14. Bölüm "Unlucky"

4.8K 155 28
                                    

Şanssız biri olduğumu çoğunuz biliyordur herhalde. Hem bunu her zaman söylediğimden hem de başıma gelenlere bakıldığında anlamamak salaklık olur diye düşünüyorum. Yani, Tanrı aşkına! Sonunda günlerdir hayalini kurduğum şeye ulaşabilecekken, pat! Her şey mahvoldu. Detaylı olarak anlatmamı deli gibi beklediğinizi düşündüğümden hemen konuya girecek olursam, Justin ile arabaya binmiş onun evine gidiyorduk. Giderken sabırsızlandığımı söylemezsem size büyük bir haksızlık etmş olurum çocuklar. Fakat konu Justin olduğunda başka türlü olmamı beklemeniz çok saçma, bunu biliyorsunuz. Aslına bakarsanız Justin'e baktığımda benden pek de farklı bir durumda olmadığını anlamam uzun sürmemişti. Yani, eğer sürekli tempo tuttuğu ayağına ve pantolonundaki şişliğe bakacak olursak, dediğim gibi, zor değildi. Normalde her zaman şarkı açmamıza rağmen bu defa pek de şarkıyı önemser gibi bir halimiz yoktu. Şu an Michael Jackson tabutundan dirilerek bana bir konser vermek istese bile "Daha sonra!" diyecek durumdaydım. Nihayet onun evine vardığımızda Justin aceleyle cebinden anahtarı çıkardı ve anahtarı anında deliğine takarak kapıyı açtı. Beni kolumdan tutarak şimşek hızıyla içeri çekerken kapıyı kapatıp, beni kendi ile kapı arasına sıkıştırmıştı bile. Ve neredeyse aynı anda dudaklarıma yapışması da cabasıydı. Ben henüz neler olduğunu farkına varmaya başlamış ve öpüşüne karşılık vermeye çalışmıştım ki zil çaldı. Justin'in umursar gibi bir hali yoktu. Dudaklarının içine doğru mırıldandım. "Justin kapı çalıyor." Elini kalçama koyarak "Umurumda değil." dercesine sıktığında yavaşça inledim. Kapıyı çalan kişi bu sefer kapıyı tıklattığında içimden bir lanet geçirdim. Yani sonunda bir şey yapacaktık, bu sefer de kapı çıkmıştı başıma. Dudaklarından yavaşça ayrılarak üzerimi düzelttim. Justin ne yaptığımı kavramaya çalışırken ben elimle onun da saçlarını düzelttim ve "Toparlan." diye mırıldandığımda gerçek dünyaya dönebilmişti. Üzerini düzelterek kapıyı açtı. Yani, dediğim gibi, eğer şanslı biri olsaydım gelen kişi postacı veya kargo şirketinin elemanı olabilirdi. Ama, hayır. öylesine bir şanssızlığa sahiptim ki gelen kişi annesiydi. Yani, öyle sanıyordum. Justin şoka uğrayarak "Anne?" dediğinde düşüncemin doğruluna emin olmuştum. Uzun bir süre bu şekilde dikildiğimizden annesi haklı olarak "Beni içeri davet edecek misin?" diye sorduğunda Justin bir anda gerçek dünyaya dönerek "Ah, t-tabi." dedi ve kapının önünden çekilerek geçmesi için yer açtı. Annesi içeri girdiğinde "Nasılsın?" diyerek Justin'e sarıldı. Justin de iyi olduğuyla ilgili bir şeyler zırvaladıktan sonra annesi bana "Seni daha önce görmedim." dercesine bakarak Justin'e döndü ve "Beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?" dedi. Justin "Ah, üzgünüm. Bu Emily, kız arkadaşım." diyerek eliyle beni gösterdi. Tanrım! Bu sahte sevgili rolünü annesinin yanında da mı yapacaktım? Bunu sana ödeteceğim Justin! Annesinin yüzü aydınlandı ve içten bir gülümsemeyle bana bakarak "Çok memnun oldum tatlım." dediğinde "Ben de memnun oldum Bayan Bieber." diyerek cevap verdim. Bir an ikisinin de yüzünde bir gölge görsem de niye olduğunu anlayamamıştım. Annesi tekrar gülümsemişti ve "Bana Pattie diyebilirsin." dediğinde olumlu anlamda başımı sallayarak ben de gülümsemiştim. Oturma odasına geçtiğimizde Pattie tekli koltuğa, ben de Justin ile beraber ikili koltuğa oturmuştum. Justin bana gülümseyerek kolunu omzuma attı. Kızardığıma adım gibi emindim. Bunu Justin de fark etmiş olmalıydı ki hafifçe sırıtmıştı. Kolumu belli etmeden karnına doğru vurmuştum. Bunu belli etmeden yapmaya çalıştığımdan bu bir dürtme gibi olmuştu. Şu anda içinde bulunduğum duruma lanet ediyordum. "Anlatın bakalım, ne zamandır berabersiniz?" sorusu Pattie'den geldiğinde Justin'e dönerek onun cevaplaması gerektiği sinyalini vermiştim. Justin "Yaklaşık bir hafta." diyerek cevapladığında annesinin yüzünde hafif bir şaşkınlık belirmişti. "Demek çok yeni." dediğinde hafifçe gülümsedim. Pattie'den gelen "Aynı okuldasınız sanırım?" dediğinde sorgulamanın bittiğini değil, tam tersine yeni başladığını farkına varmıştım. Ama Pattie kesinlikle haklıydı. Benim de çocuğum Justin gibi olsaydı, değil sadece sorgulamaya tutmak, FBI'dan istihbarat isterdim. Bu sefer suskunluğumu bozarak "Evet." diye cevapladım. "Güzel." Sanırım sorgulamanın sonuna gelmiştik. Belli etmeden derin bir nefes verdim. Justin "İçecek bir şey ister misin anne?" diye sorduğunda Pattie "Aslına bakarsan bir bardak su alabilirim." diye cevaplamıştı. Justin kalkacak olmuştu ki "Ben getiririm." diyerek gülümsemiş ve Justin'i koltuğa doğru yavaşça iterek ben kalkmıştım. Mutfağa girerek önceden öğrenmiş olduğum bardakların olduğu dolabı açmış ve bir bardak çıkarmıştım. Dolabı açarak gözümle suyu ararken sonunda görebilmiştim. Bardağa suyu doldurduktan sonra bir şey dikkatimi çekmişti. Ellerim titriyordu. Her panik olduğumda bana olan bir şeydi bu nedenle şaşırdığım şey bu değildi. Şaşırdığım şey, şu an ne kadar stres olduğumu fark edememiş olmamdı. Sakinleşmek amacıyla bir süre ellerimi tezgaha koyarak derin nefesler aldım. Bir süre sonra Justin'in içeri girdiğini gördüm. "Niye geciktiğini merak ettik." dediğinde yanıma varmıştı. Halimi gördüğünde yüzünü bir endişe kaplamıştı. "S-sen iyi misin?" diyerek beni kolları arasına aldı. Yavaşça kollarından ayrılarak dik durdum ve güçlü görünmeye çalıştım. "Tabii ki iyiyim. Ayrıca bana bebek muamelesi yapılmasından nefret ederim." Gülerek "Hadi gel." dediğinde elime su dolu bardağı aldım ve tam mutfaktan çıkacakken "Bekle." dediğimde duraksayarak bana döndü. "Bir şey soracağım," dediğimde kafasını sallayarak devam etmemi belirtti. "Annene Bayan Bieber dediğimde bakışları tuhaflaştı. Sorun neydi?" diye sorduğumda yüzünde buruk bir gülümsemeyle "Annem ve babam ben çok küçükken ayrıldılar." dediğinde dilim