Özel- 0.8

5.2K 298 38
                                    

Free'nin ağzından...

    Kollarımın arasında küçük, kırılgan bir beden duruyordu.

    Benim evimde, benim odamda, benim yatağımın üzerinde öylece oturmuş, sarılıyorduk.

    O an, bizi dışarıdan gören biri onun bana sıkıca tutunduğunu düşünebilirdi belki, çünkü kucağımda, başını tam göğsümün üzerine yaslamış oturuyordu. Elleri tişörtümü belli belirsiz bir güçle kavramıştı.

   Ama asıl tutunan bendim.

   İlk başlarda ona uzanan ellerim ürkekti... Çünkü kabul etmek istemiyordum. 

   Ama şimdi, büyük bir güçle uzanıyordu ellerim, sıkı sıkıya tutunmuştum.

   Ben, aslında o mesajı atıp hayatıma girdiği ilk günden beri Kayıp'a ihtiyaç duyuyordum. 

   Sadece sevgisine değil, tüm benliğiyle bu kıza ihtiyacım vardı. Kabul ediyordum.

    Belki belli edemiyordum ama ona gerçekten çok fazla değer veriyordum. Hele bana böyle kırgın bakarken, göğsümde acıdan titrerken o iyi olsun diye yapamayacağım hiçbir şey yoktu.

    Derin bir nefes alarak kollarımı ona daha çok doladım. Sanki ne kadar sıkı sarılırsam onu etraftaki kötülüklerden o kadar çok koruyabilirmişim gibi geliyordu.

    Ona iyice yaklaşmamla kokusunun burnuma iyice dolması bir oldu. Bu kokuya da sarılmak istiyordum ben, beni büyük bir saflıkla tertemiz seven bu küçük kızın kokusu anneme benziyordu.

    Gözlerimi kapatarak çenemi onun başının üzerine yerleştirdiğimde, hızlanan nefesi kulağıma doldu. "İyi misin?" diye sorduğunu duydum hemen ardından.

    Şu an kötü olan oydu, neden beni soruyordu?

   Yüzümü görmeden dağıldığımı nasıl hissedebiliyordu?

   Sakince "Evet güzelim, iyiyim." dediğimde, "Saçlarınla oynayabilir miyim?" diye sordu.

   Gözlerimi açtım ve çenemi başından çekerek, elimle yüzünü kendime çevirdim. Ağlamaktan hafifçe şişen gözleri, kızaran dudakları, dağılmış saçları ve sorduğu soru yüzünden utanarak kaçırdığı bakışlarıyla o kadar güzeldi ki...

   Boğazımda oluşan kocaman yumruyu görmezden gelmeye çalışarak sertçe yutkundum.

    Deminden beri benden kaçırdığı gözleri önce boynuma yakın yerlerde dolandı ve sonra yukarı doğrudan tırmanarak beklentiyle gözlerimin içine baktığında, "Uzanalım mı?" diye sordum. Bir sorun olacağını sanmıyordum, daha önce çimlerin üzerinde de birlikte uyumuştuk.

   Bir an duraksar gibi oldu, hemen ardından buruk bir tebessüm yerleşti dudaklarına ve başını sallayarak, "Bu gece rüyalarını benimle paylaş, Free." dedi.

   "Memnuniyetle." derken, yavaşça kucağımdan inmesini izledim.

   Bende ayaklanarak odamın penceresine yaklaştım ve perdeyi araladım. Zifir siyahı gökyüzü tüm ihtişamıyla gözlerimin önüne serildiğinde ilerleyerek ışığı kapattım ve kendimi yatağıma bıraktım.

    Kayıp'ın olduğu yerde hâlâ öylece durduğunu gördüğümde gülümseyerek yatağın elverdiğince biraz yana kaydım ve "Gel bakalım." dedim.

   Beklemeden bana doğru ilerleyerek yanıma uzandığında, onu iyice kendime çekerek yanağına ufak bir öpücük kondurdum.

    Elleri saçlarımı bulduğunda, bu kez ben onun göğsüne yaslandım ve belki de yıllardır ilk kez bu kadar huzurlu bir şekilde gözlerimi kapatarak "Yanımda kal." dedim. "Söz veriyorum bu gece rüyalarımı seninle paylaşacağım."

    Parmakları saçlarıma iyice dolandı, ve dudaklarını saçlarımın üzerinde hissettim.

    Yutkundum. Gözlerimden firar edip hızla sakkallarıma bulaşan yaşa engel olamadım.

    "İyi geceler, canımın içi."

    Sesi beni tüm gerçeklikten kopardı.

   Acı çekmiyordum. Kayıp, bana iyi geliyordu.

    Birkaç kelime döküldü dudaklarımdan uykuya dalmadan hemen önce.

    Düşünmeden, içimden ne gelirse onu söyledim.

   "İyi geceler, canımın içi."

  

   

   
  

Anonim: KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin