*** GOLDEN ***

75 11 2
                                    


Açelya'dan...

"Aras'ın bu kadar soğuk ve isteksiz davranması beni yeterince üzmüş ve kırmıştı. Pimi çekilmiş bomba gibi duruyordu. Peki ya Burak'a ne demeli? Senin ne haddine beni öpmek? Hayır sen kimsin de beni öpüyorsun ki? Belki aşırı tepki veriyorum ama bir insanın ilkleri her zaman önemlidir. Dudağımdan öpmemiş olması yanaktan ailem dışında beni öpen ilk yabancı erkek olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ben imkansız bile olsa Aras'tan başkasıyla bedenimi paylaşabileceğimi düşünmüyordum. ŞU ANLIK. "

Bugün, beni yeterince yormuştu. Aras ile ilgili karmaşık duygu selim başımın ağrımasına sebep olmuştu. Ayrıca Burak'la da pazartesi günü konuşmam gerekiyordu. Ona pazartesi sabahı merdivenlerin oraya gelmesini belirten bir mesaj atıp kendimi uykunun güzel kollarına teslim ettim.

**********************************************************************************

Haftasonum, Dolunay'ın beni kampa sokmasıyla sanki bir yıl sürmüş gibi geliyordu. Okula gitmeyi hiç bu kadar fazla istememiştim. Okuldayken en azından nefes alabiliyordum. Bu yüzden Pazartesi sabahı erkenden kalkıp hazırlandım ve okula gitmek için yola koyuldum. Erkenden okula gitmem de, Burak'ın da payı vardı. Hem cuma günü hakkında konuşacak hem de aldığım gömleğini geri verecektim. Okula geldiğimde direk yangın çıkışının oraya gidip, iki merdivenin birleştiği arada onu beklemeye başladım. Saat sekiz buçuktu ve dersin başlamasına yarım saat kalmıştı. Burak hala ortalarda yoktu. Telefonumu elime alıp Burak'a whatsapp'tan mesaj attım;

Açelyaaaİ. :" Nerdesin?"

BurakAkMan: "Gelmek üzereyim."

Bekleyişimin sona erecek olması beni sevindirirken aynı zamanda da nedensiz heyecanlanmama neden olmuştu. Mesajı gördükten sonra telefonu, okulun arka bahçesine bakan pencerenin kenarına bırakıp onu beklemeye devam ettim. Okulumuzun arka bahçesi, okulda en çok özen gösterilen yerdi. O dizilerde görebileceğiniz, baharda turunculaşan, yazda ise yeşeren ağaçlar tam olarak bizim okulun bahçesindeydi. Bizlere görsel bir şölen sunarken aynı zamanda içimizin huzur bulmasına da yardımcı oluyordu. Ağaçların altında yer alan çift kişilikli banklar sevgililer için müthiş bir buluşma noktasıyken, masalı banklar ise teneffüs aralarında arkadaşlarınızla ders çalışabilmeniz veya bir şeyler yiyeyebileceğiniz en ideal yerdi. 

Çok geçmeden Burak gelmişti. İçeriye gülümseyerek girip, yanıma doğru ağır adımlarla, bir eli pantolonunun cebinde yürümeye başladı. Saçına ve yüzüne bakıldığında, kendine bakım yaptığını anlamak çok zor değildi. Sabahları erken kalkıyor olmalıydı. Bu bakımla da okulun popüler çocuğu olmamak imkansızdı tabi. O merdivenleri inerken, kafamda, cümleye nasıl başlamam gerektiğini kurgulamaya başladım. Tam olarak yanıma geldiğinde, sanki bana sarılacakmış gibi bir hamlede bulundu. Elimi onun göğsüne koyarak sarılmasını engelledim. göğsündeki kaslardan spor yaptığını da böylece anlamış olmuştum. Geri çekilip bana imalı bakışlar atmaya başladı. "Bir sorun mu var Açelya?"

A: Evet bir sorun var sanırım, biliyorsun seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Daha doğrusu cuma günü olan hareketin hakkında konuşmak istiyorum.

B: cuma günü olan hareketim? İstemeden yanlış bir şey mi yaptım?

A: Evet Burak. Beni öpmen.

Burak bunun üzerine kafasını diğer tarafa çevirip alaycı bir şekilde güldü.

B: Ne olmuş yani? Sanki ilk defa öpülüyorsun(!)

GiriftWhere stories live. Discover now