tutulmuştu. Hiçbir şey söyleyemiyordum. Sonunda kendimi toparlayarak "Çok üzgünüm bilmiyordum." dediğimde gülümseyerek "Sorun değil." demişti. "Hadi." diyerek elimi tuttu ve mutfaktan çıktık. Tekrar oturma odasına girdiğimizde elimdeki bardağı Pattie'ye uzattım. Gülümseyerek teşekkür etti ve bardağı elimden aldı. Bir kısmını içerek önündeki masaya koyduğunda Justin'e dönerek "Jaxon'u kreşten alır mısın Justin?" dediğinde Justin anında ayağa kalkarak "Tabii." dedi ve araba anahtarını cebine attı. Tam kapıyı açıp çıkacakken tekrar ona dönerek "Jazmyn nerede?" diye sorduğunda Pattie "Babasının yanında." diye cevapladı. Justin olumlu anlamda kafasını sallayarak evden çıktı. Pattie "Aslında onu bilerek gönderdim. Seninle özel konuşmak istiyorum." dediğinde kıkırdadı. Aslına bakarsanız şeker bir kadındı. Bende gülerek olumlu anlamda başımı salladım ve konuşmasını bekledim. "Bak tatlım, seni henüz tanımıyoum ama açıkça söylemem gerekirse senden hoşlandım." diyerek elimi sıktı. "Çok teşekkürler." diyerek gülümsediğimde kızardığıma emindim. "Ve sana kendimi yakın hissettiğimden açık konuşacağım." dediğinde içimdeki tüm huzur anında uçup gitmiş, yerini telaş almıştı. Acaba ne hakkında konuşacaktı? Telaşımı çok belli etmiş olmalıyım ki gülümseyerek "Hey sakin ol. Sadece konuşmak istediğim bir konu var." Bunu dediğinde içimdeki huzursuzluk 1 kilogramlık ise, bunun sadece 10 gramı eriyebilmişti. "Justin benim için çok önemli." diyerek sözüne başladığında dikkat kesilmiştim. "O çok küçük yaşta birçok zorlukla başa çıktı. Onu tanıyorum, güçlüdür ancak bir özelliğini de adım gibi biliyorum. Çok ama çok dikkatsizdir." Onu hala dinlerken sözün nereye varacağını fena halde merak ediyordum. "Siz şu an çok gençsiniz. Ve bu yaşlarda birçok hata yapabilme olasılığınız var. Bu hatalar bazen tüm hayatınızı etkileyecek sorunlar teşkil edebilir." Şu an merak kat sayım tavanaydı. Gözlerimden sabırsızlandığımı anlamış olmalıydı ki "Seni daha fazla meraklandırmayarak konuya gelecek olursam, merak ettiğim bir şey var ve sormak istiyorum." dedi. Başımı olumlu anlamda sallayarak sorabileceği sinyalini verdiğimde bunu anlamış olmalı ki sonunda sormuştu. Ve bu soru beni tam anlamıyla dondurmuştu. "Seks yaparken korunuyor musunuz?"

AHAHAH ÇK AYIP PATTIE ÇK .S.S. :D EVET ARKADAŞLAR BİLDİĞİNİZ GİBİ 1 HAFTA BOYUNCA YENİ BÖLÜM EKLEMEYECEĞİMİ SÖYLEMİŞTİM. BUNU SÖYLEMEMİN NEDENİ PAZAR GÜNÜNDEN İTİBAREN 1 HAFTA BOYUNCA EVDE OLMAYACAK OLMAM. AMA BİR GÜN İÇİNDE SINIRI GEÇTİĞİNİZİ GÖRÜNCE BUGÜN YENİ BÖLÜM YAZDIM. YORUMLAR HER NE KADAR AZ OLSA DA YİNE DE YAZAYIM DEDİM. VE ARTIK SINIRI SADECE BEĞENİYE DEĞİL, YORUM SAYISINA DA KOYACAĞIM. SINIRIM 25 BEĞENİ VE 5 YORUM. BİR GÜN İÇİNDE 21 BEĞENİ VE 3 YORUM GELDİĞİNE GÖRE 1 HAFTADA BU KADAR BEĞENİ VE YORUM KESİNLİKLE GELİR DİYE UMUYORUM. YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ xx

Variable Boy (Justin Bieber Fan Fiction)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz