I | Giriş

1K 81 38
                                    

Genç adam gözlerini açıp şaşkınlıkla doğrulmaya çalıştı ancak sağ kolunun altına saplanan acıyla geri yattı. Elini yaranın olduğu yere götürüp kanlı elini görmek için başının üstüne kaldırdı. "Harika, ölü değilmişim."diye homurdandıktan sonra bir süre ahşap tavana baktı. Ardından üzerindeki tişörtünden bir parça yırtıp-ki bu oldukça kolaydı çünkü tişörtü yeraltı dünyasında lime lime olmuştu- yarasının üzerine koydu ve doğruldu. İnleyerek ayaklarını yataktan sarkıtıp etrafa bakındı. Üzerinde babasının sembolü bir sopa üzerinde sarılı iki yılan ve kanatları olan sırt çantasını gördü. "O çantayı buraya koysan ölür müydün baba?"diye homurdandıktan sonra yavaşça yere oturmaya çalıştı ama sertçe yere düştü. Yunanca bir küfür savurup sürünerek çantanın yanına gitti. "Lütfen ambrosia olsun...Lütfen ambrosia olsun..." diye dua ederek bezi sağ koluyla kıstırıp sol elini çantaya soktu ama eline gele gele bir kağıt geldi. Kağıdı sinirle çıkarıp bacaklarının üzerine koydu ve okudu.

Ambrosia kullanman yasak.
Not: Sözümü dinlememezlik etme yanarsın!
                                             -Baban Hermes 

"ŞAKA MI BU?"diyerek kağıdı buruşturup kenara attı ve elini tekrar çantaya soktu ama eline tekrar bir kağıt geldi. 

Sözümü dinle ciddiyim.
Yoksa alev alırsın.
Not:Artık Aşil'in lanetine sahip değilsin. Hatırlatmak istedim :)
                                           -Çok sevdiğin baban Hermes

Luke gözlerini kısıp bir süre kağıda baktıktan sonra kağıdı yere atıp üstünde tepinmekle yemek arasında kaldı. Ama ikisini de yapmaktan vazgeçip elini tekrar çantaya soktu. Bu sefer eline ufak bir çanta gelince merakla geri çekti ve ilk yardım setiyle karşılaştı. Çantayı tek eliyle açıp malzemeleri çıkardıktan sonra üzerindeki tişörtü de çıkardı ve pansuman yapmaya başladı. "Gülen surat çizmiş, GÜLEN SURAT!"diyerek elindeki iğneyi yerine koyup attığı dikişe baktı. "En azından dikiş atmayı biliyordum. BİLMESEM NE YAPACAKTIN BABA?"diye tavana bakıp bağırdı. Bunun aptalca olduğunun farkındaydı ancak yinede yapmak onu rahatlatıyordu. İçinde yeni kıyafet olmasını umarak elini tekrar çantaya soktu ve birkaç kat kıyafet eline geldi. Yüzüne bir gülümseme yerleşip üzerindekileri çıkarttı ve yeni kıyafetleri giydi. Evin odalarını -sadece 2 oda, mutfak ve banyodan ibaretti- tek tek gezdi ve banyoda bulduğu aynada kendine baktı. Yüzündeki yara ve bembeyaz teni olmasa üzerindeki bordo kareli gömleği ve kot pantolonuyla sıradan bir genç sayılabilirdi. Ancak yüzü... Teni neredeyse bembeyazdı ve karmakarışık saçlarıyla sağ gözünün altındaki yara korkunç gözüküyordu. "Bu halde kampa gidersem Thalia'nın ağacına bir metre kala beni okla vururlar,"diye homurdandı. Ardından aynanın önündeki jileti alıp saçlarını kesmeye başladı. "Gerçi her türlü beni vururlar."diye tahmin yürüttü. Birkaç yıl önce Kronos'un büyüsüne kapılmış ve korkunç şeyler yapmıştı. Eğer onu Apollon okçuları şiş kebap yaparsa onları suçlayamazdı. 

İşi bittiğinde aynada kendine baktı. Eskisi gibi gözüküyordu. "En azından artık kampa iki metre daha yaklaşıp şiş kebap olurum."diyerek omuz silkti ancak sağ tarafını acı kapladığında acıyla inledi. İçinden kendine Yunanca bir küfür daha edip uyandığı odaya döndü.

Tekrar çantanın yanına oturup sol kolunu içine soktu ve bu sefer eline bir laptop geldi. Luke kaşlarını kaldırıp laptopun kapağını açtı ancak daha açma tuşuna basmadan ekranda Hermes belirdiğinde laptopu neredeyse kucağından fırlatıyordu. 

"Korkuttuysam özür dilerim."

"Özür mü dilersin?! Açma düğmesine basmamı bekleyemez miydin!"

"Fazla zamanım yok, Luke. Seni geri getirmemin bir nedeni var."

"İşkence etmek? Çünkü şu an onu yapıyorsun."

"Sızlanmayı kes. Kül olmak istemiyorsan ambrosia kullanmazsın ve Aşil'in laneti sen ölürken yok oldu."

"Neden buradayım? Hades peşime furiaları gönderecek mi?"

"Hayır, onunla bir anlaşma yaptık. Tüm Olimposla yaptım. Bu yüzden bu görevi başarıyla tamamla Luke. Sana güveniyorum."

"Bana mı güveniyorsun? Bana? Luke Castellan'a?"

"Ne yazık ki tüm Olimpos benimle aynı fikirde değil. Bu yüzden yanına güvendiğimiz birini gönderiyoruz, görev arkadaşın olarak. Ve Artemis diyor ki ondan uzak duracakmışsın."

"Ha?"

"Tekrar söylüyorum. Sana güveni-"derken ekran birden kapandı ve Luke sessizce siyah ekrana bakıp dışarıda yağan karın seslerini dinledi. 

young god | luke castellanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin