࿂trideka

16.9K 1.8K 1.8K
                                    

Hava son günlerde gittikçe soğuyordu. Jimin iki elini birbirine sürterek ısınmaya çalışırken pencerenin önüne ilerledi.

Havadan süzülen kar tanesini gördüğünde gülümsemesine engel olamadı. Kar tanelerinin yere düşüşünü izlemeyi hayatı boyunca sevmişti.

Yatağının yanında duran minik sandalyeyi pencerenin kenarına çektikten sonra dışarıyı izlemeyi sürdürdü. Her bir kar tanesinden bir dilek diliyordu.

O sırada bütün dikkatini kar tanelerine verdiğinden kapının açılma sesini duymamıştı.

"Jimin?"

Bayan Yoora oğlundan cevap alamadığında yanına doğru ilerleyip omzuna dokunmuştu. Jimin irkilerek arkasını döndüğünde konuştu.

"Beni korkuttun anne"
"Ah, seni korkutmak istemedim"

Jimin annesinin söyleyeceği şeyi beklerken Bayan Yoora tereddüt ederek oğluna bakmaya devam ediyordu.

"Ne söyleyeceksin anne?"
"Jimin bunu söylediğimi baban duymamalı. Jungkook akşam saatlerine doğru gelecekmiş. Evimizin yan tarafındaki parkta oynamak istiyormuş. Dışarı çıkmana izin vereceğim ama bunu baban görmemeli"
"Gerçekten mi?!"

Jimin sevinçle çığlık atarken annesinin boynuna sarılıp kıkırdamaya başladı. Bayan Yoora oğlunun bu haline gülümserken saçlarını okşayıp geri çekildi.

"Anne bir şey soracağım"
"Sor bakalım"
"Ön dişimin ucu kırıkken gülünce çirkin mi görünüyorum?

Bayan Yoora burukça gülümsedikten sonra Jimin'in yanaklarını kavrayarak sevmeye başladı.

"Hayır bebeğim, sen hala gülümsediğinde bir melek gibi görünüyorsun"

Jimin utangaçça kıkırdadığında annesinin omzuna sokularak gülümsemeye devam etti.

"Babam gibi olmadığın için mutluyum anne. Teşekkür ederim"
"Sadece eskisi gibi güldüğün günleri görmek istiyorum"
.....

Jimin eldivenlerini giydikten sonra montunun fermuarını kapatmıştı. Dışarısı soğuk olduğundan üşütmemek için oldukça özen gösteriyordu. Bayan Yoora gizlice kapıyı araladıktan sonra Jimin'e çıkması için işaret verdi.

Jimin gülümseyerek kapı aralığından geçtikten sonra ellerini yanaklarına koyarak parka doğru koşmaya başladı.

Bu kadar soğuk olmasına rağmen avuç içleri terliyor heyecandan yerinde duramıyordu. Soğuğunda etkisiyle yanakları al renge boyanmış, alnına dökülen kaküllerle beraber şirin bir görüntü elde etmişti.

Parkın içinde salıncakta sallanan Jungkook'u görünce adımlarını hızlandırdı. İkisininde birbirlerini gördükleri anda yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

"Jungkook, geldim!"
"Jimin, seni çok özledim. Bir haftadır seni görememek çok zordu"

Jungkook küçüğünün yanına gidip sıkıca sarıldıktan sonra yüzüne bakarak gülümsemeyi sürdürdü.

"Şirin görünüyorsun"

Elinin tersiyle pürüzsüz yanağını sevdikten sonra parmaklarını parmaklarına kenetleyerek kaydırağa doğru çekiştirmeye başladı.

"Neden hiç konuşmuyorsun?"
"Seni gördüğüme hala inanamıyorum. O günden sonra bir daha görüşemeyeceğiz diye düşünmüştüm"
"Seni bırakmayacağımı söyledim ya, unuttun mu?"

Doll ࿂Jikook࿂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin