23

216 12 1
                                    

2 HAFTA SONRA~~~~

Suho son iki haftadır ne bişey yiyor ne de içiyordu. Yaşayan bir ölüden farksızdı sabahları uyuyor geceleri ağlıyordu ama ağlamak bişeyleri düzeltemiyordu tabiki..

Geçen sürede Lay iyileşmişti ama hala kontrol için hastaneye gidiyordu Suho konusunun açılmaması için herkesten rica etmişti artık onu silecekti kararlıydı tâki o güne kadar.

Luhan Sehun ve Lay salonda oturmuş konuşuyorlardı. Lay lavaboya gitmek için gittiği zaman kısa bir sessizlik oluşmuştu. Sonra Luhan dayanamayıp sordu. "Sehun-ah... Suho hyung ile konuşuyor musun?" Lay tam salona gelecekken Suho ismini duyunca durdu. "Luhanniem bay ve bayan Kim'in ölümünden sonra ona ulaşamadım Lay hyung toparlanır toparlanmaz yanına gideceğim tabi nerde olduğunu bulabilirsem..." dedi ve burnunu çekti gözlerinden bir damla süzülmüştü. Lay donup kalmıştı hiçbirşey bilmiyordu. Luhan sevgilisine sarılıp boynuna küçük bir öpücük konurdu "ağlama Sehun-ah o iyi olacak biliyorum" dedi Luhan ama o da inanmıyordu..

~~~~~~

Sigarasından bir duman aldı ve yeni dostuna baktı Suho. Burukça gülümseyip yüzüne üfledi. "Jungkook-ah onu çok özledim biliyorum yanına gitsem beni affedecek ama benim buna yüzüm yok herşey o sikik herif yüzünden oldu ama benim de suçum var benim direk ölmem gerekirdi böylece hiçbir tehlike kalmazdı." Jungkook burulça gülümseyip "Hyung. Neden bilmiyorum ama hissediyorum herşet iyi olacak tekrar içten bir şekilde gülümseyeceksin inanıyorum ve sakın unutma ne olursa olsun yanındayım" Suho dostuna sarılıp ağladı birkaç dakika. "Hyung ağlama hadi git uyu biraz". Suho burnunu çekip cebinden bir paket çıkardı ve Jungkook'a gösterip güldü "Kook bak bugün barda bana bunu sattılar iyi geliyormuş" Jungkook gözlerini büyütüp elindeki paketi alıp şömineye attı "Hyung ne saçmalıyorsun sigara tamam ama uyuşturucu asla buna izin veremem" Suho kaşlarını çatıp JungKook'un yakasını tuttu "onlar benimdi ama!" (Şimdi burda Yoongi Ve Jungkook'un Run klibindeki halinin Suho ve Jungkook olarak düşünün) Jungkook kendine gelmesi için ona yumruk attı "Hyung kendini öldürmeyi mi planlıyorsun! Eğer sen başlarsan bende başlarım birlikte ölürüz ha? Ne derdin!?" Suho Jungkook'a yumruk atıp sarıldı "senden nefret ediyorum Jeon tavşan" Jungkook gülümseyip hyunguna sarıldı "bende seni çok seviyorum hyung. Şey gel senle biraz dertleşmek istiyorum bana yardım etmen gerek" dedi ve oturdu Suho kaşlarını çatıp "başın dertte mi yoksa" Jungkook gülümseyip kalbini gösterdi "bu kalp bir şapşala ait oldu ama o şapşal şapşal olduğu için bunu farkedemiyo" dedi ve dudak büzdü Suho gülümseyip saçlarını karıştırdı" kim bu şanssız kız yada erkek". Jungkook kaşlarını çatıp hyunguna baktı "şanssız mı emin misin hyung bak istersen" dedi ve mükemmel karın kaslarını gösterdi. Suho ona gülümseyip "vay kardeşim benim nasıl da güzel seme olur senden kaslara bak. Yavrum hepsi senin mi?" Dedi ve kıkırdadı. Jungkook hyungu gülüyo diye mutlu olmuştu o yüzden umursamadı "yha! Hyung!" Suho elini ağzına götürüp kendini durdurdu "tamam güzelim sustum. Hadi söyle kim" Jungkook başını eğip utangaçca söyledi "Jimin. Park Jimin" Suho hiç şaşırmamıştı Lay'in ona baktığı gibi bakıyordu çünkü "demek öyle tamam ya bence söyle olursunuz siz. O da seni seviyor birbirnize olan bakışlarınız başkasıyla yakın olduğunuzda gözlerinizden çıkan ateş belli ediyo herşeyi" dedi ve yutkundu. Jungkook gözlerini kocaman açıp "valla mı yahu ben hemen gideyim o zaman" dedi ve ayağa kalktı Jungkook koşarak giderken Suho arkasından burukça gülümsedi. "Umarım mutlu olursunuz Kookiem" dedi ve kendi kendine kıkırdadı. Ve son zamanlarda olduğu gibi saati umursamadan uyudu.

~~~~~~~~

Lay salona geldi ve oturdu. O gelir gelmez diğerleri susmuştu. Lay Sehun'a bakıp "Sehun kore'ye dönün ben iyiyim artık ve Suho... onun durumunu öğrenin bana." Sehun ve Luhan şaşkınlıkla kaşlarını havalandırdı. "Ne?" "Duydunuz işte dediklerinizi duydum bana herşeyi anlatın. En başından." Dedi ve burukça güldü. Sesi kırık geliyordu ağlamak üzereydi "Hyung. Suho hyung seni terk ettiği gün lavaboya gitmişti ya. O gelirken biri aramış okulun bahçesinde saklanan bir seri katil ve eğer dediklerini yapmazsa seni öldüreceğini söylemiş. Suho hyung yalvarmış ama o kabul etmemiş. Ve o kızı öpmesini söylemiş. Suho hyung da mecburen dediklerini yapmış. Ve herşeyi planlayan kişi de Bay Kim imiş. Sana o mesajı atan kişi de oymuş umudu kesmeni istemiş ve eğer Tiffany Hwang ile evlenmezse yine  seni öldüreceğinı söylemiş. Suho hyung yine kabul etmiş sen hastanedeyken buraya geldi perişandı ben olanları bilmiyordu ona saldırdım sonra bay kim geldi ve her şeyi anlattı. Suho hyung da gitti kimseyi bir daha üzemem dedi onunla gitmemesi için konuşurken telefonu çaldı bayan Kim intihar etmişti. O da hemen babasının yanına gitti ve Kore'ye döndüler. Bayan Kim gittiklerinde ölmüştü Bay Kim de hem oğlumun sevgisini hem de karımı kaybettim demiş ve intihar etmiş Sonra Suho hyunga ulaşmadık. "Dedi olanları kısaca anlatırken. Sehun anlattıkça Lay ağlıyordu. Ne yani hepsi bir oyundu ve sevdiği adam şuan yanlız mıydı. Hemen ayağa kalıp odasına gitti ve ne bulduysa içine attı. Hemen Koreye bilet alıp Gitti Sehun ve Luhan da gelmişti tabi.

The Only Star İn The Night [SULAY]Where stories live. Discover now