Özel- 0.2

7.1K 342 23
                                    

Bölüm şarkısı; Şebnem Ferah- Sigara

Anonimin ağzından...

Gözlerinin içine baktım, ruhum kocaman bir girdabın içine çekildi, ellerimin titrediğini hissettim ve o an bir daha hiçbir zaman burada olduğum kadar huzurlu olamayacağımın bilinci beni kör etti.

Kollarının arasındaydım... Gözleri... ve bu defa sözleri de kalbime dokunuyordu.

İnce bir sızı girdi en derinime. Onun iyi ki'si olmak. Bunu haketmediğimi biliyordum ama o an başka hiçbir şey düşünmek istemedim.

Benden birkaç adım ayrılarak elimi ilk önce ürkek bir hareketle kavradı ve benim yüreğim göğüs kafesimi zorlamaya başlarken ona bakarak gülümsedim. Elimi avucunun içine daha çok bastırdı ve bu defa daha sıkı tuttu.

Derin bir nefes aldım ve büyülenmiş bir şekilde beni bulunduğumuz kaldırımdan başka bir yöne sürüklemesine izin verdim.

Yaklaşık on dakika yürüdük. O nereye gittiğimizi söylemedi. Bende sormadım. Önemli değildi çünkü. Elleri ellerimdeydi işte. Ona tutunduğum sürece dünyanın öbür ucuna bile gidebilirdim. Yeter ki yanımda olsundu.

Bir kafenin önünde durduğumuzda hızlı adımlarla beni içeriye yönlendirdi ve girişteki birkaç adam bize selam verirken doğruca arka tarafa geçtik.

Büyük bir bahçe. Küçük tahta masalar ve sandalyeler.

"Geç," diyerek eliyle bana ortalardan bir masa gösterdiğinde etraftaki insanlara baktım.

Zaman akıp geçiyordu.

Yanımda duruyordu.

Ben gösterdiği yere oturduğum an, o da tam karşıma geçti. Aramızdaki masa fazla büyük olmadığından birbirimizde pek de uzak sayılmazdık.

Yavaşça arkasına yaslandığında gözlerim ilk önce demin benim ellerime kenetlenmiş ve şu anda da masanın üzerinde duran ellerine kaydı. Uzun, fazla ince sayılmayacak ama aynı zamanda da kemikli eller.

Ardından arsızca vücudunda dolandı gözlerim.

O sırada bir garson yanımıza geldi ve Free'nin bize iki çay söylediğini duydum belli belirsiz.

Gözlerim daha da yukarı tırmandı ve zorlukla dudaklarını es geçtim. Benim için kilit nokta onun sakallarıydı.

Her halini görmüştüm o sakkallarının. Uzayıp kısalmışlardı. Ama onu ilk gördüğüm günden beri hep oradalardı. Ve ben tek bir kez bile dokunamamıştım onlara.

Gözlerimin dolmaya başladığını hissettiğimde, o güzel gözlerini bana dikti ve kesin bir sesle "Yapma şunu." dedi. Bir an afallayarak "Neyi?" diye sorduğumda, işaret parmağını kendine doğrultarak "Buradayım işte." dedi. "Şu ana kadar yarım kalan şeyleri düşünerek kendini üzmeyi bırak. Artık yanındayım."

Ona inanamıyormuş gibi alttan bir bakış attığımda başını geriye atarak kahkaha attı.

Kendime gelmeye çalıştım.

Çaylarımız geldiğinde hâlâ yüzünde olan gülümsemeyle şekerliğe uzandı. Gözlerimi kırpıştırarak ondan daha hızlı davrandım ve elime iki tane şeker alarak ona uzattım.

Başını hafifçe yana doğru yatırarak "Sen atsana," dediğinde elimdeki şekerlerin ambalajlarını açarak çayına karıştırdım.

Kendiminkine de aynı şeyi yaparken sigara paketini masanın üzerine bırakarak içinden bir dal çıkardığını gördüm.

Beyaz filtreyi dudaklarının arasında yerleşitirerek yaktığında, yavaşça yutkunmaktan kendimi alamadım ve "Şey..." diyerek söze başladım.

Derin bir nefesi içine çektikten hemen sonra, ben daha başka bir şey söylememişken sanki zihnimi okumuş gibi "Hayır," dedi. "Sen içmeyeceksin."

Omuzlarımı düşürerek yüzüne bakmaya devam ettiğimde, bir nefes daha çekti içine ve başını iki yana sallayarak yavaşça bana doğru yaklaştı. Elindeki sigarayı benim dudaklarıma doğru uzatarak "Bir kereliğine," dediğinde hızlanan kalbimin sesini kulaklarımda duymaya başladım.

Yutkundum.

Bende ona doğru yaklaşmaya başladım ve ağır bir şekilde dudaklarımı parmaklarının arasındaki sigaranın filtresine dayadım.

Derin bir nefesi içime çektiğimde, gözleri dokundu gözlerime.

Ve ben hayatımda ilk kez içtiğim sigaranın içimi bu kadar yaktığına şahit oldum.

O... ilk sigaramdı sanki benim.

O, benim ilk aşkım, ilk yenilgimdi.

O, benim ilkimdi. Ve hep de öyle kalacaktı.

Anonim: KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin