4 | Konuşmaya çalışmak

447 51 19
                                    



2011, sonbahar ayları.




Günler hızlıca geçiyordu ve ben yenilgiye uğruyordum. Çoğu kişi yeni gelen çocuğu hem sevmişti hem sevmemişti. Ona acıdıklarına adım gibi emindim, bu yüzden onu seviyorlardı fakat bizim karşımıza çıkardığı engeller yüzünden onu sevmiyorlardı. Ben acımayan taraftaydım. Madem ayrımcılık istemiyorlar, ben de ayrımcılık yapmayacaktım.

Yenilgiye uğramaktan usandığım zaman, cesaret testleri artık yoktu bu yüzden sıkılıyordum, kendime yeni bir hedef belirlemiştim.


Kim 'Sağır' Taehyung.


Derste arada arkasını dönüp en yakınında ki kişiye, bu genellikle Ji Eun oluyordu, öğretmenin ne dediğini soruyordu. Öğretmen yine konuşmaya başladığında arkasını döneceğini bildiğim için onu şaşırtmak istedim. Önümde ki defteri koni haline getirip, kulağına doğru bağırdım.

"VAAAAAAAAAA"

Kükremeye benzer bir ses çıkardığımda Ji Eun anında kolumu tokatlamıştı. Taehyung'un donup kaldığını ve öğretmen dahil tüm sınıfın ne yaptığımı anlamaya çalışıyor olduğunu görebiliyordum. Bir amacım yoktu. Sadece eğleniyordum.

Hareket haline geçtiğinde kafamı kollarımın arasına gömüp uyuyormuş gibi yaptım. Sağırsa benim yaptığımı anlayamazdı.

"Jungkook, ne yapıyorsun? Burada ders işliyoruz görmüyor musun?" dediğinde dersin bittiğini işaret eden zil, imdadıma yetişmişti.

Seokjin hemen yanıma gelerek sordu.

"Ne yapıyorsun, mal mısın oğlum?" dedi kafama şaplak atarak. Diğer taraftan Namjoon omuzlarımdan tutup kulağıma doğru eğildi.

"Bu iyiydi, dostum."

Sırıttım. Gerçekten öyle miydi? Öyleyse devam etmem de bir sakınca yoktu. Beş dakikalık teneffüs hemen geçince, defterimden boş bir sayfa kopardım.


'Kim Taehyung ne kadar sağır?' testimiz başlasın!


Kısık bir tonda ses çıkardım.

"vaaa"

O duymasa da Ji Eun bana delici bakışlarını göndermişti. Hem Taehyung'un soruları hem de benim seslerim ona fazla geliyor olmalıydı.


Nerede kalmıştık? 1. seviye temizdi. Duymuyordu.

"vaaaaa"

Seviye 2, temiz. Deftere hızlıca yazdıktan sonra yanımda merakla fısıldayan Ji Eun'a döndüm.

"Bunu yapmak eğlenceli mi?" dediğinde gözlerim yok olana kadar gülümsedim ve başımla onayladım.

"Teneffüste bende denemek istiyorum." dedi. Ji Eun eğlenceli mi olmaya başlıyordu ne?

"Olur, teneffüste beni bekle." dedim ve testi 5. seviyede bitirdim. Duymuyordu.


"25. sayfayı açın ve okuyun. Sonra serbestçe kitaplarınızı okumanıza müsade ediyorum." dedi. 25. sayfayı açıp okumaya başladım. Derslere tamamen ilgisiz değildim, dinlerdim ve yapmaya gayret ederdim. Annem benim için çok uğraştığını ve ben olmasam daha rahat edeceğini söylemişti bir keresinde, o gün düşünmüştüm ve artık derslerime az yoktan çalışıyordum.


Teneffüs zili çaldığında hepimiz benim sıramın orada toplanmıştık. Namjoon, Ji Eun, Seokjin ve yanımızda bizi izleyen sınıf başkanımız; Joohyun. Ji Eun'u kolundan dürtükledim ve artık yapmasını işaret ettim. Tüm gün onu bekletemezdik ya?

"VAAAAAH"


Tam beklediğim gibi kızlara göre kalın ama biz erkeklere göre ince bir ses çıkarmıştı. Ona dönüp gülümsedim. Bana geri gülümsediğini tuhaf hissedip önüme döndüm. Ne diye gülümsüyordum ona?



