41.Bölüm " Diyemedim"

4.7K 282 19
                                    

( Bölüm şarkısı : Sancak - Diyemedim
Lütfen yazdığım yerde şarkıyı açarsanız çok daha anlamlı olur. Ve lütfen yorumlarınızı bekliyorum fikirleriniz benim için önemli🙏)

Tuna'nın Ağzından :

Kalbimin bu kadar hızlı atması normal miydi?

O gelmişti buradaydı. O kadar değişmiştiki ondan , güzelliğinden gözlerimi alamıyordum.

Puflarda oturmuş karşısında ki çocukla sohbet ediyordu. Bu beni çıldırtsada sakin kalmaya çalışıyordum. Bir kere konuşabilecek durumdaydım bunu mahvedemezdim.

Sevdiğim ve sürekli oynadığım saçlarını kestirmiş ve siyaha boyatmıştı , gözlerinde kaybolduğum mavilikleri ise dahada yoğun bir tondaydı. Lens takıyor olmalıydı.

Tarzını ciddi anlamda değiştirmişti bir an gözü kapıya değdiğinde işte o an tedirgin gözleri bana dönmüştü. Beni görmüştü.

Korku dolu bakışları Rüzgar'ı arıyordu. Ayağa kalktığında farketmiştim ki ciddi anlamdada zayıflamıştı. Sanki çocuk görünümlü Yaprak gitmiş yerine olgun bir kız gelmişti.

Bu süreçte ben nelerle uğraşmıştım peki? Akla getirilebilecek gibi değildi. Sinir hastası durumuna gelmiştim. Her şeye deliriyordum. Ve ben bu gece Yaprak'la konuşamazsam kesinlikle deliricektim.

Salıncaklarda sallandığını gördüğümde görünmeden arkasına geçip onu sallamaya başladım. Hızdan nefret ettiğini biliyordum ama onunla konuşmaya nasıl girebilirim bilmiyordum. Bu yüzden bunu yapmak mantıklı geliyordu.

"Bak Emir eğer sensen yüksekten hiç hoşlanmam sallamayı bırak !"

Dedi kıkırdayarak gülüşü o kadar özeldi ki fazlasıyla özlemiştim Ufaklığımı.

"Demek geri döndün."

Dedim sakin bir ses tonuyla nasıl giriş yapılır bir fikrim yoktu.

Hızla salıncağını durdurduğu gibi ağaya fırladı. Şaşkın gözleriyle bana bakıyordu. Yüzümdeki yaralara baktıktan sonra yanlış birşey yapıyormuş gibi bakışlarını kaçırdı.

"Baya değişmişsin."

Dedim bütün yüzünü inceliyordum. Ciddi anlamda büyümüş ve dahada güzelleşmişti. Makyaj yapmaya başladığı kesindi ama ben onu her türlü seviyordum.

"Evet geldim ve bu haldeyim."

Dedi net bir şekilde.

"Olanları duydum. Tuana için gerçekten çok üzgünüm başın sağ olsun."

Dedi sakince dolan gözlerime engel olamıyordum.

Annemden kalan tek varlığımı kaybetmiştim. O benim canımdı ve daha küçücüktü. Hayatın gerçekleri tokat gibi yüzüne vururken o yaşta ölüme gitmek zorunda kalmıştı. Hemde sırf benim yüzümden. Tuana'yı çok özlüyordum o bu iğrenç dünyada benim gibi bir abisi olduğu için hep acı çekmişti umarım orada mutlu olurdu.

Yutkundum.

"Teşekkür ederim."

"Ben gitsem iyi olur."

Diyip gitmeye kalktığında arkasından seslendim gitmesini istemiyordum.

Sıçtığımın kafasıyla bir yıl önce ona gitme diyememiştim ama şimdi ne olacaksa hazırdım. Yaprak buradaydı ve ben onu bu sefer kaybetmeyecektim.

Lise Belası 2Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang