Bırak şimdi her şeyi! Tam şuanda yanında olmak vardı. Ankara'nın tatlı rüzgarı hafifçe ruhumuzu sararken. Sarmaşık güllerin, demir korkulukları sakladığı bir sokakta, böcekler serenatta. Elimde iki gazoz bir çikolata. İşte bak! Tam ordayım. Sana biri bir şey demesin diye ta sokağın başındayım. Kendimi, seni fazladan görecek 3 saniyeden mahrum bırakıyorum. Bana 3 saniye borçlusun hatun!
Seni bekliyorum. Biraz amiyane olacak ama "SİKTİR ET" makyajı. Çiçekli pijamanla gel! Sana kendimi açmaya gelmişim. Biriktirdiğim söz yaşlarımla... Sen bilmiyorsun tabi ben çok çabuk üşürüm. O yüzden elinin tekini almak gibi kötü niyetlerim var. Kalbini de öteki eline al ve gel. Her ne derdin varsa senin de... Dağınık saçlarınla gel! Merak etme bir tane gül saçlarını toplamaya yeter. Yine söylüyorum uğraşma makyajla. O aradaki dakikayı bana ver.
Ne çok şiir var gözlerine okunmamış, ne çok dert var gamzende son bulmamış, ne çok kahkaha var seninle doya doya atılmamış, hepsinden önemlisi kim bilir ne çok yaran var omzumda son bulmamış.
Öyle çok zaman geçirdim ki sensiz cancağzım; artık bir yerden başlamak lazım.
Duam bildiğim güzel gülen gözlerinden öperim.
BINABASA MO ANG
SUSKUNLUĞA DENEMELER
Short StorySustum... Sustum... Öyle kelimeler birikti ki içimde kalemden siyah kanlar olarak aktı ve hayat buldu kelimeler... Kısa kısa isyanlar, kısa kısa sitemler, kısaca gülmeler, güzel olanı aramadır yazmak... Haydi gel.