"Bakın, ne yapacağım." dedi Namjoon. "Hav hav!" diye ses çıkardığında ağzımdan şaşkınlıkla açıldı. Bunu nasıl akıl edememiştim. Taehyung'a baktım, onca sese tepki vermemişti. O kadar mı duyamıyordu. Sağırlar azda olsa duyamaz mıydı ki?



"Hadi sende yap." dedim ve Seokjin'i tişörtünden tutarak öne sürdüm. Şimdi Taehyung'un dibindeydik.




"İstemiyorum." dediğinde kaşlarımı çattım. Koluna yurmuğumu geçirdiğimde isteksizce isteğimi yerine getirdi.




"Bööö" dedi. Kafamı iki yana sallayıp, parmaklarımla burun kemerimi sıkıştırdım. Beceriksiz.



"Öyle değil, böyle yapılır Seokjin. İyi izle beni." dedim ve Taehyung'un kulağının dibinde bittim. Sıktığı parfümü ister istemez alıyordum ve itiraf etmek gerekirse çok güzel bir kokuydu. Daha fazla koklamak istemiştim. Derin bir nefes alıp kendimi hazırladım.


"VAAAAAAAAAAAAH"


"JEON JUNGKOOK!"


Öğretmenimiz bağırmasıyla olduğum yerde zıplamıştım. Öyle bir anda bağırması beni korkutmuştu. Taehyung'la göz göze geldiğimde biraz önceki bağırışlarımdan ve öğretmenimizin bağırmasının getirdiği korkuyla beraber kıpkırmızı kesilmiştim. Bu çocuğu sevmemiştim.


"Efendim öğretmenim?" dedim sevimli bir şekilde.



"Öğretmenler odasına kadar beni takip et." dedi ve ilerlemeye başladı. Çocuklara baktım ve hemen geleceğimi söyledim. İşte başlıyoruz, bu yediğim ilk azar değildi. Sadece annemin kulağına gitmese iyi olurdu.




Odaya girdiğimizde kalçasını masaya yasladı ve kollarını birbirine doladı.





"Sırf biraz farklı diye zaafından faydalanmamalısın, anladın mı beni?"





"Anladım. Aslında sadece beni gerçektende duymuyor mu diye test ediyordum."





"Öyleyse neden farklı bir yol denemiyorsun?" Gözlüğünü düzeltip devam etti. "Git ve Taehyung'a sor."





Derste oturup bunu düşünmüştüm. Sıkıcı olacaktı ama cevap verir mi diye de merak ediyordum. Stresle parmaklarımı sıraya vurmaya başladım. Bu son dersti ve dersten sonra bahçeyi temizleme görevi ben ve Taehyung'daydı. Herkes bir önündeki veya arkasındaki kişiyle eş olmuştu ve bana Taehyung kalmıştı.




"Hadi bakalım, göreyim seni Jeon Jungkook." dedim ve kendimi gaza getirmeye çalıştım. İşe yaramış mıydı? Tabiki de hayır! Dünya'nın en tuhaf insanlarından biriyle konuşmaya çalışacaktım nasıl olmam gerekirdi?




Kapının kenarına dayalı olan süpürgeyi alıp süpürmeye başladım. Aynı zamanda şapkamı kafama geçirmiştim. Güneş fazlasıyla vuruyordu.




Beş veya on dakika geçmeden Taehyung'da yanımda yer edinmişti. Kasılmaktan ölebilirdim. Alt tarafı konuşacaktım, bundan kolayı mı vardı?

"H-hey sen," dedim ve bana doğru bakmasını bekledim. "Neden bu okula geldin?" dediğimde yanı başında duran çantasına yönelip 'iletişim defterini' çıkardı. Hızlıca bir şeyler yazarken ondan tarafa bakmamakta ısrar ediyordum. Dibimde bittiğinde yakınlıktan rahatsız olup geriye adımladım.

"Bir şey mi söyledin? Eğer söylediysen, ne dediğini tekrar edebilir misin?"

"Y-yok bir şey."




Ellerimi iki yana sallayıp ondan en uzak köşeye geçtim. Böyle bir şeyi bir daha denemeyi düşünmüyordum. Strese girmiştim. Onunla konuşmadan, testler yaparak eğlenmek daha güzeldi. Aklıma gelen şeylerle kendi kendime güldüm.





Seninle çok eğleneceğiz Kim Taehyung.

The Shape of Voice || TaekookWhere stories live. Discover now