•1

1K 69 7
                                    

-Düzenlenecek-

Şuan bağırmak en saçma şey olacaktı. Ben de kendimi savunmak için adamın karnına tekme atacaktım ki ağzıma gelen mendil ile gözlerim istemsizce kapandı.

Başım ve onunla birlikte her yerim ağrıyordu. Başımda aynı çuval vardı.Her taraf karanlıktı ya da benim gözüm kapalıydı. Sanırım ikinci seçenek daha doğru. Odadan sesler geliyordu. Fakat net duyamıyordum.
Sesi duyabilmak için odaklandım.

"Aish baba gerçekten!! Tamam anlıyorum o adamın sana borçları var ve sen o adamı sevmiyorsun. Ama neden kızlarından öç alıyorsun? İlk önce ilk kızını öldürdün. Şimdide ikinci kızı mı öldüreceksin?"

Az önce söylenenler kalbimin durmasına yetimişti. Bana hep ablamın kendini öldürdüğünü söylediler. Ama ben biliyordum ablam kendini öldürmemişti. Bunları düşünürken istemsizce sesli yutkundum. Buda odada garip bir sessizlik oluşturmuştu.

Ardından az önce sesini duyduğum çocuk, sessizce küfür ediyordu.

Kafamdan aniden çekilen çuval ile şaşırdım. Sonra ise etrafıma baktım. Siyah ve beyazın mükemmel uyumuyla süslenmiş bir oturma odasıydı burası. Karşımda bir adam ve az önce konuşan çocuk olduğunu düşündüğüm 17-18 yaşlarında biri koltukta oturuyordu. O zaman babama daha da kin beslemiştim. Ablam onun yüzünden ölmüştü.

Bu sinirle bir cesaret konuşmaya başladım.

"Bence oğlunuz haklı. Çünkü babam ne beni ne de annemi önemser. Ablamı öldürerek hiç birşey elde edemediğiniz gibi beni de öldürerek hiç birşey elde edemezsiniz. Sadece ona değer veren kişilerin yas tutmalarına, her gün mezarlarına gidip o abalamın hiç haketmediği soğuk mezar taşlarına yaslanıp ağlamalarına neden oldunuz, ki bu işe babam dahil değil. Ablam sizin gibi pislikler tarafından öldürülmeyi hak etmiyordu."

Diyerek hıçkırdım. Hayır, şimdi olmaz. Şimdi ağlayamazdım. Göz yaşlarımı ne pahasına olursa olsun tutmalıydım. Düşen tek yaşı sildim ve kendimi tuttum.

Bunun üzerine genç çocuk hızla kapnın kilidini açtı ve kapıyı çarpıp çıktı. Adam ise " Senin dilin fazla uzun çıktı. Şimdi acındırmasyon yapmayı bırak" dedi ve gitmek için geriye doğru yürümeye başladı. Ama tekrar bana döndü ve " Hah, sakın kaçmak gibi salakça bir hareket yapayım deme." dedi.

Ardından ise aynı genç çocuk gibi kapıyı çarpıp gitti.

Buraya geleli kaç saat ve ya kaç gün oldu bilmiyorum. Ama çok uzun sürmemişe benziyordu.

Adamın dediği gibi buradan kaçmak en salakça şey olacaktı. Ama zaten buna gerek yoktu. Sanırım ablam hakkında düşünmek için 1-2 saat bana yetmeyecekti. Bu yüzden bu zamanı ablamı düşünmekle geçirecektim. Biliyorum "Nasıl bu kadar soğuk kanlısın?" diye soracaksınız. Çünkü bu soğukkanlılığı 3 saat ağlayarak ödeyeceyim.
*
*
*
*
*

♤Whistle♤ {RoséKook}Where stories live. Discover now