Yalanlar-23-

24.5K 1.4K 82
                                    

Keyifli okumalar...

Masada bir süre daha çatal bıçak seslerinden başka bir ses çıkmazken Mehmet artık sabrının sonuna gelmiş bulunmaktaydı. Önündeki hiç dokunulmamış yemeği eliyle biraz ileriye doğru iterek dirseklerini masaya koydu. Melek kim bilir şimdi nasıldı? Yemek yemiş miydi?

"Artık yemek faslı bittiyse Çağla sen konuşmaya başla." Çağla, Mehmet'in sözleri üzerine suyundan bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Benim İstanbul'a gelme sebebim Melekti. Gelir gelmez tanıdık kim varsa Meleği sormaya başladım. Her yerde onu ararken burada tanıdığım bir arkadaşım bana bir iş buldu. Efranın bahçe tasarımını yapacaktım. Efranın evindeyken Melek solana ilk girdiğinde bende şok oldum. Onu her yerde ararken şans eseri karşıma çıkmıştı. Normalde onu alıp direk gidecektim ama ağladı, çok yalvardı sessiz kalmam için. Bakın o benim kardeşim gibi. Karşımda öyle çaresizce ağlayınca da mecbur sessiz kaldım. Tabi bu içinde bulunduğu durumu kabullendiğim anlamına gelmiyordu. Kusura bakma Mehmet ama ben senin duygularında ciddi olduğuna hiç inanmamıştım. Bunu Meleğe de söyledim. Senin bir sapık olduğunu onun hasta durumundan faydalanmak istediğini söyledim."

"Peki o ne dedi?"

"Ağlayarak öyle biri olmadığını söyleyip durdu. Ona çok iyi davrandığını falan da söyledi. Bak Mehmet, iyi birisin belki de seni tanımadığım için bir şey söyleyemem ama ben Meleği çok iyi tanıyorum. O nerde bi sevgi kırıntısı görse peşinden gidecek kadar saftır. Bu saflığı da küçüklüğünden beri ailesi tarafından itilip kakılmasından geliyor." Çağla konuşmasına ara verip derin bir nefes aldığında bakışları Mehmet'in kasılan çenesine takıldı.

"Babası nasıl biri? Benim yüzümden Meleğe bi zarar verir mi?"

"Afedersiniz ama pisliğin tekidir. Baba kelimesi kadar değerli bir kelimeyi onun üzerinde kullanarak baba kelimesinin değerini azaltmayalım. O adam baba dışında her kalıba girebilir. Ben Konya da halamla birlikte yaşıyorum ve evimiz Meleklerin evinin hemen karşında. Kaç gece ansızın ağlayarak kapıyı çaldığını hatırlarım. O pislik adamın canı bir şeye sıkılır Meleğe patlardı. Halamın defalarca Meleğin yaralarına pansuman yaparken ağladığını hatırlarım."

"Kusura bakma ama siz bu duruma seyirci mı kaldınız?!" Efranın araya girip aksi bir tonda söylediği sözler üzerine Çağla ona kırgın bir bakış attı. Ne biçim soruydu Allah aşkına bu böyle?! Ama onlara kızmaya da hakkı yoktu. Sonuçta neler yaşadıklarını nerden bileceklerdi.

"Hayır tabiki de. Halam kaç defa gidip konuşmayı denedi o adamla ama ona laf anlatmak mümkün değil. Bir kaç defa da ben gittim belki bir faydası olur da adam olur biraz diye . Ama konuşmanın sonucu bana tokat atıp beni evden kovmasıyla bitti. Bende hiç beklemeden hastaneye gidip darp raporu aldım ve o adamı şikayet ettim. Şikayet ettiğimi öğrenir öğrenmez evimize geldi. Cam çerçeve ne varsa indirdi pislik bir de üstüne tehdit edip gitti. Normalde olsa bu işin üstüne giderdik ama bir kaç tekinsiz olay daha yaşayınca bir de halamla sadece ikimiz varız. Korktuk."

"Anlıyorum. Peki Melek neden şikayet de bulunmadı? "

"Bir kere şikayet etmişti ama o da geri çekti şikayetini. Aynı sebepten babası şiddeti ve tehditleri arttırdığı için. Hem bizi hem de annesini kullanarak Meleği sıkıştırıyordu."

Mehmet, öğrendiği şeylerin üstüne başka hiçbir şey sormayıp sessizliğini korudu. Melek şimdi nerdeydi? Nasıldı? Sıkıntıyla iç çekip elleriyle yüzünü sıvazladığında bu telefon melodisi etrafa yayıldı. Ellerini yüzünden çektiğinde Çağlanın sıkıntılı bir yüz ifadesiyle telefonun karşısındaki kişiyi dinlediğini gördü.

YalanlarWhere stories live. Discover now