Bölüm-5

189K 6.1K 2.5K
                                    

Hey!  değerli okuyucu yıldıza dokunmadan bölüme başlama (:

Bu bölüme bol bol yorum istiyorum. Yarın veya pazartesi ekstra bölüm gelebilir.

Bölüm sizde :)

***

Soğuk kahveler tenimi yakıyordu. Kolumun birisini mengene altına almıştı. Dolgun dudakları dümdüz çizgi halindeydi. Ayağımdaki parmak arası terliklere lanet yağdırdım. Topuklu ayakkabılarımı giymediğim için boyum kısa kalmıştı.

Erkeklerin uzun boylu olması taraftarı değildim. 1,67 boyum vardı ve yanıma 1,85'lik birisi gelince kafamı kaldırmak zorunda kalıyordum.

Kolumu hırsla çektim ve aramıza mesafe koymak amacıyla bir adım geriledim. Geri adım atmam ile dudaklarında serseri bir gülüş peydah oldu. Bu fırsatla baştan aşağı süzdüm Tolgay'ı.

Kahve saçları darma dumandı. Altına giydiği mavi deniz şortu onu hoş göstermişti. Kaslarından bahsetmeme gerek dahi yoktu. Tişörtün altında meğersem neler gizliyormuş. Sapık düşüncelerimi gömüp hınçla konuştum.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç, seni kesiyorum öyle."

Ne kadar pişkindi. Sırıtması hat safhada sinir bozucuydu.

"Sen istediğin kadar bana bak, senden hoşlanmıyorum canım."

Söylediğim kelimeleri iki kere düşünmemiştim. Gülen yüzü soldu. Elmacık kemikleri iyice belirginleşti.

Sinirlenmişti.

Bu ikinci görüşmemizdi ve şimdiden rahat tavırları rahatsız ediciydi. Ben böyle erkeklerden hoşlanmazdım ki!

"Söylediklerini kulak arkası ediyorum bal kafa. Şimdi benimle sahile geliyorsun."

Emir kipiyle bana konuşuyordu. Bal kafa demesini saymıyordum bile. Ne hakla benle böyle konuşuyordu?Onu tanımıyordum bile.

"Düzgün konuş, senle babamlar yüzünden takıldık ve bundan fazla çıkarım yapma. Kendi isteğimle seninle şuradan şuraya gelmem."

32 diş sırttı. Dişleri reklamlardan çıkmışçasına bembeyazdı. Gülmek kesinlikle onun için vardı. Salak düşüncelerimi dizginleyip Tolgay'a odaklandım.

"Peki, sen bilirsin. Bende annene dün gece sahilde benle öpüştüğünü söylerim."

Gözlerim şokla açıldı. Resmen beni tehdit ediyordu. Onla değil öpüşmek yakınlaşmamıştık bile. Annemi bunu söylese inanmazdı ama mide bulandırması yeterliydi.

"Yalan söylüyorsun, bunu yapamazsın."

Sinirle ayağımı yere vurdum.

"Denemek bedava" dedi ve arkasını dönerek sahile doğru yürümeye başladı.

Ne yapacaktım ben? Anneme böyle bir yalan söyler miydi ki?

En iyisi sahile gitmekti. Biraz oturduktan sonra eve dönerdim. Bu boyun eğmek değildi sadece amacını öğrenmek istiyordum.

Adımlarımı hızlandırdım ve Tolgay'a yetiştim. Göz ucuyla bana baktıktan sonra önüne döndü. Merakımı dizginleyemeyip soru yönelttim.

"Neden benle uğraşıyorsun?"

Omuz silkerek cevap verdi. "Canım istiyor."

Cevap açıklayıcı olmuştu gerçekten. Ukala ve kendini beğenmişin tekiydi.

"Canının her istediğini yapar mısın?"

"Genellikle , arkadaşlarından erken ayrılmışsın. Eğlenceniz pek iyi gitmedi sanırım."

ZindanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin