Baterist | Özel Bölüm

1.7K 110 112
                                    

Kendi ağzımdan yazdığım bir bölümle karşınızdayım! Sorular yazmanızı istemiştim. İşte o soruları bu bölümde kullandım. Program sunucusu da benim. Çok eğleneceğinizi düşünüyorum. En uzun bölümümüz bu oldu. 2400 kelimenin hatırına bol bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Öpüldünüz:*

"Millet! Aranızdaki konuşmayı bırakın. Program başlıyor."

"İlk defa radyo programına katılıyorum. Fazla heyecanlı değil mi?"

Herkes Bambam'i onaylayıp heyecanla benim komutumu bekliyorlardı. Bugün Baterist ailesinin bütün üyeleriyle bir radyo programı hazırlamıştık. Bu yayına Baterist okuyucuları internetten  ulaşabilecekti. Kimsenin henüz bir şeyden haberi yoktu. Okuyucularla hazırladığımız soruları onlara yöneltecektik. Üyeler, Isabella, Matthew, Evan, Claire, hepsi buradaydı. 

Onları daha fazla heyecanlandırmamak adına önümdeki mikrofonu mu düzeltip düğmesine bastım. Ortaya çıkan kırmızı ışıkla birlikte hepsi kulaklıklarını takarken, ben de konuşmamı başlatmıştım. 

"Merhabalar sevgili okuyucular! Bugün yanımda çok güzel konuklar var. Baterist ailesinin en sevilen üyeleriyle bir araya geldik. Onlarla güzel anlar yaşayacağız, onlara söylemek istediğiniz şeyleri ben dile getireceğim. Müzikler dinleyeceğiz. Onları daha yakından tanıyacağız... Öncelikle hepiniz hoş geldiniz."

Herkes selamıma karşılık verdikten sonra konuşmama devam ettim.

"Nasılsınız? Nasıl hissediyorsunuz?"

"Burada olmak farklı hissettiriyor," diyerek heyecanını belli eden Yugyeom'a tebessüm ettim. Hemen ardından Jae Bum konuşmaya başladı.

"Bu ilk deneyimimiz olsa da ilerde bu tür programlara alışmak zorunda kalacağız çocuklar. O yüzden tadını çıkarmalıyız."

Herkes kafasını olumlu anlamda sallarken tek somurtan kişi Jackson'dı. Isabella'da gergin gözüküyordu. Ben durumu anlasam da ona neden sinirli gözüktüğünü sormaktan kendimi alamadım.

"Jackson-shi, iyi misin? Sinirli gözüküyorsun."

"Bu gereksizin burada olduğunu bilseydim asla gelmezdim. Isabella'yı da getirmezdim!" dedi Matthew'i gözleriyle parçalarken. Birbirlerine rekabet ve nefret kokan bakışlar atıyorlardı. Isabella'da bir gerginlik çıkmaması için Jackson'ın gözünün içine bakıyordu.

"Burada sadece okuyucuların sevdiği kişilerin olduğunu söylemiştin. Matthew'in sevildiğini sanmıyorum." 

Mark, Jackson'a destek çıktığını belli edercesine bakıyordu Matthew'e. Ortamın fazlasıyla gerildiğini fark ederek programa geri döndüm.

"Atışmaları bir kenara bırakalım, çocuklar. Öncelikle hepinizi tek tek tanıyalım. Daha sonra sorulara geçeceğiz. Evan, bize kendinden bahseder misin?"

"Ah, tabi. Öncelikle herkese merhaba. Burada olmak çok güzel. Ben Çin'de yaşıyorum fakat İngiliz asıllıyım. Daha önce Kore ve Japonya'da da birer yıl yaşadığım olmuştu. Babamın işi sebebiyle. On dokuz yaşındayım. Galiba Korelilere göre yirmi oluyorum. Bu arada kız arkadaşım BaoYi'de burada olmayı çok istiyordu ancak gelemedi. Onu çokça öpüyorum."

Herkesten 'Vay canına' 'Omo' 'Vaov' gibi sesler gelince Evan'da utanarak gülmüştü. 

"Pekala, ona iletmek istediğin bir mesaj var mı?"

"Onu çok seviyorum."

Herkes gülerken ben de onlara eşlik ettim. Hemen ardından dikkatleri Evan'ın yanında oturan Bambam'e yönelttim.

BATERİST | Jackson Wang #wattys2020Where stories live. Discover now