࿂tetradeka

16.5K 2K 3.5K
                                    

Jimin günlerdir evde ağlıyordu. Gideceğini bir türlü Jungkook'a söyleyememişti. Büyüğü okuldayken sürekli üzgün göründüğünü ve neler olduğunu anlatmasını istiyordu. Fakat ağzından tek bir kelime laf alamıyordu.

Jimin'in gitmesine sadece bir gün kalmıştı. En kötüsü de Jungkook'un hiçbir şey bilmemesi idi.

Jungkook küçüğünün neden üzgün olduğunu anlamak istiyordu ama üzülmesi için bir neden göremiyordu.

"Jungkook yemeği hazırladım!"
"Tamam geliyorum"

Jungkook düşünceli ifadesiyle merdivenlerden indikten sonra annesinin yanına ilerledi. Bir süre olduğu yerde beklediğinde Bayan Jeon konuşmaya başladı.

"Neden masaya oturmuyorsun?"
"Anne, sana bir şey soracağım ama doğruyu söyle"

Bayan Jeon, Jungkook'un ne soracağını az çok tahmin etmişti. Son bir haftadır olan her şeyden haberdardı. Gözlerini kırpıştırarak yutkunduktan sonra başıyla onayladı.

"Jimin neden üzgün biliyorsun değil mi?"
"Ben bir şey bilmiyorum"

Bayan Jeon cevap verdikten sonra tekrar tezgaha dönüp konuyu geçiştirmeye çalıştı.

"Hadi soğumadan ye. En sevdiğinden yaptım"
"Anne sen biliyorsun!"
"Ne söylüyorsun sen Jungkook?"
"Ne zaman benden bir şeyler saklasan arkanı dönüyorsun ve yine aynısını yaptın"

Jungkook annesinin kolundan çekiştirerek kendisine dönmesini sağladığında konuşmasına devam etti.

"Lütfen söyle anne"
"Bak Jungkook. Bunu bilmen senin için iyi olmayacak"
"Daha ne zamana kadar saklayacaksınız? Jimin bir haftadır suskun bir şekilde ortalarda geziyor ama hiç kimse bir şey söylemiyor"

Bayan Jeon düşünceli bir şekilde iç çektikten sonra bakışlarını zemine çevirdi. Artık kaçışı yok gibi görünüyordu. Nasıl olsa gittiklerini bir şekilde öğrenecekti. Gitmeden bir gün önce ona izin vermeye karar verdi. Ansızın gitmesindense kendini bir şekilde hazırlamalıydı. Oğlu için çok zor olacağının farkındaydı çünkü Yoona ile konuşup aralarında arkadaştan daha öte bir ilişki olduğunu öğrenmişti.

"Pekala söyleyeceğim. Jungkook oğlum, biliyorum senin için bunu duymak çok üzücü olacak ama..."
"Ama?"
"Jimin yarın taşınıyor"

Jungkook duyduğu cümleyle gözlerini kocaman açtı. Doğruluğunu kontrol etmek istercesine defalarca aklından tekrarladıktan sonra yüksek çıkan sesine engel olamadı.

"Ne! Yarın Jimin gidiyor mu?"
"Evet oğlum"
"O yarın gidiyor ve bundan yeni mi haberim oluyor! Siz şaka mı yapıyorsunuz?"
"Üzgünüm"
"Hayır! Hayır! O hiçbir yere gidemez. Gitmesine izin veremem. Anne! Lütfen bir şey yap. Ne olursun gitmesini engelleyelim! Ben onsuz yapamam. Onu seviyorum, ben onu çok seviyorum"

Jungkook gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle silerken hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Annesinin tişörtünden çekiştirerek bedenini yere bıraktıktan sonra yalvarmaya devam etti.

"Ne olur anne! Ne olur! Jimin'i götürmelerine izin vermeyelim. O da benimle kalsın olmaz mı? Ben ona çok iyi bakarım! Söz veriyorum anne!"
"Jungkook, lütfen yapma"

Bayan Jeon dolan gözlerini saklamaya çalışarak oğlunun başını okşadıktan sonra yere eğilip yanına oturdu.

Doll ࿂Jikook࿂Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt