B|13

2.5K 197 56
                                    

  🎶 Junil Jung -  If

13.Bölüm

Isabella gergin bir şekilde masada oturuyor ve Jackson'ı bekliyordu. Isabella'nın evindelerdi. Isabella kitapları çıkarmış Jackson'ın lavabodan çıkmasını bekliyordu. Bir yandan sakin olmaya çalışıyor, heyecanlanmama konusunda kendisini tembihliyordu. Bu kadar abartacak bir şey yoktu değil mi? Alt tarafı Jackson ile bir şeyler olmuştu. Isabella, o bir şeyleri düşünmeye bile çekiniyordu.

Jackson çok geçmeden lavabodan çıkmış ve Isabella'nın odasına girip yanına oturmuştu.

"Başlayalım."

Isabella başını olumlu anlamda sallayıp en yakın sınavları olan, matematikten başlamayı tercih etti. Konunun formüllerini verdikten sonra sorular üzerinden Jackson'a anlatmaya başladı. Girdikleri bu ciddi hava, Jackson'ın Isabella'yı ilgiyle dinlemesi, onlara zamanın nasıl geçtiğini fark ettirmemişti.

Geçen bir saatin ardından ikisinin telefonu da aynı anda titremişti. Ekranlarına baktıklarında gruptan mesaj geldiğini görüp telefonu aldılar ellerine. Isabella ve Jackson'ın stajyer arkadaşlarından oluşan gruba Jackson'da eklenmişti. Çünkü grup işini öğrenmişti ve onu da almak zorunda kalmışlardı. 

Mark: Hiç sesiniz çıkmıyor. Ne yapıyorsunuz?

Isabella: Ders çalışıyoruz. Siz?

Yugyeom: Jackson Hyung ders mi çalışıyor. Omo! İnanmam. 

Isabella: Ya! Korece yazmayın anlamıyorum. 

Bambam: Madem Jackson Hyung ile berabersin o sana çevirir.😉

Jackson: Sınavlar yaklaşıyor ve hiçbir derse girmediğim için Isabella bana anlatıyor her şeyi.

Young Jae: Kurtarıcı meleğimiz Isabella. 😌

Isabella: Neden kimse beni takmıyor ve Korece konuşuyor?

Isabella başını telefondan kaldırıp Jackson'ı dürttü. Dibindeydi ve ona yazılanları çevirmiyordu. Isabella yazanları fazlasıyla merak ediyordu. Korece öğrenme işini erkene çekmeliydi. 

Jackson: Young Jae getirtme beni oraya. Nereden senin meleğin oluyor Isabella? Bana bakın Isabella ile konuşmanıza bile yasaklarım ona göre. Mesafeli olun biraz. 

Yugyeom: Jackson hyung kızdı.

Jackson mesajı yazdıktan sonra başını kaldırıp Isabella'ya ne var dercesine baktı.

"Ya yazılanları çevirsene. Üstelik sende korece yazıyorsun. Her cümlede ismim var ama anlamıyorum."

"Young Jae, Isabella ile ders mi çalışıyorsunuz, sen ders çalışır mıydın diye alaya aldı bende sınavların yaklaştığından ve senin beni çalıştırdığından bahsettim hepsi bu. Önemli bir şey olsa çevirirdim," diyerek konuşmayı yalan yanlış çevirmişti Jackson. Doğrusunu öğrenmese daha iyiydi şimdilik.

Jin Young: Jackson, sen Isabella'yı mı kıskanıyorsun bana mı öyle geliyor?

Bambam: Sadece sana değil hyung. Bize de öyle geliyor.

Jackson: Siz işinize baksanıza.

Mark: Isabella ile ilgilenmiyorsan söyle, onu Young Jae'ye ayarlayalım.

Young Jae: Ya beni ortaya atmasanıza!

Isabella konuşmanın korece olmasından ötürü telefonu kilitleyip masaya koymuş ve oflayarak odadan çıkmıştı. Kimsenin kendisini takmıyor olması sinirine dokunmuştu. En iyisi bir şey yeyip içmek diye düşündü ve mutfağa indi. Bir şeyler hazırlamaya koyuldu. Jackson'da acıkmış olmalıydı.

BATERİST | Jackson Wang #wattys2020Where stories live. Discover now