•16

339 30 44
                                    

Son bir şarkı daha söyledikten sonra insanların alkışlarıyla yerimize geçtik. Ben fazla durmak istemediğim ve uzun zamandır doğru düzgün ders işleyemediğimizden montumu alıp çıktım.

Arkamda adım sesleri hissettim. Ama kim olduğunu bakmayacağaktım. Omzuma değen el beni durdurdu.

"Nereye gidiyorsun erkenden böyle?"

"Cehennemin dibine Dahyun!"

"Ne oldu ya birden bağırıyorsun? Sorun ne?"

"Bir şey yok. Hadi git eğlen sen takma beni kafana."

Olabildiğince sakin söylediğim cümleyi dinlemedi bile. Kafasını 'olmaz' anlamında sallayıp beni bir yerlere sürükledi.

"Dahyun kendimde yürüyebilirim."

"Hah? Ah, evet pardon."

Beni sahile getirdiğinde yüzümde bir tebessüm oluştu. Dünyadaki en huzur verici yer olabilirdi. Benim için anlam vaat eden tek yer. Bir banka oturduk. Soğuk olduğu için montuma daha da sarındım.

"Anlat bakalım. Ne bu atarın sebebi?"

"Dahyun, Jimin'i tanıyor musun?"

"Evet neden sordun ki?"

Boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım;

"Sen hasta olduğun için pek çok şeyi konuşamadık. Şöyle başlamak isterim ki... Jimin'in kuzeni Taehyung ile yaklaşık 4 gündür çıkıyorum. Çıkmaya başlamamız ani olmamış gibi sürekli Lisa ile ilgileniyor. Ne zaman aynı yerde olsalar beraberler... Bilemiyorum sanırım o benden ayrılmadan ben ondan ayrılacağım."

"Hop, hop, hop dur orada! Bence bu sadece küçük bir kıskanmadan ibaret. Hepsi bu. Olur arada öyle şeyler. Takma kafana."

"Ama öyle değil. Farklı bakıyor. Ona özel, sevgili dolu bakıyor. Onunlayken etrafındaki hiçbir şeyi durmuyor, görmüyor."

"Aşk zor iştir. Yürütebilmek için doğru kişiye ihtiyacın olur. Asla tek başına yapamazsın. Çökersin ve aşka karşı hiç inancın kalmaz. Jungkook... O çocuğa aşık değil miydin?"

"O başka birisini seviyor. Ben de Taehyung'a aşık olabilirsen onu unutabilirim diye düşünmüştüm."

Derin bir nefes aldı. Ardından sinirli bir şekilde soludu. Benim ise göz yaşlarım akmaya başlamıştı.

"Bir insana olan aşkın sadece ona olan inancın biterse diner. İnsanları bunun için kullanmamalısın. Daha gençsin Chae önüne çok insan çıkacak şimdi bunları kafandan at. Eğer ayrılacaksan sen karar ver. Ama asla bir insan için kendini yıpratma!"

"Peki anne. Yaparım."

Koluma sertçe bir yumruk geçirdi.

"Acıdı!"

"Acısın diye yaptım zaten gerizekalı."

İkimizde kahkağa atarken birden durdu.

"Ne oldu?"

"Hiiç kalkalım mı?"

Baktığı yöne baktım ama kimse yoktu.

"Peki."

Sessiz bir yolculuktan sonra eve vardım. Daha mutluydum. Kapı çaldığında koşarak kapıyı açtım.

"Burayı imzalar mısınız?"

Bana gelen bir kargo. İsim belli değil ve kutu çok büyük. Kağıdı imzaladım ve zorla kutuyu içeri taşıdım.

Kutunun ilk bantlarından kurtuldum. Tamamen kutuyu açtığımda boş olduğunu ve sadece bir kağıt olduğunu gördüm. Kağıtta numara  yazıyordu.

♤Whistle♤ {RoséKook}Donde viven las historias. Descúbrelo ahora