Bölüm-8

149K 4K 1.5K
                                    

Multimedya: Demir

Ayakta dikilmiş bir vaziyette karşımdaki yüzsüz insanlara bakıyordum. Tolgay'ın sarf ettiği sözcüklerle kalbim sıkışsa da kendimden taviz vermek istemiyordum. Sinirden yumruk haline gelmiş parmaklarımı gevşettim.

Derslerini bildirme zamanı gelmişti ve ben de hadlerini kesinlikle bildirecektim. Sahte bir kahkaha patlattım. Gülüşümle ikisi de irkilmişti.

Güzel...

İşaret parmağımı ikisinin üzerinde dolaştırdım.

"Siz mi hayatımı cehenneme çevireceksiniz? Buna anca gülünür ve bende gördüğünüz üzere güldüm."

Tolgay ifadesini toparladı ve kaslı kollarını göğsünde birleştirdi.

"Bunlar son gülmelerin, bol bol kahkaha atsan iyi edersin çünkü bir daha bu kadar canlı olacağını düşünmüyorum."

Sözleri düğüm misali boğazımı çevrelerken gözlerimi kapatıp tekrar açtım.

"Ufak beyninden neler geçiriyorsun bilmiyorum ama hayal alemin de yaşamaktan vazgeç."

Bravo Bade! İlk okul beşe geri dönüş yapmıştım. Rezillikti.

Demir odaya girdiğimden beri gözünü kırpmadan bana bakıyordu ve bu fevkalade rahatsız ediciydi. Gözlerimiz birbirini bulurken kendime defalarca lanet yağdırdım.

Tanrım! Çok yakışıklıydı.

Tolgay'ın söyledikleri ile bakışlarımı Demir'den aldım.

"Ben hayal kurmam, istediğimi anında yaparım. Hayal kurmak anca senin gibi çocukların işidir."

Saçmaladığının farkında mıydı?

"Seni fazla şımartmışlar. Her istediğini anında elde edebileceğini düşünüyorsun. Bu çok bencilce."

Git gide kontrolümü kaybediyordum ve bu iyiye işaret değildi. Gözleri parıldadı ve biçimli dudakları iki yana kıvrıldı.

"Evet öyle büyüdüm ve her istediğimi anında gerçekleştirdim. Bil bakalım sırada ne var?"

Yüzüme düşen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdım. Bu Demir'in dikkatini çekmişti. Karşısında ayı oynuyordu sanki.

Mal kafa!

"Senin ajandan ilgimi çekmiyor. Salak arkadaşınla ne yaptığın umurumda değil."

Demir karizmatik bir hareketle tek kaşını kaldırdı ve tartışmamıza katıldı.

"Bana çatmanı anlamıyorum çocuk."

Çocuk?

Bana demediğini düşünüyordum ama arkama baksam da karşısında benden başka kimse yoktu.

"Tolgay kim ki sen ne olacaksın? Al birini vur ötekine."

Demir beyaz dişlerini gösterircesine gülümsedi. Tolgay'a döndü ve cinleri tepeme çıkaracak kelimeleri söyledi.

"Anlattığın kadar sinir bozucuymuş. Geldiğinden beri kafamı tırmaladı."

Odanın duvarları üstüme gelirken karşımdaki ruhsuz insanlara laf anlatmak zor geliyordu. Oysa ki Türkçe konuştuğumu düşünüyordum.

"Arkadaşın hayatımdan çıktığı zaman, sizin o ufak beyinlerinizi tırmalamam."

Sinirden yanaklarım yanıyordu. Parmak uçlarım karıncalanırken yerimde duramıyordum. Bir adım öne attım ve ikisiyle aramdaki mesafeyi kapattım. Topuk sesi duvarlarda yankılanırken ortam iyice gerilmişti. Bunu üçümüzde hissediyorduk.

ZindanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin