36.Bölüm "Amerika"

4.3K 279 14
                                    

Yaprak'ın içinde ki buruk hüznü kimse tarif edemezdi. İlk defa kendini adadığı ilk defa sevgiyi tattığı adamdan uzaklaşıyordu hatta onu kaybetmişti. Bu onun için çok büyük bir durum olsada o güçlü bir kızdı ve bu durumu tabikide içine atıp yine tek başına ayağa kalkacaktı. Kendisini 'kimsenin gidişi ölüm değil.' Diyerek teselli edip kandırmaya çalışsada içten içe eriyordu. Farketmeden bu oğlana kalbini bağlamıştı oysaki...

****
"Anne ben dolanıcam biraz çok uzaklaşmam."

"Tamam kızım"

Diyen annemin cevabını aldıktan sonra kirada oturduğumuz evden çıktım.

Amerika...O kadar büyüleyiciydi ki çok güzel bir ülkeydi burada olan değişiklikler biraz olsun kafamı dağıtabiliyordu. Buranın havası bir başkaydı gerçekten.

Hafif esen rüzgar sonbaharın gelişine işaretti. Etrafıma bakınarak yürüyordum.

Babam işteydi annemse evde oturup Ezgi Teyzemle sürekli görüntülü konuşuyordu. Bense boş oldukça Rüzgar'ı arıyordum.

Aklımdan Rüzgar geçmişken onu arasam iyi olurdu.

"Alo?"

Diyerek uykulu gelen sesiyle tamaman unutmuştum ki Türkiye'de şuan gece vaktiydi!

"Ahh Rüzgar ben orda gece olduğunu unuttum özür dilerim."

"Sorun değil mavi göz naber?"

Diyerek sorduğunda sırttım. Canım arkadaşımı şimdiden özlemiştim .

"İyiyim dolanıyorum öyle burada öğlen saatleri şu an."

"Ee nasıl gidiyor Amerika çok zor mu?"

Dediğinde iç çektim.

"Yani kocaman bir yer ama alışırım galiba.

Dediğimde bir parka gelmiştim ve banka oturmuştum. Yanımda benim yaşlarımda bir çocuk oturuyordu ve ileride ki küçük kızı izliyordu.

Onu incelemeyi bırakıp Rüzgar'ın sesine odaklandım.

"Sen beni dinliyor musun acaba?"

"Ya Rüzgar dalmışım yanımda biri vardı onu inceliyordum."

"Ulan ne kadar rahatsın türkçe bilmiyor diye resmen çocuğun yanında bana konuşuyorsun."

Dediğinde gülümsedim.

"Biz buna fırsatlardan yararlanmak diyoruz kuzum."

"Neyse bakalım Yaprak hanım ben biraz daha uyumazsam sabah okula felçli gidebilirim bu yüzden seni kocaman öpüyorum dikkat et."

Dediğinde sırıttım.

"Öptüm."

Diyerek telefonu kapattığımda yanımdakinin bana sırıtarak baktığını gördüğümde anlamsızca ona baktım.
İngilizce konuşmayı kendi derdimi anlatabilecek kadar biliyordum ama şuan bu kişiye 'Ne bakıyorsun ayı mı oynuyor,' gibi birşey söyleyemezdim.

Hafifçe öksürdü

"Sen fırsatlardan yararlanmak diyebilirsin ama fena şekilde yakalandın"

Dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Şaka mıydı bu? Koskoca yerde türkçe bileni beni mi bulmuştu?! gerçekten türkçe biliyor muydu?! Ve dediklerimin hepsini duymuştu lanet olsun!

"Ben , kusura bakma yani..."

Sırıttı.

"Sorun değil. Türk müsün?"

Lise Belası 2Kde žijí příběhy. Začni objevovat