20. Bölüm

301 14 1
                                    

Onu gördüğümden beri onu öpmeyi her şeyden çok istemiştim. Şimdi onunla, derme çatma bir kulübede öpüşüyorduk. Dudaklarıma onunki değdiği an binlerce kibritin dudaklarımda yandığını hissettim. Dudaklarım öyle çok yanıyordu ki onu bıraktığımda sızlıyordu. Bana tekrar yaklaşıyordu ki kulübenin dışından ayak sesleri gelmeye başladı. Manyak Burak'ın bizim ne yaptığımızı görmek için buraya gelmeye üşenmeyeceğini bildiğimden kapıdan dışarı kafamı uzattım ve o yürüyen anti-şeref'i gördüm. Bu çocuk dünyaya insan şerefine tepki olarak gelmiş olamazdı değil mi? Onu görünce acıyan gözlerimi kapatıp kulübenin duvarına kafamı yasladım. Alev de eğilip baktığında onu görünce koşarak yanına gitti.
"Aykan? Seni özlemişim."
Seni özlemişim mi dedi o? Aykan'ı mı? Alev tam bir salak. Aykan onu yalnız zannedip bir şeyler yapmasın diye ben de dışarı çıktım.
"Ben de seni çok özledim Alev'im." dedi ve Alev'e sarıldı.
Bir kere sadece ben ona "Alev'im" diyebilirim. Hem ne uzun sarıldılar öyle. Hemen yanlarına gidip
"Merhaba Aykan içeri geçsene." dedim ve ona " gebertene kadar döveceğim seni" bakışı attım. O da bana "sikimde değil" bakışı atıp omuz silkti ve kolunu Alev'in omzuna koydu. İçeri geçip oturduk ve Alev beni delirtmek istercesine
"Burası çok soğuk" diyip Aykan'a sarıldı. Ve o an ego patlaması yaşayan anti-şeref kardeşimiz Alev'i alıp kucağına oturttu ve kendine yasladı. Ben bunun ebesinin a.... amcasıyla tanışırım. Biraz daha böyle kaldıktan sonra Aykan:
"Isındın mı?"
"Evet sağol Aykan."
"İstersen daha fazla ısınabileceğin yöntemler de bulurum ama karşımdaki şey beni her an yutabilirmiş gibi bakıyor."
"Sorun değil. İyiyim."
"Üşüdüğünde beni çağırabilirsin. Seni fazlasıyla ısıtabilecek şeyler yapabilirim."
Bu mal BENİM Alev'ime ne ima ediyordu şimdi.
"Kardeşim sen gitsene artık saat geç oldu biz uyuyacağız Alev'le"
"Alev cidden sen bunun gibi bir öküzle nasıl aynı yerde yatabiliyorsun anlamıyorum."
"Adam dediğin odun olur. Gerekirse öküz olur ama asla senin gibi gevşek olmaz. Fazla büyük evinde seni bekliyorlar git hadi."
"İyi geceler Alev. Tekrar söylüyorum istediğin zaman beni arayabilirsin." dedi ve kulübeden çıktı. Biraz uzaklaşmasını bekledikten sonra resmen Alev'i duvara çiviledim.
"Manyak mısın kızım sen neden delirtiyorsun beni? O haysiyetsiz gelmiş sana saçma sapan şeyler söylüyor, Alev'im diyor sen ona sarılıyorsun."
"Ne yapsaydım Bulut. Soğuktu."
"Soğuksa benim yanıma gelmen gerekiyor. Kucağına aldı lan seni. Dövünce de kıskanç oluyorum."
"Arkadaşımı sürekli döversen kıskanç olursun tabii"
"Bana bak. Sen.benimsin. Anladın mı? BENİM. Ve.benden.başka.kimse.sana.bu.kadar.yakın.olamaz. Bitti."
"Sen de benimsin o zaman."
"Tamam. Ben de seninim."
"Ama Aykan sayılmaz o arkadaşım."
"Hala arkadaş diyor ya. Kızım anlamadın mı binbir türlü şey söyledi sana."
"Biliyorum."
"Eeee?"
"Of tamam uzatma uyuyalım."
Bu sözü üzerine uzandım ve onu da üstüme aldım. Artık yanmaya alışmıştım. Saçlarını okşarken ben de uyudum.
         
                                      ......

Gecenin bir yarısında Gizem'in neşeli sesi ile uyandım. Manyak öyle bağırıyordu ki. Ne kadar uğraşsam da Alev'i de uyandırmayı başarmıştı. Sonra hemen arkasından Anıl içeri girdi. Fakat benim hesaba katmadığım şey Alev'in yatış şekliydi. Gözlerimizi kapatırken sadece omzu ve kafası göğsümdeydi. Nasıl başardıysa tamamen üzerimdeydi ve ben panikle uyanmasını engellerken elimle Alev'in t-shirtünü biraz yukarı kaldırmış olmalıydım. Biz tam bu halde uyanınca aşırı yanlış görünüyordu. Anıl ve Gizem bize, biz de onlara bakıyorduk. Anıl aniden kahkaha atmaya başlayınca Alev kıpkırmızı olmuştu.
"Her zamanki gibi yanlış bir zamanda geldik. Gerçi sizi aynı yerde bırakanda kabahat."
Anıl'ın kahkahalarına Gizem de katılırken Alev açıklama yapmaya çalışıyordu.
"Ya şey öyle değil biz uyurken şey olmuş ben şey bir anda yani... off aman be"
Bunu söyler söylemez dudaklarıma yapıştı. Gizem ve Anıl'ın gülüşmelerine anırma ve öğürmeler de eklenince durmaya karar vermiş olacak ki dudaklarımı bırakıp üstümden indi.
"İster inanın ister inanmayın siz hayvan gibi dalmadan önce yalnızca uyuyorduk."
"Sahi siz neden geldiniz?" konu değiştirmede çok iyiyimdir de.
"İkimiz de uyuyamadık da. Belki sizinle bir şeyler yaparız diye düşündük."
Alev yere oturup
"Öyleyse konuşalım." dedi ve hepimiz oturup sohbet etmeye başladık.

Alev Rengi BulutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin