6. Bölüm "If You Walking Next To Me, You Should Get Used To That"

5.6K 156 17
                                    

Kahvemi bitirdikten sonra bardağımı önümde sehpaya koyarak ayağa kalktım ve “Benim gitmem gerekiyor.”diyerek Justin’e döndüm. “Nereye?” dedi kaşlarını anlamamışçasına çatarak. “Partiye geri dönüp delicesine dans edeceğim!” dememek için kendimi zor tuttum. “Eve.” dedim sorusunun anlamsızlığını anlatmak istercesine vurgu yaparak. “Ah üzgünüm Amy ama şu an kendimi çok yorgun hissediyorum ve seni evine bıraka-” “Beni evime bırakmanı isteyen kim? Evim buraya oldukça yakın. Yürüyerek gidebilirim.” dedim kendimden emin bir ses tonuyla sözünü keserek. Ufak ve sahte bir kahkaha attı ve “Bu saatte yürüyerek evine gitmek ha? Çok cesursun.” dedi. Bu çocuk beni savunmasız bir pısırık mı sanıyordu? “Bunun cesurlukla alakası yok. Gidebileceğimi biliyorum.” dedim bilmiş bir edayla. “Ben de sokakta başına bir şey geldiğinde seni kurtaramayacak kadar yorgun olduğumu biliyorum. Bu nedenle bu gece burada kalmaktan başka çaren yok.” Bu çocuk tam bir deli! Başka çarem yokmuş, hah! İstesem seni sarhoş halde bırakıp pekala evime gidebilirdim seni aptal. “Başka çarem yok mu? Hah, izle de gör.” dedim ve masadan çantamı alarak kapıya yöneldim. Ani bir hareketle yerinden kalktı ve kolumdan sıkıca kavradı. “Neden bu kadar ısrar ediyorsun?” dedi hafif sinirli bir ses tonuyla. “Çünkü bana bir şeyi yapamayacağımın söylenmesi hoşuma gitmez.” dedim. Ve ona dönerek ekledim “Kolumu acıtıyorsun.” Elini kolumdan çekti ve “Üzgünüm,” dedi. “Ama inatçılığın zamanı değil. Benimle gel.” diye ekleyerek merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Tanrı aşkına şu an çok sinirliydim ama ona karşı çıkamıyordum. Aslında bunun nedeni biraz da olsa ikna olmuş olmam olabilirdi. Peşinden giderek 2. kata çıktım. Bir odanın kapısını açtı ve bana döndü. “İçeri gir ve beni bekle. Üzerimi giyip geliyorum.” Olumlu anlamda başımı salladım ve itaatkar bir biçimde içeri girdim. Sanırım bu odada kalacaktım. Yatağın üzerine oturdum ve etrafı incelemeye başladım. Yatağın yanındaki komodinin üzerinde bir çerçeve vardı. Elime aldım ve incelemeye başladım. Fotoğrafta sarışın bir erkek çocuğu vardı. Çok şirindi. Yatakta oturduğum yerin yanında hafif bir baskı hissettim. O tarafa hafifçe kafamı çevirdim ve oturanın Justin olduğunu gördüm. Elimdeki fotoğrafa baktı. Bende yeniden kafamı fotoğrafa doğru çevirdim. “Bu kim?” diyiverdim meraktan. “Kardeşim, Jaxon.” dedi ve gülümsedi. “Çok şirin.” dedim kendime engel olamayarak. Sırıtarak “Genlerimizde var.” diyerek cevap verdi. Kendini beğenmişlikte mastır yaptığına artık inancım tamdı. “Bu odada kalacaksın. Ve giymen için rahat bir şeyler getirdim,” dediğinde elindeki kıyafetlere baktım. “Benim olduklarından dolayı sana oldukça bol gelecektir ama üzgünüm tek seçenek bu.” dedi gülümseyerek. “Ah hayır önemi yok.” diyerek elinden kıyafetleri aldım. Ayağa kalktı ve kapıyı açarak çıkacaktı ki son anda bana doğru döndü ve “Odam yan tarafta, iyi geceler. Rüyanda bu akşam benim yapmayı planlayıp da senin beni susturduğun şeyleri görebilirsin.” dedi sırıtarak. Önce ne dediğini anlamayarak kaşlarımı çattım ve o anda jetonum düştü. “Hey!” dedim olayı yeni algılar gibi bir suratı ifadesi takınarak. Gülerek odadan çıktı ve arkasından kapıyı kapattı. Koridorda hala kahkahası yankılanıyordu. Salak şey. Verdiği kıyafetleri üzerime geçirdim ve kendi kıyafetlerimi katlayarak yanımda duran koltuğa koydum. Kıyafetleri onun gibi kokuyordu ve benim manyak olduğumu düşünebilirsiniz çocuklar ama itiraf etmeliyim ki, bu koku çok güzeldi. Yatağıma girdim ve yarınki tarih sınavını düşünmeye başladım. ‘Biraz önce Justin odandan çıktı ve sen hala sınavı mı düşünüyorsun?’ diyen sesinizi duyar gibiyim, dahiler. Ancak sizin o boş kafalarınıza şunu sokmak isterim ki olası bir Bu-Not-Ne-Demek-Oluyor faciasıyla karşı karşıyaydım. Başlığı bu olan hikayemizin karakterleri ‘Zavallı Emily, Gaddar Anne ve Yargılayıcı Baba’ oluyordu. Ve gördüğünüz üzere bu bir tartışmaydı ve sonu pek de iç açıcı değildi. Bunları düşünürken saatin kaç olduğunu fark ettim ve kendimi uyumaya zorladım. Ki bu pek de zorlama olmamıştı çünkü yorucu bir günün ardından, bilirsiniz, uyumak pek zor olmuyordu.

Variable Boy (Justin Bieber Fan Fiction)Onde histórias criam vida. Descubra agora