Yalanlar-15-

25K 1.6K 137
                                    

Keyifli okumalar...

Meleğin zihninde kaos ortamı oluşmuştu. Sanki bütün anıları bu anı bekliyormuş gibi hep birlikte su yüzüne çıkmaya karar vermişlerdi. Zihnine akın eden anılarla kaşlarını çatıp durduğu yerde bir kaç adım sendelediğinde elini tutunmak için bir yere uzattığı sırada tanıdık sıcak bir el elini sıkıca kavradı. Ve daha Melek tek kelime bile edemeden bu sefer kardeşi gibi gördüğü Çağla ona sıkıca sarıldı.

"Melek, sen..." Çağla yaşadığı şaşkınlığı anlatacak kelimeler bulamadığında tekrar sessizliğe sığınarak arkadaşına sarılmaya devam etti. Şuan içinde bulunduğu duruma tesadüf diyemiyordu çünkü tesadüf bu durum için çok basit kalan bir kelimeydi.

"Çağla."

"Seni ne kadar merak ettiğim konusunda bir fikrin var mı? Allahım endişeden deliye dönecektim neredeyse. Ama şimdi burada, karşımdasın ya hiçbir şeyin önemi yok." Melek, Çağla'nın söylediklerini bir sis bulutunun ardından dinlerken aklı tamamen Mehmet ile doluydu. Kalbi ne kadar kabul etmemek için bağırıp çağırsa da doğru olan tek bir sey vardı. O da Mehmet'in ona yalan söylemesi, onu kandırması. Neden? Aslında hiç tanımadığı bir kız için neden bunca yalan?!

"Melek, iyi misin? "

"Çağla, sana bir şeyler anlatacağım ama beni sessizce dinleyeceksin. Fazla vaktimiz yok her an Mehmet gelebilir."

"Mehmet, kim?"

"Anlatacağım, gel." Melek, Çağla'nın elini tutarak koltuğa oturduğunda kapıya doğru endişeli bir bakış attıktan sonra tekrardan Çağlaya döndü. Ve başından beri olanları hızlı bir şekilde anlatmaya başladı. Beş dakika sonra anlatacaklarını bitirdiğinde Çağla bir eli göğsünün üzerinde ona şok olmuş bir ifadeyle bakıyordu.

"Kalk. Hemen polise gidip bu adamı şikayet edeceğiz! Bu, Mehmet denen adam resmen kafayı yemiş. Aman Allahım ya sana kötü bir şey yapsaydı. Düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyor." Çağla'nın oturduğu yerden hızla kalkıp onu da kaldırmaya çalışmasıyla Melek korkuyla elini Çağla'nın elinden kurtardı. Polis mi?! Melek kendi ayaklarıyla polise gidip Mehmetini mi şikayet edecekti?

Üzülmemesi için her şeyi yapacak olan, onu anlam veremediği bir şekilde seven, mutlu eden adamı şikayet etmek mi? Hayır! Melek bunu asla yapmazdı. Mehmet'e bunu yapmak ancak onun sevgisini göremeyecek kadar kör olmuş bir kalbe yakışırdı. Ama Meleğin kalbi Mehmet'in sevgisini görmüş hatta bu sevginin müptelası olmuştu. Fark etmeden birlikte geçirdikleri şu kısacık zaman diliminde alışmıştı Mehmet'in sevgisine. Şimdi onsuz olduğunu düşününce karanlık bir dehlizde tek başına kalmış gibi hissetmesi normal miydi? Kaybolmuş, karanlığa gömülmüş gibi...

"Melek, neden öyle duruyorsun? Kalksana."

"Hayır, bunu ona yapamam."

"Ne demek yapamam. Olayı tam olarak idrak edemedin galiba ama sana tane tane açıklıyorum. Bu adam senin zor durumundan faydalanarak seni bir yalanın içine sokmuş. Resmen sana bir yalanı yaşatmış."

"Ama..."

"Aması yok, Melek. Olan bu."

"Hayır aması var, Çağla. O beni seviyor." Çağla Melek'ten işittiği sözle ağzı açık bir halde arkadaşına bakakaldı. Melek, kesinlikle mantıklı düşünemiyordu. Sevmek diyiyordu. Nasıl bir insan bir insanı hiç tanımadığı halde sevebilirdi? Aklı bu yaşananları hâlâ tam olarak bir yere oturtamamıştı.

"Şuan saçmalıyorsun, Melek. Lütfen kalk gidelim." Melek, arkadaşının bu ısrarlı tavrı karşısında dolan gözlerine engel olamayarak ayağa kalktı ve iki eliyle sıkıca Çağla'nın ellerini kavradı.

YalanlarOn viuen les histories. Descobreix ara