Umut (Karin) SANCAKOĞLU ve Umut SANCAROĞLU... Bu iki güçlü insanın en büyük tesadüfleriydi isimleri...
Umut Karin geçmişine sünger çekmiş geleceğini dişi ve tırnaklarıyla kazıyarak inşa etmiş bir psikologtu. Sahip olduğu tek ailesi iki dostuydu ve...
Umut'un, cadısının ve Aygün'ün yüz ifadesi sanki üzerlerinden vagon geçmiş gibiydi. Ne olduğunu tam olarak anlayamamış şok olmuş bir haldeydi hepsi de... Toplantıda erkek kadar kadın temsilci de vardı. Geneli şirket yönetiminden olsa da bazıları proje sorumlusuydu. Ancak Kuzey'in kalbini çalan kadın hangisi diye düşünüp duruyordu hepsi birden.
"Nasıl yani?"
"Ne nasılı abicim? Sen nasıl bu cadaloza âşık olduysan öyle kazma!" Tüm asılma girişimlerinin Umut'u deli etme amacıyla olduğunu kabul ediyordu bu söyledikleriyle. Yoksa insan beğendiği kadına böyle ciddi ve ayıplar tonda cadaloz der miydi hiç? Her ne kadar Umut Karin gerçekten cadı genleri taşıyorsa da bu kadar sert bir dille söyleyen âşık olamazdı herhalde.
Umut Karin kendisine edilen hakarete pek aldırmadan üçünün de merak ettiği soruya değindi.
"Kime?" Kuzey soruyu duymadı bile. Aklında kırk tane tilki cirit atıyor kurnaz planlar konusunda yardım ediyordu. Çünkü onun aşkı karşılıksız kalamazdı! Kalmamalıydı. O içine çeken kuyu gibi gözleri, içindeki yarım kalmış neşeyi her daim görmek istiyordu.
"Umut? Dedin ya bir işin ucundan tut diye? Tutarım ben! Bu iş bende tamam mı? Hiç endişe etme, bütün inceliğiyle çalışırım projeye." Umut elbette ki kabul eder hatta büyük bir keyifle projeyi Kuzey'in üzerine yıkardı normalde; ama... Ama işte âşık olduğu kadınla daha çok görüşme ihtimali bile heyecandan çıldırmasına neden olurken, tamamen elini eteğini çekemezdi ya!
"Bak amca efendi! Senin aşkın sana benim ki bana! Bu cadolozun yüzünü kırk yılda bir görüyorum zaten! Sen o ihtimali unut!" Sanki genç kadın orada değilmiş gibi, sanki bu sohbete tanıklık etmiyormuş gibi tartışmaya başladılar.
"Oğlum, bak şöyle yapalım. Sen projenin ortaklığı doğrultusunda Umutla olan görüşmeleri üstlen. Ben de Büşra YILDIRIM'dan sorumlu olayım! Ha?" Bu konuşmalardan Aygün'ün çıkardığı sonuç çoktan ikilinin birlikte çalışma kararı verdiğiydi. Kendi şirketleri de bu projeye, projeden gelecek paraya ihtiyaç duyuyordu; o yüzden sonuç belliydi. Umut Karin içinse bu tartışma erkeklerin bilhassa Umut'un odun olduğunu bir kez daha ortaya koyan bir kanıttı. Aynı zamanda hepsinin ortak kanaati Kuzey SANCAROĞLU'nun Büşra YILDIRIM'a yıldırım aşkıyla tutulduğundan yanaydı.
O dakikadan itibaren edilen kavgalar ve tartışmalar Umut Karin'in umurunun köşesinde bile olmadı. Omuz silkip başını iki yana salladıktan sonra cıklayarak dışarı çıktı. Aygün proje üzerinde zihnen çalışmaya başlamıştı bile.
Umut ve Kuzey ise sonu gelmeyen tartışmalarla birbirlerini yemeye devam ettiler. Akşama kadar herkes kendi odasında kendi köşesinde takıldı. Bu süre içerisinde yarın akşam yemekli bir toplantı olmasından yana karar verilmişti bile.
Akşam yemeğine inmeye çok az bir vakit kala Umut Karin bu rahat ortamdan istifade etme kararı ile hemen yan odasının kapısını tıklattı. Kapıyı açan Umut'a boş boş baktıktan sonra kahkahayı bastı. Uzun uzun gülüp onun bozulmasına aldırmadan karnını tutmaya devam etti. Zira gülünmeyecek gibi değildi ki. Üzerinde kareli bir gömlek, lacivert bir süveter bir de o gözlükler ile Clark Kent'ten farkı olmayan bir Umut karşısında duruyordu. Kesinlikle kötü durmuyordu. Hem superman kötü görünebilir miydi hiç? Kötü değil sadece fazlasıyla iyi aile çocuğu gibi görünüyordu. O serseri havası kaybolup gitmişti.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
