Avadra Kedavra

3.3K 271 202
                                    

Okuldaki olayların %99'u yaşanmıştır. Öğretmenlerde bizzat benim hocalarımdır. Öğrenciler öğretmenlerden daha gerçektir.

Son birkaç günde Alya panik atak geçirmeyi bırakmış ve Harry'nin gerçek olduğunu kabul etmişti.

Tabi arada test etmek için garip gurup sorular sorup yara izine dokunuyor falan ama Harry halinden gayet memnun. Müdüreyi de o günden sonra hiç görmedim.

Evt adını bilmiyorum.

Şimdi de çok zeki Alya yüzünden okula gidiyorum. Yaw madem okul yaza alındı, niye beni çağırıyosun?

Oradan nefret eden bir cadı olduğumu bilmiyor musun? Sıkıntıdan okulu yakarsam benden değil valla. Hepsi Voldinin suçu.

"Hadi Mary."dedi Harry üstüne bir ceket giydikten sonra. "Gidiyoruz. Ve unutma, orası bir muggle okulu. Mugge gibi davran." dedi nerden bulduğunu bilmediğim bir çantayı sırtına takarak.

"Muggle okulunda nasıl davranıcağımı biliyorum. Beş senem orada geçti. Yani sanırım."deyip ayağa kalktım ve ne olur ne olmaz asamı küpe olarak kulağıma taktım demek isterdim. Ama olmadı, bende yanıma asa almadım.

Az gittiiiiiik uz gittikkkkk dere tepe düz gittik.(servise binmiş olma ihtimalimiz de var.) ve okula vardık.

Arkama yaslanıp telefonumla oynamaya devam ettim. Elena diye bir kız var şu instagramda. Çok sevdim onu.

"Burası son durak."dedi şoför arkaya doğru bağırarak. "Inicekmisin yoksa sana aracı mı kiralıyım?"

"Olur valla. Gaillon kabul ediyor musun?"diye sordum kafamı kaldırmadan. Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde beni ensemden tutup aşağı atacak sandım ama yapmadı.

"Okula gitmek istemediğini biliyorum. Bende hiç istemezdim."dedi uzaklara dalarak.

"Babam hep bana 'Okuyup büyük adam olamıycaksın Jack,' derdi. Olamadım ama bu işi sevirem."deyip omuz silkti. "Hadi kalk dersine yetiş."

"İyi bari."diyip ayağa kalktım. "İyi günler."

Servisten inip eskiden geldiğim okula şöyle bir baktım. Burda dişimi kırmıştım.

Onu sonra anlatırım.

Koşarak merdivenlerden çıkıp hızla sınıfa daldım. Beyaz saçlı pala bıyıklı, kamburu çıkmış bir amca elinde cetvelle bana bakıyordu. Altında kadife bir pantalon üstünde mavi bir gömlek vardı.

Tarih öncesinden kalmış.

Sen niye emekli olup deniz kenarından bir ev tutmuyorsun amca reiz.

"Pardon Profesör." dedim ve Harry'nin arkasındaki Alya'nın yanındaki yere oturup çantamı arkama koydum.

"Profesör üniverstede."dedi dede."Öğretmenim veya Mr Pala diyeceksin."dedi. "Hem dersin sonu geldi. Zahmet edip gelmeseyeydin!"

Elimi çeneme yaslayıp h h yaw h h bakışları attım.

"Her neyse, kalk Mike! Kırılma açısını göster."dedi Pala dede.

En arka sıradan sarımsı saçlı, kahverengi gözlü, gözlüklü bir çocuk ayağa kalktı. Benden uzun olduğu kesindi. Kamburumsu duruyordu ve oldukça zayıftı.

Tabi bu sıralarda kim otursa kamburumsu olur.

"Niye hep ben hocam?"diye söylendi tahtaya doğru ilerleyerek.

"Eee" dedim Alya'ya dönerek. "Bu kim?"

Yüzünü buruşturup ona baktı. "Kabadayı gibi bir şey. Bana hiç bulaşmadı, aslında kabadayı sayılmaz. Sadece sınıfta sözü geçiyor ve gıcık."diye fısıldadı. Kalemimi elime alıp Harry'nin kafasını dürttüm.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now