hoseok sevgilisinin kafasına vurdu.

"Gerçek ailesini görmüş olacak. Gerekirse her şeyi en başından tek tek anlatırız. Niye bu kadar isteksizsin?" son cümleyi gözlerini kısarak söylediğinde Taehyung tekrardan omuz silkti.

"Onu bizsiz mutlu görmek istemiyorum Hobie."

Hoseok kaşlarını masum bir şekle sokarak kollarını açtığında Taehyung da acınası bir tebessüm ederek Hoseok'a sarıldı.

Boy farkından dolayı Hoseok ellerini sevgilisinin boynuna sararken parmak ucunda yükselmişti.

Sakince sallanan kuyruğu Taehyung'un eline değince genç huylanarak elini çekti.

"Hobie bazen," konuştuğunda Hoseok başını yukarı kaldırarak Taehyung'un yüzüne baktı. "Bazen..." düşünceli bir hali vardı. "Bazen düşünüyorum da, biz boşuna o kadar... Üzülmüşüz. Baksana, biz burada hüngür hüngür ağlayıp onun yasını tutarken kendisi kardeşi ile gülüp eğleniyormuş. Biz burada onun yasını tutarken, o gidip başkalarıyla mutlu bir hayat sürüyormuş. D-düşünsene... O-o orada... B-başkalarıyla... "

Hoseok gözlerini kıstı." Ve bunun için Jungkook'u mu suçluyorsun?"

"Aslında tüm bu olanların tek sorumlusu Jimin ve Yoongi. O gün olmasaydı belki şu anda o da burada olurdu. Biz bunu konuşuyor olmazdık ve... Ne bileyim işte!" saçlarını çekiştirerek küçük çaplı daireler çizerken konuşmuştu.

"Ya bak," Hoseok derin bir nefes alıp içinde tuttu. Bir süre sonra verirken konuşmaya devam etti. "Seni gerçekten anlıyorum. Bunu teselli olarak algılama. Çünkü o senin olduğu kadar benim de ailemin bir üyesi. Benim abim. Ayrıca Jimin'in Yoongi kadar suçu olduğunu sanmıyorum. Sonuçta Jimin'i a-"

"Hoseok tamam yeter. Lütfen. Daha fazla konuşmayalım."

Hoseok usulca baş sallamakla yetindi. Başını eğip ellerini izlemeye başladı. Yapacak bir şey bulamadığında nedensizce ellerini izlerdi. Bu huyu Jungkook'a sonra başlamıştı.

"Hoseok," Taehyung pes edercesine söylediğinde Hoseok ona döndü. "Arabaya bin, Jungkook'un yanına gidiyoruz."

Hoseok yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamadan sevgilisinin yanağına bir buse kondurup arabaya bindi.