"Korkularınla savaşmalısın," dedim, otoyola çıktığımızda.

Ege'nin arabası tam önümüzde ilerliyordu, Sıla ise arkamızdaydı. Yine aynı şekilde dağılmıştık arabalara ve Berrak'ın olduğu yere gidiyorduk. Ege, Yağız gittikten sonra adresi bildiğini söylemişti ve işte yoldaydık...

"Korkularımla..." dedi, başını aşağı yukarı sallarken.

"Yenilme," dedim bu kez, sanki bir savaştaydık da en önemli kaleyi o koruyordu. O düşerse, biz de düşecektik.

"Nasıl?" diye sordu başını minik bir hareketle bana döndürdüğünde. "Nasıl yenilmeyeyim Nora?"

İki omzumu birden kaldırıp indirdim. "Bilmiyorum ama bildiğim bir şey var. Attığın adım yanlıştı ve sen yanlış yolda ısrarla devam ediyorsun. Geri dönmem lazım geri dönüp yol ayrımını bulman lazım ve bu kez doğru yolu seçmen lazım."

"Sıla'dan bahsediyorsun Nora, ikinci şansa inanmaz."

"Evet," dedim onu onaylarken. "Sıla'dan bahsediyorum. İkinci şans falan da umurumda değil. Ekin sen Sıla'ya hiç baktın mı?"

Minik bir kahkaha attı sonra o minik kahkaha daha da büyüdü. "Bakmak?" diye sordu, şaşkınlıkla. "Gözlerini hiç aldın mı diye sorsana..."

Ona sevgiyle bakarken gülümsedim. "O zaman neden görmüyorsun arkadaşım, onun da en az senin kadar aşık olduğunu?"

"Kime?" diye sordu kaşları çatılırken.

"Ekin ciddi değilim de?"

Kaşları biraz daha çatılırken direksiyonu sıktı. "Aybars'a mı?"

"Evet," dedim kızgınlıkla. "Evet Aybars'a, Miami'de yaza düğün yaparlar hatta."

"Nora sen benimle kafa mı buluyorsun?"

"Bana gerek yok ki..." Ellerimi iki yana açtım, sahiden beni sınıyor olmalıydı. "Sen kendi kendine buluyorsun kafayı."

Ah Ekin, ah!

"Ekin bu kız seni öpmedi mi?"

"Öptü," dedi yüzüne yayılan gülümsemeyle. "Ben de oradaydım."

İkimiz aynı anda güldüğümüzde sahiden benimle dalga geçtiğini düşünmeye başlamıştım.

"Sevindim... E o zaman neden soruyorsun kime diye?"

"Bana mı?" dedi bu kez ciddi bir şaşkınlıkla.

"Seni öptüğüne göre."

"Bence o anlık bir şeydi..."

"Anlık? Ne yapıyordunuz tam olarak öncesinde?"

Kaşlarını çatarken gözlerini kıstı. "Tartışıyorduk."

"Hııım," dedim kollarımı göğsümde bağlarken. Bu ciddi bir konuydu. "Konu neydi?"

"Benim hayatımı riske atmam..."

"Güzel," diye onayladım onu. "Peki, bu kız seninle senin zarar görmenden korkması üzerine tartışıp seni öpüyorsa bu ne demek?"

"Kendini riske atma demek."

"Dahiyane." dedim, çözdüğüm ellerimi havada iki yana doğru açarken.

Ege'nin arabası durduğunda Ekin de ani bir frenle durdu. "Bu mevzu bitmedi." dedim, kapıyı açıp aşağı inmeden önce.

"Burası mı?" diye bağırdı Sıla, kendi arabasından inerken.

"Evet," dedi Ege apartmanın bahçesine girmeden önce.

İLKYAZWhere stories live. Discover now