࿂doeikosa

17.3K 1.8K 1.6K
                                    

Jungkook evden çıktıktan hemen sonra Jimin'in evinin önüne doğru ilerledi. İçindeki heyecanı bir türlü engelleyemiyordu.

En son Jimin'in, Jungkook'un doğum günü için yaptığı sürprizden beri konuşmamışlardı. Küçüğünün biraz sonra ne tepki vereceğini bilmediği için endişeli olduğunu inkar edemezdi.

Nefes alışverişini düzenli bir hale getirdikten sonra kapının önünde beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra Jimin kapıda görünmüştü. Parmaklarını özenerek yaptığı siyah saçlarına geçirip aptal aptal gülümsüyordu.

Jungkook onun bu halini gördüğünde yüzündeki tebessümü engelleyemedi. Küçük olan Jungkook'u fark etmeyerek kapıyı aralayıp dışarı çıktı. O kadar dalgındı ki birazdan gidip bir elektrik direğine bile çarpabilirdi.

Yürümeye başladığında büyük olan kendini tutamayarak konuştu.

"Böyle giderse okula sağlam gidemeyeceksin"

Jimin arkasında duyduğu sesle irkilip kızarmasına engel olamadığında konuşmaya başladı.

"J-Jungkook senin burada ne işin var?"
"Böyle olacağını tahmin ettiğim için seninle okula gelmeye karar verdim"
"Ne varmış benim halimde? Gayet iyiyim"
"Yüzündeki gülümseme öyle söylemiyor"
"Jungkook! Git başımdan"

Jungkook kıkırdamalarını serbest bırakırken Jimin'de sinirli bir şekilde önden önden yürümeye başladı. Karşıya geçeceği sırada sinirli olduğundan dolayı gelen arabayı farketmemişti.

Korna sesiyle kendine geldiği sırada Jungkook önünde duran çocuğu seri bir şekilde yanına doğru çekti. Belinden sarılarak başının göğüs hizasına gelmesini sağladığında tenlerinin temasından irkilmesine engel olamamıştı.

"Dikkat etsene!"
"Fark etmedim, hem hepsi senin yüzünden"
"Hepsi senin inatçılığın yüzünden olmasın"
"Yanımda yürümeyi kes Jungkook"
"Neden başka bir araba kazasına kurban gitmen için mi?"

Jungkook bakışlarını kararlı bir şekilde yanındakine çevirdiğinde Jimin dudaklarındaki tebessümü gizlemeye çalıştı. Dudaklarını yalayarak önüne döndüğünde konuşmayı devam ettirdi.

"Ne zamandan beri beni bu kadar düşünür oldun?"

Büyük olan işaret parmağını çenesine yaslayıp gökyüzüne baktığında düşünüyormuş gibi yapıyordu.

"Bana adı Park Jimin olan küçük bir çocuğu hatırlattığın için olabilir"
"Sadece hatırlatıyor muyum yani?"
"Belki daha fazlası. Hissettiriyorsun"

Jimin utanarak bakışlarını başka yöne çevirdiğinde Jungkook kararlı bir şekilde onu izlemeye devam ediyordu. Birkaç dakika sonra bir büfenin önünde durduklarında büyük olan konuşmaya başladı.

"Bir dakika bekler misin?"
"Neden?"

Jungkook cevap vermeden gülümseyerek önünde duran buzdolabına ilerledi. İki tane çikolatalı süt çıkarıp parasını ödedikten sonra tekrar küçüğünün yanına döndü.

"Bunu severdin. Kantinde aldığını da görmüştüm. Hala seviyor olmalısın"
"Evet gerçekten hoşuma gidiyor. Ama buna hiç gerek yok"
"Bana karşı mı geliyorsun?"
"Gelmişsem ne olmuş?"

Jungkook kaşlarını çatarak yürümeye devam ettiğinde söyledi.

"Bende sana hangi yayınlardan test çözdüğümü söyleyecektim ama neyse"
"Hayır, hayır hemen içiyorum. Merak etme!"

Doll ࿂Jikook࿂Onde histórias criam vida. Descubra agora