Bölüm 11: Ronnie SKY???

9.7K 525 36
                                    

Uzun zaman oldu arkadaşlar. Biliyorum belki de bana kızıyorsunuz ama kızmayın. Biliyorsunuz ki önceki hafta benim yayın günümden önceki gün ülkemiz çok zor anlara şahit oldu. Çok kaybımız oldu. 

Ben bunun üzerine bölüm yayımlamayı kendime yediremedim.Ondan sonraysa sizden bir tepki alamadığım için yazmak gelmedi bir türlü içimden. Neyse ki bir arkadaşımız aklımı başıma getirdi. @mujdehksl çok teşekkür ederim :)

"Ben İngiltere'ye gidiyorum." Eleine katlamak da olduğu çamaşırı bırakıp önündeki çamaşır sepetine bıraktı. Çıplak ayaklarının altında yumuşak halının tüylerini eze eze Umut'un yanına ulaştı.

"Ne demek gidiyorsun? Neden?" Umut'un sol avuç içi alnına yerleşti ve baş parmağı da şakağını ovmaya başladı. Gözlerini sımsıkı kapattı, birkaç dakika o vaziyette düşündü. Söylemeli miydi?

Tabi ki söylemeliydi. Saklanacak şey miydi bu?

"İngiliz Polis Teşkilatından aradılar; Tehditle Mücadele Departmanından... Ronny SKY kaldığı akıl hastanesinden kaçmış. Şu an her yerde onu arıyorlar. Uluslararası teşkilatlarda bile arama emri verildi. Benim gitmem lazım Eleine; benim... Ve sen daha fazla bu evde kalmayacaksın!"

...

Umut Londra'ya indiğinde kontrolden geçip valizini aldı. Durup zonklayan şakaklarını ovmak cazip gelse de istediği en son şey kalabalıkta sürüklenmekti.

Yolcuları karşılayanların arasında koca cüssesiyle sıkışıp kalmış biri siyahi biri beyaz iki adam duruyordu. Ellerindeki karta bakıp ismini okumasına bile gerek yoktu. İki tane polis memuru ciddiyetle kimi bekliyor olabilirdi ki başka? Birleşik krallığın memurlarına has kasklı üniforma fazlasıyla gözü üzerine çekiyordu.

Yanlarına ilerledi ve ellerini sıktı. Umut'a karşı klasik İngiliz mesafesini koyup arada soğuk rüzgârlar estirdiler. Genç kadının elinden küçük valizi alırken önlerine dikilen takım elbiseli birisi ile yolları kesildi.

"Özel ajan Waller. MI5." Umut duruma şaşırmadan edemedi. MI5'ın olaya müdahil olması bir yana kendisini karşılamak için bir özel ajan yollamaları ise ayrı bir konuydu.

Polis memurları da hallerinden epey rahatsız görünüyordu. İç İstihbarattan sorumlu Amerika'daki FBI'ın görevleri gibi görevler üstlenen bir nevi federal teşkilat. Tabi İngiltere Federal bir devlet olmadığından bu terim pek de doğru olmayabilirdi. Öte yandan federaller ve polis memurları arasındaki ilişki İngiliz Polis Memurları ve MI5 ajanları arasında da hüküm sürüyordu.

"Ajan Waller. Bu karşılamayı neye borçluyum?" Adamın yüzünde mimik oynamadı. Sadece kendine açıklama yapmak üzere dudakları hareketlendi.

"Hayatınızı tehdit eden son 10 yılın en tehlikeli seri katiline borçlusunuz hanımefendi." Gerçekler suratına şak şak vurulurken gözlerini kırpmadan kendinden boy farkıyla yüksek olan adama baktı genç kadın. Adeta iki yıldırımın çarpışması gibiydi. Tehlikeli elektrik akımları vardı havada.

"Ayrıca gittiğimizde İnterpoll'den de iki kişi karşılayacak sizi. Biri Finlandiya biri Türkiye'yi temsilen... Ait olduğunuz ülkeler size değer veriyor hanımefendi. Ve tabi ki bu adamın dünya üzerinden silinmesini isteyen halkı mağdur olmuş pek çok teşkilat var. Akıl hastanesine kapatılmasının hata olduğunu düşünüyorlar."

"Ve haklılar Ajan Waller!" Genç kadın adamın gözleri dışında başka hiçbir yerini ve uzvunu incelemeden yoluna devam etti. Adam ise genç kadın onu yolundan çekip önünde tüm kibri ve asaletiyle yürürken kadının arkasında dalgalanan saçlarına ardından kalçalarına kaydırdı gözlerini.

DEMİRDEN UMUTLAROnde as histórias ganham vida. Descobre agora