1. Bölüm

2.3K 50 23
                                    

Yixing

Sabah yüzümde hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi açtım. Gülümsedim ve ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturdum. Yataktan kalkıp banyoya gitti kısa bir duş aldıktan sonra günlük işlerini halledip babamın şirketine gittim. Annem ve babam şirketin yanındaki küçük kafede birşeyler içiyolardı yanlarına gidip kollarını annemin boynuna dolayıp yanağını öptüm babamın da yanağını öpüp hanların oturdum. Ailemi seviyorum her ne kadar zengin olsalar da hiçbir zaman fakir olanlara karşı önyargılı olmamışlardır her ay kimsesiz çocuklar vakfına bağış yapıyolardı. Bende okul harçlıklarını biriktirip oyuncaklar alıp yetimhanede ki çocuklara hediye ediyodum.Onlara bişey olursa ölebilirdim gerçekten onlar benim tek varlığım bu düşüncelerden beni sıyıran annemin müzik gibi olan sesi böldü"oğlum sen de birşeyler içmek ister misin"dediğinde başımla onayladım annem garsondan çilekli süt rica etti garson saygıyla eğilip sütümü getirmeye gitti. evet annem ne içeceğini biliyordu en sevdiğim içecek çilekli süt hergün içiyorum ve asla bilmiyorum garson sütümü getirdiğinde teşekkür edip sütümü içmeye başladım annemin telefonu çaldığında açıp kısa süren konuşmasından sonra babama dönüp "hayatım toplantıya yetişmemiş gerekiyo Kim şirketi biraz uzak hemen çıksak iyi olur" dedi ve kahvesinde son bir yudum alıp ayağa kalktığında babam da ayağa kalktı saçımı öpüp"dikkat et oğlum sütünü içtikten sonra kalkarsın sende"dediğine gülümseyip"tamam baba merak etme ben sütümü içip giderim sizde dikkatli gidin" dedim ve babama sarıldım babam aniden sarıldığım için şaşırmıştı "ne oldu oğlum" dedi . gülümseyip "bilmiyorum sadece içimden geldi sizi seviyorum" dedim ve annemin boynuna doladım kollarımı. Annem"Xingie iyi misin oğlum noldu birden" dedi merakla. Başımı kaldırıp annemin yanağını öpüp tekrar sarıldım "bilmiyorum içimde kötü bir his var sadece neyse önemli değil sizi çok seviyorum " dedim ve oturdum annem ve babam gülümseyip yanağını ölünce bende gülümsedim ve el sakladım" dedim. Annem babamın koluna girip kateden çıkınca sütümü içmeye devam ettim telefonunun titremesiyle gelen mesaja baktım.

Ejderham; sevgilim nerdesin yanına gelicem
Ben; şirketin karşısındaki kafedeyim bebeğim seni bekliyorum. Dedim ve telefonu cebine koydum 10 dakika sonra Yifan kafenin kapısından girince gülümseyip el salladım . yanıma oturup"nasılsın sevgilim" dedi sevecen bir tavırla. Gülümseyip"iyim sevgilim sen". "Bende iyim" dedi. Telefonu çalınca ekrana bakıp "ben birazdan dönerim" dedi ve biraz uzaklaştı bende sütümü içiyodum yanıma gelip oturdu. Tam o sırada benim de telefonun çaldı"Alo?" dedim. Karşıdan gelen sesle dünyam başıma yıkıldı. Donup kalmıştım nefes bile alamıyordum taki Yifan'ın sesi beni kendime getirene kadar"noldu bebeğim kimmiş arayan". Dedi merakla. Gözlerine bakıp"a-a-annem v-ve b-babam k-kaza yapmış" dedim ve ağlamaya başladım . kollarını bana dolayıp sakinleşmem için birşeyler söyledi ama anlayamıyorum koşarak kafeden çıktım. Hemen arabama binip Yifan'ı bile beklemeden hasta haneye gittim. Annem ve babam ikisi de ameliyattalarmış ameltiyathanenin önünde dizlerinin üzerine çöküp ağlamaya başladım. Canım çok yanıyordu kimseyi umursamıyordum kimseyi duyamıyordum sadece annemi ve babamı istiyordum hemşireler etrafımda acıyan gözlerla bana bakarken beni sakinleştirmeye çalışıyolardı en sonunda içlerinden biri koluna bir iğne sapladı vicudumun uyuştuğunu hissedebiliyor un kendime geldiğimde yatakta uzanıyodum yanımda Yifan ellerimi tutuyordu. Onu görünce tekrar ağlamaya başladım kollarını etrafıma dolayıp beni sakinleştirmeye denedi tekrar. Kollarından sıyrılıp doktorun yanına gittim. "Annem ve b-bamam nasıl" dedim sesinin titremesine engel olamayarak. Doktor başını eğip"üzgünüm efendim bay ve bayan Zhang buraya geldiklerinde zaten ölmek üzereydi elimizden gelenin en iyisini yaptık ama malesef başınız sağolsun". İşte o an dünya gerçekten durmuştu gözlerim kavramaya başlamıştı sinirle masadaki herşeyi yere fırlattım herşeyi her yeri tekmelemeye başladım ağlıyorum kendi hıçkırılarımda boğuluyordum elimden bişey gelmiyordu kendimi ilk defa bu kadar çaresiz ve zavallı gibi.

İki Ay Sonra~

Kendimi Yifan sayesinde biraz toparlayabilmiştim. Kapı çalınca ayağa kalkıp kapıyı açtım Yifan'ın görünca sarıldım oda bana. Salona geçtik ve oturduk. Yifan"hayatım biliyorsun sen evdeyken sizin şirketle ben ilgilendi ama imza yetkisi sende olduğu için ben de bi yere kadar idare edebildim imzalanan gereken birkaç belge var." dedi ve belgeleri önüme koydu. Hiç bakmadan hepsini imzaladım. Yifan suratımda daha önce hiç görmediğim bir ifadeyle bana bakıp sırıttı ve ayağa kalktı "eşyalarını topla ve evimden git" dedi. Gözlerimi kocaman açıp "n-ne" dedim. Kolundan tutup beni ayağa kaldırdı kulağıma yaklaşıp "buraya kadar XingXing gerçekten seni sevebilceğimi mi düşündün ben seni sadece kullandım. Şimdi herşeyin benim oldu ve evinden defolup git, annen ve babanı öldürtmek gerekti ama buna değdi ." dedi. Ben resimlerinin şokunu atlatamamışken beni koltuğa itti. Yifan tam gidecekken durup"ha bu arada şirketime de yaklaşma." dedi ve kapıyı çarpıp gitti. Daha annem ve babamın acısını unutmamışken-ki asla unutamam- birde sevdiğim adamın benimle oyun oynadığını ögrendim sadece duygularımla oynamakla yetinmeyip hayatımı herşeyi mi aldı annem ve babamı düşününce kalbim ağrıdı bağırarak ağlamaya başladım herşeyi tekmeleyip sakinleşmeye çalıştım. Biraz sakinleştikten sonra ağır adımlarla odama gittim ve herşeyi mi topladım iki valisini kıyafetlerle sırt çantamı annem ve babamın düğün albümleri ve aile fotoğraflarımızla doldurdum ve kapıyı açık bırakarak evden çıktım. Cebimdeki paraya baktım 450 dolarım vardı. 150 dolarla uçak bileti alıp Kore'ye gittim.

Kore'de

Buraya neden geldiğimi ve nereye gideceğini bilmiyordum sadece artık Çin'de kalmak istemiyordum gözüm ilk takılan ülkeye yani Kore'ye geldim.Han nehrini çok duymuştum oraya gitmeye karar verdim yürüyerek oraya gittim neyse ki uzak değildi yada ben düşünmekten yolun nasıl geçtiğini fark etmemiştim. Nehrin kenarına oturup ayaklarımı suya koyup yol boyunca tuttuğum hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Cebimdeki fotoğrafı çıkarıp ağlamaya devam ettim. Annem ve babamın güler yuzlerine baktıkça onları daha çok özlüyordum. Kalbim onların ölümüyle bin bir parçaya ayrılmıştı birde yetmiyormuş gibi kandırılmıştım annem ve babamı beni kullanarak öldürmüştü suçluluk duygusu bütün bedenimi sarmışken başka birinin hıçkırık sesini duydum ayağa kalkıp sesin geldiği yöne doğru yavaş adımlarla ilerledim 20-22 yaşlarında bir çocuk aynı benim gibi ayaklarını suya koymuş ağlıyordu bavullarımı bırakıp sessizce yanına oturdum ve ayaklarımı tekrar suya koyup ağlamaya başladım. Bir süre ağladıktan sonra çocuk bana bakıp burnunu çekti ve"neden ağlıyosun?" dedi. Bende burnunu çekip ona baktım "sen neden ağlıyosun" dedim ve ikimiz de aynı anda önümüze döndük. Aslında anlatmak istiyordum rahatlamak istiyordum ama boğazımdaki yumru buna engel olduyumru buna engel . biraz daha ağladıktan sonra ayakkabılarımı giyip ayağa kalıtım kalacak yer bulmam gerekiyordu yeni okulumun yurduna gittim okul açılmamıştı ama yurt doluydu bir oda hariç bir an şanslı olduğumu düşünmüştüm kendime alay edip"şans senin neyine aptal Yixing" diye mırıldanıp. yurt masraflarını da ödedikten sonra odama gittim oda arkadaşım henüz gelmemişti muhtemelen. Eşyalarını yerleştirip duş aldıktan sonra aile fotoğrafımızı çıkarıp baktım. Her ne kadar fotoğraf da olsalar onlara bakmaya utanıyorum fotoğrafımızı kalbime bastırıp ağlayarak mırıldandım "özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim anne baba çok özür dilerim sizi çok seviyorum bilmiyodum böyle olacağını bilmiyorum özür dilerim.." ağlamaktan yorgun düşen bedenin daha fazla dayanamadı ve kendini uykunun kollarına bıraktı

Y/N

"umarım güzel olmuştur yorum yapıp oy vermeyi unutmayın"

The Only Star İn The Night [SULAY]Where stories live. Discover now