Bölüm-1

533K 9.7K 6.9K
                                    

Ağustos ayının son günleriydi. Yaz sıcağının düşmesini beklerken havada bir değişiklik yoktu. Rahatlamak amacıyla ayaklarımı önümdeki küçük masaya uzattım. Saçımı sıkı sıkıya topuz yapmama rağmen ensem sıcaktan pişmişti.

Yanımdaki kumandayla klimanın derecesini 2-3 derece azalttım. Annemle babam alışveriş merkezine gitmişti. Beni çağırsalar da bu sıcakta dışarıya çıkmaya niyetim yoktu.

Soğuk içecek bulma umuduyla yerimden kalktım. Altımdaki şortu düzeltip mutfağa yöneldim. Buzdolabının kapağını açtım. Buzdolabından gelen soğuk havayla vücudum rahatlamıştı.

Buraya kamp kurabilirdim. Acaba kapağı açık bırakıp önünde mi otursaydım? Saçma düşüncelerimi yok edip buzdolabının içini inceledim. Sudan başka bir şey yoktu.

Kapağı kapatıp kalçamı tezgaha yasladım. Ağlamak isteyen tarafımı frenleyip cebimden telefonumu çıkardım. Annemin numarasını bulup üzerine dokundum.

İkinci çalışta telefon açıldı.

"Ne oldu Bade?"

İnsan bir efendim ya da alo derdi. Benim bildiğim İnsanlar telefonu ilk açtığında bu tarz cümleler kullanırdı.

"Anne evde içecek kalmamış, gelirken alsanıza."

"Bizle gelsen alırdın kızım, sen anca evde otur."

Ne yani yaz tatilinde evde oturmak suç muydu? Bu havada dışarı çıkmayacak kadar akıllıydım. Hem onlar dışarıdaydı, gelirken alsalar ne olurdu, yollarının üzerindeydi sonuçta.

"Hadi anne! Yolunuzun üstünde alsan ne olacak?"

Derin bir nefes aldı.

"Tamam alacağım ama sende evi düzenle."

Ev yeterince düzenliydi. Anneme göre dağınık olsa da benim için gayet toplu duruyordu.

"Ev toplu zaten, neresini toparlayacağım?"

"Sana ne diyorsam onu yap Bade. Senin düzen tarifini biliyorum bana kendini anlatma."

Sanırım bu konuda haklıydı. Azıcık dağınık olabilirdim.

"Tamam toparlayacağım."

"Aferin kızıma , akşama misafirimiz var haberin olsun."

Bu havada ne misafiriydi? Kesin babamın iş arkadaşlarıydı. Haftada bir bizim eve gelirlerdi. Yapacak bir şey yoktu, başa geleni çekecektik.

"Tamam anne, görüşürüz."

"Görüşürüz kızım."

Telefonumu cebime koyduktan sonra oturma odasına gittim. Diğer günlere göre fazla dağınıktım ve bu işimi zorlaştıracaktı. Bir yerden başlayıp evi toparlamalıydım.

İlk önce odamı toparladım. Mutfak, oturma odası derken bütün evi toparlamıştım. Neredeyse 2 saattir çalışıyordum ve yorgunluktan ölecektim.

Zilin çalmasıyla oturamadan kapıyı açmaya gittim. Kapı deliğinden bakıp annemlerin geldiğini görünce, kapıyı açtım.

Annem ayakkabılarını çıkarmadan elindeki poşetleri uzattı. Poşetleri alıp mutfağa götürdüm. Babam da elindeki poşetleri mutfağa bıraktıktan sonra hep beraber oturma odasına girdik.

"Bade isteyince neler yapıyormuşsun sen, gözlerimi yaşarttın." Annemin şakacılığı üzerindeydi, görende beni tembel sanacaktı.

"Her zaman çalışkanım ben, sen görmek istemiyorsun."

ZindanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin