Maybe.... They Can Be

En başından başla
                                    

"Hayatım yarın buluşuyoruz değil mi? Unutmadın." Cırtlak sesi kulağıma dolduğunda gözlerimi kapattım.

"Evet Eleanor buluşuyoruz. Şimdi kapatmam lazım uyuyacam" telefonu kulağımdan çektiğimde iyi geceler dediğini duymuştum. Hemen telefonu kapattığımda kapının tıklanma sesini duydum.

"Gel." Diye bağırdığımda Niall içeri girdi. Sinirle yatakta dikleşip ona baktım. Yavaş adımlarla yatağa yaklaşıp yatağın ucuna oturdu ve gülmeye başladı.

"Evet Louis duygularınızı alalım." Elini mikrafon tutuyormuş gibi yapıp bana yaklaştırdığında elini ittim. Yatağa kendimi bırakırken gözlerimi kapattım.

"Beni sevmiyor. Hatta hiçbir erkeği sevmiyor ama öpüşmek zorunda kaldık. Bunu neden ona yaptınız?" Gözlerimi açıp Niall'a baktığımda homurdandı.

"Cidden göremeyecek kadar körsün değil mi?" Ben de kaşlarımı çattığımda anlamsızca yüzüne bakmaya devam ettim.

"Pedikür, ojeler, rujlar, sürekli çok süslü giyinmesi. Bunlar sana ne ifade ediyor?" Sinirle söylediğinde kaşlarımı daha da çattım.

"Bunları yapıyor olması onu eşcinsel yapmaz. Böyle şeylerin cinsiyeti yoktur." Sinirle yataktan kalktığında saçlarını eli ile dağıttı.

"Sana güzel gözükmek için bunları yapıyor şunu anlayamadın." Diyip odadan çıktığında şaşırmış bi şekilde kapıya bakmaya başladım. Yüzüme aptalca bi gülümseme yayıldığında gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.

••••••••

Sabah telefonun rahatsız edici sesi ile kalktığımda elimi telefona attım. Kimin aradığına bakmadan telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Hadi hayatım seni bekliyorum." Yatakta ayağa kalktım.

"Senin hayatına da." Homurdanıp ayaklarımı parkeye değdirdim.

"Bi şey mi dedin bitanem?" Oflayıp kafamı olumsuz anlamda salladım. Sonra görmediğini hatırlayıp kafama vurdum.

"Hayır. Sadece daha kahvaltı yapmadım. Yapıp gelirim." Dediğimde gülüşü kulaklarıma doldu.

"Tamam aşkım ben evdeyim. Hadi görüşürüz" diyip telefonu kapattığında odadan çıktım. Zaten dün üstümü değiştirmeden uyumuştum o yüzden kıyafet sıkıntısı çekmedim. Mutfağa gittiğimde herkes oturmuş Niall dışında herkes beni bekliyordu.
"Günaydın." Diyip boş kalan yere oturdum. Herkes günaydın diye cevap verdiğinde Harry'e baktım. O da bana bakıyordu. Bir iki saniyelik bakışmadan sonra kafamı Liam'a çevirdim.

"Liam işte o şey-" durup Zayn'e baktım. " varya hani onun için şehre inecek misin?" Rahatsızca yerinde kıpırdandığında Niall bile yemek yemeği bırakmış "neden sordun ki bunu?" Bakışlarından atıyordu. Herkes bi an gerilmişti.

"Evet. Neden?" Zayn'in elini tuttuğunda hafiften güldüm.

"Ben de Eleanor ile buluşacam sözüm vardı. Bırakı mısın diye soracaktım" Gözlerimi Harry'e çevirdiğimde tabağındaki yemeklerle oynuyordu. Yutkunup geri Liam'a baktığımda kafası ile onayladı.

Çatal sesi duyulurken Harry ayağa kalktı.
"Ben tokum size afiyet olsun." Diyip giderken arkasından baktım. Derin bi nefes alıp sandalyeye yaslanırken yanına gidip gitmeme arasında kalmıştım. İştahım da kesilmişti. Liam'a baktığımda onun da bi şey yiyecek hali yoktu.

"Bi şey yiyecek misin?" Diye sorduğumda kafasını olumsuzca salladı. Ben  de anlamasını umarak sandalyeden kalktım. Zayn'i öpüp o da kalktığında sırtına vurdum hafifçe ve evden çıktık.

Sweet Creature/Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin