39. Bölüm "Yaprak döndü!"

4.4K 273 15
                                    

Tuna'nın Ağzından :

Saat , gün , ay , yıl...

Bu kavramların hiçbirisinin önemi kalmamıştı.

Herşey o kadar boktan gidiyordu ki. Siktiğimin hayatı arka arkaya tekmeleri bana vurmuştu.
İlk önce giden Yaprak'tan sonra çökmem daha sonra kız kardeşim Tuana'nın ölümü...

Aslında tam olarak Yaprak'ın gitmesini ben istemiştim. Ve onu durdurmamıştım bile. Başlarda çocuksu olan davranışlarından sıkıldım zannetsemde bana bu kadar eksik geleceğini aklım hayalim almazdı. Ben ilk defa bir kıza bağlandığımı o gidince anlamıştım. Her gün sigara ve alkolden başka hiç bir şey kullanmıyordum. Yemek düzenim yoktu , uyku düzenim yoktu. Sahi ben bir yıldır doğru düzgün uyumuş muydum?

Yaprak'ın olmadı her bir güne lanet etmiştim. Bana acı veren tek kızdı. O kadar özlemiştim ki yokluğu ölüm gibiydi. Zaten ölüden bir farkım yoktu. Onun ufak bedeni , uzun kumral saçları , umutla bakan mavi gözleri , kokusunda huzuru bulduğum kadını kendi ellerimle itmiştim. Yaprak sadece Amerika'ya gitmişti. Bundan başka hiç bir şey bilmiyordum. Nasıl ? , iyimi ? , mutlumu?...

Mutludur umarım. Benim yüzümden göz yaşı dökmüşse ki eminim dökmüştür. Kendime lanet ediyordum. İğrenç birisiydim. Onu bırakmayacağıma söz verip kendi elimle itmiştim onu.

Kız kardeşimin ölümü ise , Yaprak'a olan ihtiyacımı bin kat arttırıyordu. Tuana daha 12 yaşında şerefsiz bir piç yüzünden ölmüştü. O şerefsizin benim babam olması onun kanını taşıyor olmam beni bin kat daha tiksindiriyordu. O herifi o gün orda öldürmek istemiştim. Beni ciddi anlamda hasta etmişti. En ufak şeye sinirlenebiliyordum. Yaprak' ın adını duyunca ağlamaya başlıyordum. Tıpkı bir çocuk gibiydim. Başlarda Rüzgar'la konuşup bir şeyler öğrenmeye çalışsamda sonunda kafayı yemiştim.

Kapının sinir bozucu zil sesiyle kanlanmış gözlerimi açtım ve sinirle yerimden kalkıp kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda Rüzgar karşımdaydı.

Aralık olan kapıyı iyice açtım ve koltuğa geri yayıldım.

"Haplarını içtin mi Tuna?"

Diyerek tek kaşını kaldırdığında sinirle soludum.

"Her gün başıma doktor gibi üşüşmek zorunda mısın Rüzgar?!"

Aslında şu çocuğa ilk zamanlar hiç alışamasamda şu an yanımda ki tek kişi oydu.

"Herneyse Tuna seninle bir şey konuşmaya geldim kalk bir yerinden."

Dediğinde göz devirdim ve oturur pozisyona geldim siyah gözlerinde endişe vardı onu süzdüm.

"Ne oldu Rüzgar?"

Dediğimde gözlerini bana dikti.

"Tuna Yaprak dönüyor."

Dediğinde sanki beynimden vurulmuştum. O an zaman durmuştu. Rüzgar'ın dedikleri beynimde yankılanıyordu.

Ufaklık geri dönüyordu. Koskoca bir yıl geçmişti değil mi?

Onu merak ediyordum.

"Senden bir isteğim olacak sadece Tuna."

Dediğinde bakışlarımı geri ona çevirdim Yaprak için herşeyi yapardım.

"Yaprak kendisini zor toparladı ve şu an çok iyi durumda ne olur kızı geldiği gibi alt üst etme."

Dediğinde sinirlendim ve ayağa kalkıp duvara bir yumruk attım.

"Lan sikeyim tamam mı?! Bir yıl oldu lan bir yıl! Ben onu görmek için canımı veririm."

Yanına hızla çöktüm.

Lise Belası 2Where stories live. Discover now