36. Bölüm "Slut"

2.4K 151 24
                                    

Aptal olmak ile aptal davranmak arasındaki ince çizgide bulunuyordum. Yani bazen sahiden ne yaptığımı ben de idrak edemiyordum. Kullanılmıştım. Evet, bunun başka bir açıklaması falan yoktu. Kendi ününün elinden kayıp gitmesini izlemektense, beni ucuz bir fahişe olarak göstermeyi seçmişti. Evet, evet. Olay tam da buydu.

Bunu yapmasını o kadar da tuhaf karşıladığım söylenemezdi. Yani hadi ama, onu tanıyordum. Ama son zamanlarda olanlardan sonra biraz daha anlayışlı olabileceğini umuyordum. Ama hayır, hiçbir şey değişmemişti. Elinde olsa ününü kurtarmak için beni okulun en büyük fahişesi bile yapabilirdi. Ah, bekleyin, zaten öyleydim.

Şu anki sinirimin sözcüklere dökülmüş hali sanırım yoktu. Nadir sinirlenen bir insandım. Sanırım en son 2. sınıftayken bu kadar sinirlenmiştim. Yanımda oturan Dean adlı çocuk sınavda benden kopya almaya çalışmıştı. Öğretmene yakalandığımızda da sınavım geçersiz sayılmıştı. Ne var bunda Tanrı aşkına, diye düşünenleriniz olabilir. Ve evet, haklısınız. Ama bilirsiniz, o zamanlar en büyük sorunlarınız sadece bu tür şeyler olabiliyor. Lisenin korkutucu atmosferiyle tanışmadan öncesini kastediyorum. O zaman her şey daha masum olabiliyor. Sizi fahişe gibi gösteren çocukların olmaması gibi. Her şey daha kolay oluyor.

Kalabalığı yararak sınıfıma hızlı adımlarla ilerlerken sinirim her geçen saniye daha çok artıyordu. Ben, Emily Goldberg, kullanılmıştım, okulun en popüler çocuğu tarafından. Hah! Birkaç hafta önce bu bana söylenseydi dediğine karşı kahkaha atarak boğulup ölebilirdim. Ölmek demişken, Tanrım, onu öldürecektim.

***

Günümün kalanı normal geçti ve her şey yine aynıydı demeyeceğim. Çünkü öyle değildi. Tanrım, nereden başlasam bilmiyorum. Öncelikle kavga videomuz gibi malzeme odasından çıkışımızın videosu da ışık hızıyla okula yayılmıştı, küçük sınıflar sağ olsunlar. Ve tabii sonrasında ise koridora her çıkışımda bana göz kırpan erkekler de cabasıydı. Ama büyük patlama anım, coğrafya sınıfında gördüğüm ancak adını bilmediğim çocuğun yanıma gelip onunla yatmamı teklif etmesi olmuştu. Ah, tabii, bir de KARŞILIĞINDA NE GEREKİYORSA VERECEĞİNİ söylemişti. Ve tepkim pek de hoş olmamıştı. Hoş olmamıştı derken, çocuğa tekme atıp "Adi pislik!" diye bağırmamdan söz ediyorum. Sahiden, bunu haketmişti.

Ve şimdi de kulağıma adeta büyülü bir ses gibi gelen son zil sesini duyduğumda hızla sıramdan kalkıp kitabımı ve çantamı alarak sınıftan çıktım. Dolabıma hızlı adımlarla ulaşıp -kimseyle göz teması dahi kurmadan- kitaplarımı dolaba bıraktım ve kitleyip yine aynı hızdaki adımlarımla okuldan çıktım.

Otoparka park ettiğim arabama bindiğim gibi okul sınırlarından çıkmaya çabaladım. Hızla eve sürüp içeri girdikten sonra odama çıktım. Anneme merhaba bile demeden yukarı çıktığımdan arkamdan endişeli bakışlarla beni izlemişti. Şu an onunla konuşmam pek iyi bir fikir değildi.

Odama girdiğim an kapımı kapattım ve kendimi adeta yatağıma fırlattım. Uyumak istiyordum. Tam bu şekilde. Belki uyku, sinirimi az da olsa alabilirdi. Uyku, her şeye tek çareydi.

Cebimde titreyen bir şey hissettiğimde içimden bir küfür savurdum. Bilindik zil sesim kulaklarıma rahatsız edici bir biçimde ulaştığında kafamı yastığa gömdüm. Bir saniye rahat bırakamazlar mıydı? Cevaplamayacaktım. Birkaç kez çaldıktan sonra susacaktı. Ama, öyle olmadı. Hangi lanet kişi arıyorsa tekrar aradı, tekrar, tekrar ve sonunda açmak zorunda kaldım.

"Ne var lanet olası?" diyerek açtığım telefonun ekranına bakma zahmeti bile göstermemiştim.

"Neler oluyor? Çıkışta seni bulamadım."

"Ah, evet. Çünkü koşarak çıktım Briana."

Ne zaman bu kadar yakın arkadaş olmuştuk, Tanrı aşkına? Ben geniş (!) arkadaş kitleme yenisini eklemek istediğimi hatırlamıyordum.

"Olanlardan kaçamazsın Emily."

Ah, Tanrım. Bir de annelik yapıyordu. Ben David'e bile katlanamıyorken bir yenisi çıkması pek de hoşuma gitmiyordu.

"Ne yapacağımı söyle o zaman Bayan Ben-Çok-Akıllıyım."

Telefonun diğer ucundan derin bir nefes sesi geldi.

"Eğer sana sürtük diyorlarsa," dedi ciddiyetle. "Sen de onların istediği sürtüğü verirsin."

"Ne demek istiyorsun?" dedim merakla. Dediği şeyin ilgimi çekmediğini söyleyemezdim.

"Seni tam bir fahişe yapacağız," dedi Briana. "Sana geliyorum."

(Kısacık bir şey oldu, farkındayım. Ama yeni bölümü birkaç gün içinde yükleyeceğim ve gerçekten çok ama çok uzun olacak. İpucu bölümü olarak yazdım bunu aslında. Yazmayı nasıl özledim tahmin edemezsiniz. Bölüm şarkısını bilmeyen yoktur:d I'm back bitches ^^)

Variable Boy (Justin Bieber Fan Fiction)Where stories live. Discover now