part three; unforgetable

7.8K 682 325
                                    

@suzmina 'ya ithafen

"Jimin söyledi değil mi? Yoksa nereden bileceksin benim en sevdiğim çiçeğin mavi iris olduğunu? Sana kalsa elime iki papatya tutuşturur, affetmemi beklersin." biraz durduktan sonra devam etti. "Şimdi affetmeli miyim?" dudaklarını büzüp gözlerini kıstı ve sevgilisine baktı. Taehyung başını hızlıca aşağı yukarı sallarken Hoseok tek kaşını kaldırmıştı.

"Tanrım, söylemeyi unuttum, çiçekler Jungkook'un elinden."

"Ne?" Hoseok kaşlarını çatarak konuştuğunda Taehyung heyecanla yerinde doğruldu.

"Buna inanamayacaksın güzelim, ama Jungkook yaşıyor."

Hoseok, Jimin'in yaptığı gibi bir kahkaha attı ve ardından ciddileşerek Taehyung'a yemediğini gösterircesine ters bir bakış atmıştı.

"Yemin ederim,"

"Ben miyim haftada 2 gün Jungkook'un mezarını ziyaret eden?"

"Sevgilim, yemin ederim diyorum, ciddiyim diyorum, niye inanmıyorsun? Bu gözler miyop olsa bile uzaktan kardeşini tanır." Demişti Taehyung, gözlerini defalarca kırparken.

Hoseok Taehyung'a yandan bir bakış atarak başını salladı ve bakışlarını çiçeklerine döndürdü. "Sanırım affettim."

***

Jungkook derin bir nefes alarak arkasını dönünce Jimin'in kulakları istemsizce havaya dikildi.

"Bak, her kimsen," Aniden susarak iki adım geriledi. "Tanrım, senin kulakların var!"

Jimin bıkkınlıkla göz devirdi. "Senin de var."

"Hayır, hayır. Bu normal değil."

Jimin omuz silkti.

"Hayvan falan mısın yoksa mutasyon geçirmiş bir canlı mısın? İkinci ihtimal daha olası çünkü konuşabiliyorsun!"

Jimin incinmiş bir ifadeye büründü. Jungkook ona hayvan demişti. Kendisi hayvan falan değildi insanlar neden anlamak istemiyordu? Yutkunarak başını iki yana salladı ve ayağa kalktı.

"Özür dilerim." diye fısıldayarak gencin yanından uzaklaştı.

Jungkook ise Jimin'in eğmiş olduğu kulaklarına dehşetle bakıyordu. "Bu çocuğun nesi var?" diyerek arkasını döndü ve yüzündeki ifadeyi bozmadan içeri girdi.

***

"Namjoon ben bugün yemek yapamayacağım, zaten tüm gün okulda koştur koştur durmadık. Neymiş, bizi koşu yarışmalarına hazırlıyorlarmış. Saatlerca koştuk öldüm ben ya!"

"Nimjiin bin bigin yimik yipimiyiciğim. Ben yemek yapmayı biliyorum ya zaten! Geldiğin günden beri mutfağa girmedim bile."

"Bak sakın yemek sipariş etme seni gebertirim." SeokJin işaret parmağını ona doğrultusunda Namjoon göz devirdi.

"Hayır yani sakar olduğumu da biliyorsun, niye ben yapıyorum ki?"

SeokJin derin bir nefes alarak ayağa kalktı ve gelirken onu izleyen sevgilisine ters bir bakış atarak tezgaha yaslandı.

"Sana yardım edeceğim."

*

"Ben onu mu koy de- Dikkat et yanacak!"

"N-ne yapacağım!" Namjoon bunu der demez ocaktaki tencereyi yere fırlattı.

"Ne yapıyorsun! Yere- Namjoon çekil şuradan."

spring day +jikookWhere stories live. Discover now