"Olivia Malfoy" bi karşımdaki kıza bide üstündeki formaya baktım. Gerçekten mi!
"Malfoy'sun. Sen . Griffindor bir Malfoy. Gryffindor. Ben renk körü mü oldum?"
Yanıma yaklaştı ve derin bir nefes aldı içine.
"Griffindor bir Malfoy yani? Sanırım dünyanın sonu geliyor."
"Sende bir Slytherinli Potter'sın!" Yürümeye başlayan Olivia'nın yanında ilerledim.
''Bu gayet mantıklı bir açıklama oldu." Onu kolundan tutup üçüncü kata doğru sürüklemeye başladım.
"Heeey napıyosun?" Ona sırıtıp kolundan çekmeye devam ettim.
"Seni öldürecem muhahahahha." Bana değişik değişik baktığında omuz silkip onu bıraktım.
"Sanırım kendimi fazla kaptırdım... Hakkımda çıkan dedikoduları duymuşsundur. Neyse şuan konumuz sensin, bana hakkında her şeyi anlatıcaksın." dedim ellerimi profesör Trelawney gibi oynatırken.
Önümüzde beliren kapıyı açıp Olivia'yı içeri sokup ardından bende içeri girdim. Yine aynı odadaydı, bir Slytherin bir Griffindor koltuğu vardı. Bide Godric için sepet.
"Ama dersleri kaçırıcaz." karşımdaki koltuğa kurulmuş kıza bakıp göz devirdim.
"Şuan dersleri umursamadığın sadece çalışkan öğrenci taklidi yaptığın o kadar belli ki! Hadi anlat."Oflayıp biraz daha arkasına yaslandı.
Evet, bir Malfoy'u andırıyordu. Yani sarı saçları vardı, ama şu Malfoy'lara özel olan açık sarı mıydı, altın sarısı mıydı , yoksa platin sarısı mıydı hatırlamıyorum. İşte o sarılardan değildi, saçları koyu sarıydı. Şey gibi ımmm hah hani şu her parkta olan sarı kaydıraklar var ya işte o sarıdan. Neyse işte, koyu sarı. Sonra gözleride şu Malfoy'un fanficlerinde yazıldığı gibi mavi-gri mi gri-mavi mi ? Öyle değildi. Bildiğin koyu maviydi, şirin mavisi.
"Şimdi benim sevgili(!) babacığım, gerçek bir Malfoy" elleriyle tırnak işareti yaptı. "Olmam için Drumstrang denen iğrenç yere gönderdi." Yüzü buruşmuştu ve çok gerçekçiydi. "Gerçekten iyrençti, yani resmen dersler ölüm yiyen olalım diyeydi... Neyse, babacığım(!) beni Malfoy'lara hakaret olduğumu düşündüğü için Drumstrang'dan almıyordu. Zaten bu yüzden amcamın yanında kalıyordum. "
"NE! LUCİUS MALFOY'UN KARDEŞİ Mİ VAR?!"
Kulaklarını tıkayıp başını geriye yatırdı. Bende yanımdaki sepetten Godric'i alıp kucağıma koydum.
"Tek takıldığın nokta burası mı yani?"
"Neyse sen devam et."
"İşte, bu sene annemin baskılarıyla Hogwarts'a tayinim çıktı." Tayin ne alaka ya,
"Sen şimdi gelecekten gelmediğine eminsin değil mi?"
Bön bön suratıma baktı
"Nalaka?"
"He"
"Ne alaka?"
"Şu alaka, ne bileyim sen Draco Malfoy'un kızısındır. Tabi en son kızı yoktuda neys, sonra Bir şey olmuşturda yanlışlıkla geçmişe gelmişsindir. Şimdide Dumbledor seni transfer oldu diye bize yedirmeye çalışıyodur." bunları hayatında ilk defa duymuş gibiydi. Elimi boşver manasında salladım." Sanırım fazla hayran kurgu okuyorum." Diye fısıldadım. "Eeee sen ne ara geldin?"
"Bugün kahvaltıda. Tabi o zaman seni görmedim, gelecek postasındaki yazıyı okumuştum ama senin korkunç biri sanmıştım yani kurtadamlar aya giderse ne olur değilde bir insanı kurtadam yapma yollarını sormanı beklerdim. Yani herkes senden korkuyo. Tabii dışardan gelip şu manzaraya baksam bende Voldemort'un yanında yetiştiğini düşünürdüm." dedi kafasını okşadığım Godric'i göstererek.
"Tamam yılanım var diye benden korkup Voldemort'un kızısın demelerini anlarımda şimdi Voldinin yanında büyümüş çocuk nedir ya," çantamdan muggle sakızı çıkartıp üstüne attım. Sakızı alıp tip tip ana baktığında kendi sakızımı ağzıma atıp çiğnedim. Oda aynısını yapınca balon falan yaptım.
"Sen aileni pek sevmiyon herhalde?"
Oda çantasından uzay gofreti çıkarıp bana attığında elime alıp gofrete şöyle bir baktım. Bu muggle gofreti diyilmi?
"Tamam bu çok açıklayıcı oldu." Ayağa kalkıp bacacıklarımı esnettim ardından sepete kaçmış Godric'i Olivia'nın gayet normal bakışları arasında saçıma doladım.
"Hadi yemeğe gidelim. Ben çok acıktım." Kafasını sallayıp koluma girdiğinde aklıma ilk gelen şey bu kızın hastanede karıştığı oldu.
