Tikelik

3.1K 210 207
                                    

Koşarak büyük salona girdiğimde kapının yanında oturan insancıkların bakışları bana dönsede onları umursamadan gidip Ron ve Hermione'nin karşısına oturdum. Ben bir an da gelince irkildiler ve o koca kafalarını kaldırıp bana baktılar.

"Harry nerde?!"diye ciyaklayıp masadaki balkabağı suyundan bir yudum aldım.

Bana, sanki kollarım ve kafam yer değiştirmiş gibi baktı Hermione.
"Gitti."dedi fısıldar gibi.

"Onu anladık!" dedim sitem dolu bir sesle. "Nereye gitti? Hortkuluk avına mı?"

Biraz duraksayıp ikisininde suratını süzdüm. Ikisi de bana karşı çıkmayınca ellerimi dizlerime koca karılar gibi vurmaya başladım.

"Getti gül gibi aabiim! Gettiiii! Getti olmayan ruh parçasının avınağğ!"diye haykırıyor arada bir dizime vuran ellerimin pat pat sesleri çıkarmasına izin veriyordum.

"Ne demek olmayan ruh parçası?!" diye sordu Hermione dehşetle. Ron'sa balkabağı suyunu yüzüme püskürttü.

"Yavaş!" diye cırlayıp cüppemin koluyla yüzümü sildim. Gitsin tavuklarına püskürtsün. Ne istiyon yüzümden Tavuk Kralı?

"O hortkuluk zaten önceden alınmıştı."dedim umursamaz bir sesle ve bir Hermione edasıyla ekledim, "Harry Potter  Melez Prens , sayfa 462."

Ani mod değişimim Hermione'yi korkutmuş olmalı ki kaşlarını çatıp dudaklarını dişlemeye başladı.

"Az önce deli deli konuşuyordun. Şimdi sanki dünyanın en doğal şeyiymiş gibi hortkuluğun sahte olduğunu söylüyorsun."dedi fısıldayarak. "Madem sahte olduğunu biliyordun, niye Harry'e söylemedin?"

Kaşlarını çatmış endişe ve merak karışımı bir ifadeyle bana bakıyordu. Omuz silkip ayağa kalktım.

"Tikelik olmak bunu gerekririr, dostuum." dedim Amerikan dublajı yapan Türk sesimle. Ron ve O bana tip tip bakmaya devam ettiğinde ekledim. "Ayrıca bugün gidiceklerini bilmiyordum. Ne yazık ki kimse bana bilgi verme zahmetine katlanmıyor."dedim ve dudaklarımı birbirine bastırıp omuz silktim.

Nankör Harry bozuntusu işte, n'olucak? Ölücek bir gün, sonra bana diyecekler ki: iğir giliciği diğiştirmiyi çilişmisiydin ilmizdi.

Asıl siz benim planlarıma uysaydınız kimse ölmezdi.

Ama Mary kim ki?

Ölsün o

Ben olsam geleceği bilen tikelik bir kızı dinlerdim.

Birdaha düşündüm de...

Hayır dinlemezdim.

Slytherin ortak salonuna vardığımda Ölüm yiyenlerin okula girmek için başka bir yol bulmuş olabileceklerini göz önünde bulundurarak yatakhaneme çıkmayıp geçen gün iksir dersinde yaptığım ve son derece kusmuk kıvamında olan iksiri su balonlarına doldurmaya başladım.

Evet bu Harry'nin adını üstüne yakıştırdığım iksirdi. Slughorn bunu görünce durumu Harry'nin aşık bir ergen olmasına bağlamıştı.

Cidden Ginny'le ne zaman çıkmaya başladıkları hakkında bir fikrim yoktu. Ya bir insanın kulağına hiç mi dedikodu gelmez? Gelmiyo işte.

Ya da Tılsım dersinde yanıma oturan bir kızın bütün ders boyunca Harry ve bilmem kim hakkındaki konuşmasını dinlememem gibi bana anlatılan dedikoduları da dinlemiyorum...

Amaan bir şey fark eder mi?

Herneyse, Slughor hocacığım isimsiz iksirin kime ait olduğunu sorduğunda havalı bir şekilde elimi tikeltmiştim.

İkiz-(HARRY POTTER)-Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu