•7

490 48 34
                                    

-düzenlenecek-

Jungkook önde ben de arkasında onun arabasına doğru gidiyorduk. İkimiz de konuşumuyorduk. Çünkü ikimiz de ne söyleyeceğimizi bilmiyorduk.

Hastaneden çıktığımız da Jungkook bana eşyalarımı geri vermişti. Telefonum, çantam, azıcık olan param,kartlar vesayre.

Arabaya bindiğimiz de Jungkook arabayı çalıştırdı fakat nereye gideceğimi bilmiyordu.

"Şey... Nereye gideceksin?"

"Aslında ismini bilmiyorum ama sana konumunu gösterebilirim."

Deyip Jennie ile eski mesajlarımda olan konumu Jungkook'a gösterdim.
Dikkatlice baktı ve sonra -adlandıramadığı bir nedenle- kaşlarını çattı.

"Orada kim var? Yani kimin yanına gideceksin?"

"Çok eski bir arkadaşım var onun yanına gideceğim. Neden sordun ki?

"Oralar pek iyi yerler değil de ondan. Hemen bir alt mahallesi barlarla dolu."

Anladığımı belirten sesler çıkarttım.
*
*

Düşünüyorum da belki de sevdiğim adamın yüzünü bir daha göremiyeceğim. Yumuşacık olan o kahve rengi saçlarını, huzur bulduğum kokusunu özleyeceğim.

Kalbimde açmış çiçekler solacak. Çünkü o kalbimde çiçek açtıracak da solduracak da yetkiye sahip.

Tüm bunları düşündükçe ağlayasım geliyordu.

Ondan ayrılıyordum. Buna dayanamıyordum.

Hafifçe yanağımdan süzülen tuzlu su ile irkildim ve hemen yanağımı sildim.

Güçlü ol Chaeyoung! Bu sadece küçük bir hoşlantı o kadar.

Düşüncelerimden kurtulmak için telefonumu açtım. Çokça arama ve mesaj vardı. Neredeyse hepsi annemden ve birkaçı ise okuldandı- Tahmin ettiğim gibi-.

Acaba Jungkook'un telefon numarası ne?

Arabadan indikten sonra telefon numarasını almayı aklıma not ettim. Ardından aynadan Jungkook'u izlemeye başladım ve buna uzun bir süre devam ettim.

Gözlerimiz birbirini bulduğunda gözümü kaçırmadım. Geçen süreyle Jungkook'un gözlerinin kızardığını fark ettim. Şok oldum. Sanki biri ona dokunsa ağlayacak gibiydi.

Bunu fark ettiğinde kafasını çevirdi ve yola odaklandı.
*
*
*
Yaklaşık yarım saat sonra araba yavaşladı. Ardından ise durdu. Ben de arabanın durmasıyla yavaşça indim. Jungkook da benimle beraber indi.

Değişik bir sessizlik olmuştu. Bu sessizliği dağıtmak amacıyla konuştu:

"Gidiyorsun ha!Umarım hiç unutmayacağın biriyle tanışır mutlu olursun."

Zaten tanıştım demek isterdim ama...

" Umarım. Şey...
Telefon numaranı alabilir miyim?"

Tüm romantizmin içine etmiş bulunuyorum şuan. Mühtişimil!

"Tabiki!"

Telefonunu aldı ve sanırım kendini kaydetti. Ben de aynısını yaptım.

İşte şimdi belki de son kez bakıyordum onun gözüne. Hasretle.

"Görüşürüz arkadaşım"

"Görüşürüz arkadaşım"

-
Merhabaaa! Nasılsınız?Bölümleri daha sık atmaya çalışacağım. Umarım beğenirsiniz 😍😍

♤Whistle♤ {RoséKook}Where stories live. Discover now