Bölüm 21: "Ömür Törpüsü..."

8.2K 432 57
                                    


Selamlar can okurlarım canan okurlarım... En sevdiğim kitabıma dönmüş durumdayım. Bölüm paylaşmayı özlemişim. Umarım beğenirsiniz...

Bu arada bana güzel kapaklar yapan Canım Arkadaşım, Dert Ortağım, Kayıp İkizim ye, Özlem'ime teşekkürler. Kendisinin de kitaplarını okumanızı öneririm. Kelimeleri benden daha ahenkli kullanır. Kapak yazısını okuduğunuzda anlayacaksınız zaten. Neyse uzun lafın kısası iyi okumalar canlarım.

"Ay Umut çıldırtacaksın beni be adam! Git ya yanımda yatma!" Umut da çıldırmıştı zaten

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ay Umut çıldırtacaksın beni be adam! Git ya yanımda yatma!" Umut da çıldırmıştı zaten. Sevgili olmadan önce ne güzel beraber uyuyorlardı. Hayır, ilişkileri bir adım ilerlemişken bu mesafe niyeydi anlamıyordu.

"Kadın sevgili olmadan önce gıkın çıkmıyordu. Korkuyorum evlenince ayrı odalarda yatacağız diye." Evlilik mi? Umut Karin şaşaladı kaldı. Daha yeni başladıkları ilişkilerinde bu adam o kadar ileriyi mi düşünüyordu sahiden?

"Ne evliliği Umut? Daha bunları konuşmak için erken değil mi?" Yatakta onu iteleyip iteleyip en sonunda koynuna giren adam genç kadını yeterince delirtmemiş gibi üzerindeki kazağı uçlarından tutup çıkarıverdi. E yok artık! Taş değildi bu kadın da!

"Bak ya! Adam sen beni duyuyor musun? Giy üstünü!" Ünlemli ünlemli konuşup cazgırlığını bir an bile bırakmadı. Umut için hava hoştu gerçi. Sinirliyken de içini anlamlandırmakta güçlük çektiği bir sıcaklık kaplıyordu. Bu kadını her haliyle seviyor; ama en çok sinirliyken kendine hakim olmakta güçlük çekiyordu.

Hiç tereddüt etmeden onu çekip başını zorla göğsüne yasladı. Kokusunun, dokunuşunun genç kadını ne kadar etkileyip hormonlarını azdırdığını idrak edemiyordu galiba. Ya da idrak etse de umursamıyor hatta hatta galiba zevk duyuyordu bu kütük adam.

Vücudunun sızlanmasını önemsememeye çalışarak sinsice hareket edip adamın göğsünün etini dişlerinin arasına alıp hınçla ısırıverdi Umut Karin. Umut yatağa girmeden evvel yıkandığı için şampuanının hafif acı tadı ağzına yayılsa da bırakmadı.

"Aaaaah! Umut napıyorsun güzelim? Bırak. Bırak canım acıyor!" Başını itti önce; ama eti çekilip daha çok acı verince vaz geçti. Çenesine kuvvet nasıl dişliyordu öyle sarı cadısı. Galiba büyük bir hıncı vardı. Ya da yılların hıncını çıkarmıştı böylece.

Başını iki yana sallayıp dişlerini daha da gömen kadına karşılığı son derece tepkisel ve ilkel olmuştu. Saçlarını tutup çekti. Cadı kadın yine cadılığından ödün vermemişti işte. Bu sefer de göğüs etini bırakıp fırsat vermeden dönüp elinin ayasını ısırdı. Dudakları diş etini açığa çıkaracak kadar çekilmiş, gözleri vahşi parıltılarını takmıştı.

Elini sallasa da yok cadının bırakacağı yoktu. O kahrolası masal kitapları cadıların insan eti yediğinden hiç bahsetmemişti oysa. En sonunda yüzünde memnun bir gülümsemeyle bırakıp ısırdığı yere başını koydu genç kadın. Anında yumuşak sarı saçları göğsüne dağıldığında içgüdüsel olarak elini saç tutamlarının arasına bıraktı.

DEMİRDEN UMUTLARWhere stories live. Discover now