10. Bölüm

364 20 0
                                    

Yavaşça gözlerimi araladım. Hala kulübedeydim ve hala göğsümde Alev uyuyordu. O da yavaşça gözlerini açıp bana bakana kadar onu izledim. Bana baktı ve gülümsedi. Ben de gülümsedim.
"Hadi kalk saatlerdir uyuyorsun Alev."
"Sen nereden biliyorsun beni mi izledin"
"Aslında evet."
Güldü.
Kalktık ve ben o zaman vücudumun sağ bölümünü hissettim. Alev akıllılık ederek kulübesini bir çeşmenin yanına yapmıştı. Yüzümü de haftalardır ilk defa yıkıyordum. Temiz hissettirmişti. Sonra Alev yanıma geldi.
"Beni kiminle tanıştıracaktın?"
"Görürsün"
"Öyleyse hızlı ol meraktan ölüyorum ve sen benim ölmemi istemezsin"
"Tamam. Yürü"
Yürüdüm ve o da peşimden yürüdü. Sonunda bizimkilerin olduğu yere gelmiştik. Genelde kulübeler yapar onlarla beraber yaşardık. Son zamanlarda çok yanlarında bulunmamama rağmen iyi arkadaşlardık. Beni gördüklerinde yanımıza geldiler ve bir selam faslının ardından Alev'i gördüler.
"Beyler, bu Alev. Alev, bunlar da Anıl, Can ve Burak. Tanışma ve hoşgeldinlerin ardından ana çadıra geçtik. Burada herkesin bir çadırı, buna ek olarak da ana çadır denilen yer vardı. Burası su ve az çok yemek bulunan, zemini minderler ile kaplı bir çadırdı. Konuştuk, hasret giderdik. Bir süre sonra Alev gitmesi gerektiğini söyledi ve çadırdan ayrıldı. Çadırdan çıkmasıyla konuşmalar patladı. Burak:
"Nesiniz lan şimdi siz?"
Can:
"Aynen aynı yerde kalmalar falan"
Anıl:
"Hatun güzel..."
Can:
"Evet Bulut?"
"Ne?"
Burak:
"Açıklama yapsana gerizekalı"
"Dün sabah intihar binasında tanıştık."
"Eee"
"Bu."
Anıl:
"Baya açıklayıcı oldu."
"Tamam." Dedim ve baştan sona anlattım.
Anıl:
"Oha"
Burak:
"Sen iyi misin lan sen umursamazdın kimseyi."
"Ben de şaşırıyorum"
Anıl uzun süredir ilk defa konuştu:
"Peki sen neden oradaydın?"
"Nerede?"
"Binada işte"
Anıl hep en olgunumuz olmuştu. Hep mantıklıydı. Ve bu sorusu herkesin aklını başına getirmişti. Şimdi hepsi bana iri gözlerle bakıyordu. Can:
"Harbiden Bulut. Ne yapıyordun orada?"
Burak:
"Yoksa..."
"Evet."
"Bulut neden lan? Hani yaşıyorduk. Hani bir gün bizim de evimiz olacaktı. Ne oldu onlara?"
"Anlasanıza olmayacak."
Can:
"Hep depresiftin de Bulut, hiç fark edememişiz."
Anıl:
"Peki şimdi, şimdi de mi böyle düşünüyorsun?"
"Hayır. İyiyim. Hatta... İnanmayacaksınız ama fazla iyiyim. Beni gün boyu görmeliydiniz."
Burak şakayla:
"Korkutma beni Bulut. Ne yaptın?"
"Güldüm, şaka bile yaptım. Bu ben olamam. Cidden bu kız bana ne yapıyor bilmiyorum."
Ben yaşadıklarımı anlattım. Onlar şaşırdı. Güldüm. Yine şaşırdılar. Ve akşam olana kadar sohbet ettik.

Alev Rengi BulutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin