Final Part 1

8.8K 410 19
                                    


Aşk!
Azerle ilk tanıştığımda bu kelimenin tam anlamı olduğunu sanıyordum ama bir süre sonra bunun yetmediğini öğrendim bu his bu paylaştıklarımızın sadece üç harflik bir kelimeden ibaret olmadığını çok kısa süre içinde öğrendim. Bu öyle bir şey ki tarifi imkansız bir duygu hele buna birde ikinizden bir parçada ekleniyorsa tamamlanmışlığın aitliğin tarifi yoktur.

  Elimdeki kağıt parçasından gözlerimi bir türlü alamıyordum daha doğrusu gözlerimin odak noktası 'pozitif' yazan kısımda takılı kalmış ne gerçek dünyaya dönmeme izin veriyordu nede kağıttaki diğer yazan şeyleri okumama izin veriyordu öylece ayakta dikilmiş o kelimede takılı kalmıştım aslında tek istediğim birinin beni dürtüp

    "DİLA KIZIM SEN HAMİLESİNNNN"

Diye bağırmasını istiyorum ama şu ortamda beni takan pek kimsenin olduğunu sanmıyordum.
   Öylece ayakta kağıda bakarken kulaklarıma telefonumun zil sesi doldu ve bu kendime gelmemi sağlarken derince yutkunduktan sonra pantolonumun cebinden telefonumu çıkarıp arayana bakmadan telefonu açtım

    "Alo"

    "Güzelim"

    "Azer"

    "Neredesin şirketede gelmedin eve geçtim yoksun?"

    "Evet ufak bir işim vardı"

    "Güzelim ufak olduğuna emin misin? Hastaneye gitmişsin"

    "Evet evet çok ufak inan bana fındık kadar olduğundan bile şüphem var"

    "Dila sen neredesin söyle yerini gelip alayım"

    "Gerek yok hayatım ben zaten geliyorum"

    "Tamam bekliyorum"

Telefonumu kapatıp test sonuçlarımı çantama koyup neredeyse koşar çadımlarla hastaneden çıktım resmen içimdeki sevinci bastıramıyordum. Arabaya yaklaştığımda şöför çıkıp kapımı açtı nezaketine karşılık her zamanki gibi gülümseyip araba geçtim şöförde yerini alınca 15 dakikalık bir yolculuğun sonunda evimizin bahçesine giriş yaptık. Araba durur durmaz inip yine koşar adımlarla eve geçtim.
  İçimdeki heyecan o kadar büyüktü ki kapıyı nasıl açıpta  solana geçtim hatırlamıyorum bile. Azer geldiğimi görmüş olacak ki ayakta elleri pantolonunun cebinde beni bekliyordu konuşmasına fırsat vermeden koşarak kucağına zıpladım

    "Ooov hatun çok mu özledin?"

Cevap vermek yerine bir türlü tadına doyamadığım dudaklarında hüküm sürmeyi uygun görüp eyleme döktüm. Azer bir eli belimde düşmemen için tutarken öbür elinide yanağıma koyup hafif hafif okşayarak beni koltuğa yatırıp üzerimdeki yerini aldı. Bir süre tatlı tatlı öpüşürken Azer dudaklarımdan ayrılıp anlını anlıma yasladı

    "Karım beni çok mu özlemiş?"

Aynı zamanda tatlı bir gülüş sergileyen kocama gülümseyip kollarımı boynuna doladım

Aynı zamanda tatlı bir gülüş sergileyen kocama gülümseyip kollarımı boynuna doladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
GÜL RENGİWhere stories live. Discover now